Lamborghini ve Ferrari’nin tarihi sinemaya aktarılıyor

Lamborghini’nin oğlu tarafından kaleme alınan kitap üzerinden yapımı gerçekleşecek olan sinem filmi iki usta aktörü bir araya getirecek. Senaryosu Ferruccio Lamborghini’nin oğlu Tonino‘nun yazdığı “Ferruccio Lamborghini’nin Hikayesi” isimli kitap üzerinde şekillenecek olan film için açıklanan başrol oyuncusu Antonio Banderas oldu. Ferruccio Lamborghini’yi beyazperdede canlandıracak olan Banderas ile birlikte Enzo Ferrari’yi Alec Baldwin canlandıracak.

Lamborghini ve Ferrari’nin tarihi sinemaya aktarılıyor

Otomobil tarihine tasarım, teknoloji ve kültürleriyle damga vurmuş üç İtalyan markanın hikayeleri birbirlerine kaderin zinciriyle bağlanmış durumdadır. Bahsettiğimiz bu üçlü Alfa Romeo, Ferrari ve Lamborghini‘den başkası değildir. Bu üç markanın tarihlerine inecek olan kişiler Enzo Ferrari ve Ferruccio Lamborghini isimlerini aynı cümle içerisinde görecektir.

Ferruccio Lamborghini

Alfa Romeo’dan Ferrari’ye

Enzo Ferrari’nin ilk başlarda yarış pilotluğunu yaptığı ve ardından yarış departmanının başında olduğu Alfa Romeo bir efsaneyi otomobil dünyasına kazandırmıştır. Bu ikiliye bir traktör üreticisi olan Ferruccio Lamborghini’nin girişiyse teknik bir problem sonucunda başlar. Sahibi olduğu Ferrari’sinin aktarma organında yaşadığı sorunu kendisinin çözebileceğini iddia eden bir adamın kendisine karşı yapılan aşağılandırıcı tutum Lamborghini efsanesini doğurur.

Enzo Ferrari

Antonio Banderas ve Alec Baldwin bir arada

Böylesine ilham verici bir hikayenin olduğu bu sürecin beyaz perdeye uyarlanma projesiyle ilgili ilk adımlar geçtiğimiz yıllarda birkaç kez atıldı. Başrol oyuncularıyla alakalı yaşanan bilinmezlik yüzünden sürekli ertelenen yapım için artık nihai sonuç açıklandı. Senaryosu Ferruccio Lamborghini’nin oğlu Tonino‘nun yazdığı “Ferruccio Lamborghini’nin Hikayesi” isimli kitap üzerinde şekillenecek olan film için açıklanan başrol oyuncusu Antonio Banderas oldu. Ferruccio Lamborghini’ye beyaz perdede canlandıracak olan Banderas ile birlikte Enzo Ferrari’yi Alec Baldwin canlandıracak. Kadrosu yavaş yavaş şekillen filmin iki yıl içerisinde vizyona çıkması bekleniyor.

Paris’te Görevimiz Tehlike isyanı

Görevimiz Tehlike serisinin altını bölümünün çekimleri son sürat devam ediyor. Ancak Parisliler bu durumdan çok da mutlu değil. Paris sokaklarından takip sahnesi çeken ekip için kapatılan sokaklar trafiğin altını üstüne getirince Fransızlar isyan etti. Dublör kullanmıyor54 yaşındaki Tom Cruise’un dublör kullanmayıp motosiklet konusundaki hünerlerini sergilediği çekimlerde Görevimiz Tehlike 5 ile seriye dahil olan Rebecca Ferguson’da görev aldı. Christopher McQuarrie’nin yönettiği Görevimiz Tehlike 6’nın 2018’i Temmuz ayında gösterime girmesi bekleniyor.Lamborghini ve Ferrari’nin tarihi sinemaya aktarılıyor

Camiye 10 bin lira bağış hapisten kurtardı

Seyhan ilçesi Kocavezir Mahallesinde geçtiğimiz 25 Ekim’de, esnaf Uğur Oral, Musa Bulut ile kuzeni İsmail Bulut’un iş yerinin önüne aracını park edince aralarında tartışma çıktı. Tartışma büyüyüp kavgaya dönüşünce, Uğur Oral’ın babası Ali Oral da kavgaya karıştı.Çıkan kavgada taraflar birbirlerini darp ederek yaraladı. Bunun üzerine polis merkezine giden şahıslar, birbirlerinden şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, dosya, ‘Kasten Yaralama’ suçunun ‘uzlaşma’ kapsamında olması nedeniyle, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosunca görevlendirilen uzlaştırmacı Hatice Eryılmaz Özoğlu’na verildi.3 yıla kadar hapis cezası isteğiUzlaştırmacı Hatice Eryılmaz Özoğlu, şikayetçi Uğur Oral ve babası Ali Oral ile görüşüp, uzlaşma şartı ve talebini aldı. Baba oğul, kendileri için bir şey istemediklerini belirtip, şüphelilerin camiye bağış yanmaları halinde uzlaşacaklarını söyledi. Uzlaştırmacının görüştüğü şüpheliler de, talebi kabul edince, iki taraf el sıkışarak uzlaştı. Bunun üzerine Musa Bulut ile İsmail Bulut, Yüreğir Merkez Camiine 10 bin lira bağış yaparak, ‘Kasten Yaralama’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talebiyle mahkemede yargılanmaktan kurtuldu.Yüreğir Merkez Cami İmam Hatibi Mustafa Bıyıklı, taraflar arasında yaşanan tartışmanın tatlıya bağlanarak çözülmesinin sevindirici olduğunu belirterek, “Camimiz Ramazan ayı bitimiyle yıkılıp yeniden yapılacak. Bağışlanan 10 bin lirayı da yeni camimizin inşaatında kullanacağız. Her iki tarafa teşekkür ediyoruz. Onların kavgası hayırlı bir işe vesile oldu” dedi.Paris’te Görevimiz Tehlike isyanıLamborghini ve Ferrari’nin tarihi sinemaya aktarılıyorUmut hep vardır


Umut hep vardır

Genç yönetmen Burak Serbest’in aynı zamanda senaryosunu da yazdığı ‘Yeni Başlayanlar İçin Hayatta Kalma Sanatı’ isimli ilk uzun metraj filmi, 36. İstanbul Festivali’nin ardından bu kez vizyonda seyirci karşısına çıktı. Daha önce kısa metraj ve belgesel filmlerle adını duyuran Serbest, filmde ailesini kazada kaybeden 20 yaşındaki bir gencin yeniden hayata tutunma çabasına yoğunlaşıyor. Başrollerini Edip Tepeli, Doğa Nalbantoğlu, Açelya Devrim Yılhan ve Kıvanç Deniz Yavuz gibi genç oyuncuların paylaştığın filmde usta oyuncular Suna Selen ve İpek Tenolcay da yan rollerde gençlere omuz veriyor. ZAAFLARA YENİK DÜŞÜYORFilmin hikâyesi klasik aslında. Anne-baba ve küçük kardeşini bir kazada kaybeden Kayra, kendine yeni bir hayat kurmaya karar verir ancak acılara yenik düşmeye başlayarak intiharın eşğine gelir. Sevdiği kızdan yüz bulamaması yalnızlığını hepten körükler. Tek dayanağı ise en yakın arkadaşı Sertaç’ın yardımıyla bir karavan bulup yollara düşen Kayra’yı hayata bağlayacak sürprizler bekliyordur. Yönetmen arayış ve hayata tutunma üzerine inşa ettiği hikâyesini beslemek için sıklıkla günübirlik olaylara başvurmuş ancak senaryo ve diyalogların arka planını büyük ölçüde boş bırakmış. Bir yandan hayata, ölüme, veinsan ilişkilerine dair esaslı sorular yöneten yönetmen, ne yazık ki cevapları oldukça yüzeysel olay ve ayrıntılarda bulmaya çalışmış. Her ne kadar baş karakterinin arayışını duyarlı bir dille aktarmaya çalışsa da film, vasat kurgusu, hikayeye hizmet etmeyen sıradanlıktaki diyalogları, klişelerle örülü sahneleri ve melodrama yakın duygusuyla ciddi zaaflar barındırıyor. Film özellikle ikinci yarısından itibaren dağılan olay örgüsü, gereksiz karakter ve ayrıntılar sebebiyle derinleşemiyor, aksine zayıf oyunculuklar ve sorunlu senaryosunun da katkısıyla vasat bir çerçevede kalıyor. Zaman zaman orjinal çıkışlar yakalasa da yönetmen bu ilk uzun metraj işinde beklentileri karşılamaktan uzak kalıyor. Vizyon kararı cesaret örneğiÖte yandan uzun metraj bir film macerasına atılmak, yalnızca yapım süreciyle sınırlı kalmayan vizyon yarışına kısıtlı imkanlarla girişmek takdire şayan bir cesaret örneği. Festivallerde serseri mayın misali gezinen derme çatma ‘deneysel’ zaiyatlara nazaran Burak Serbest’in (zaaflarına rağmen) meramını anlatabilen bir iş çıkardığını ayrıca belirtmeliyim. Doğal performansıyla filme lezzet katan küçük oyuncu Kıvanç Deniz’i de ayrıca tebrik etmeli.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ