Kurtulmuş: Türkiye’yi kaybetmiş bir AB içine kapanır

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’yi kaybetmenin Avrupa Birliği için maliyeti ödenebilir bir seçenek olmadığını söyleyerek, “Ya kararlarını verecekler, Türkiye ile eşit ortaklık düzeyinde müzakereleri sürdürmek için adımlar atacaklar, Türkiye ile doğru bir ilişki kuracaklar ya da bunun alternatifi Avrupa için son derece hazindir” dedi.

Kurtulmuş: Türkiye’yi kaybetmiş bir AB içine kapanır

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında son günlerde yaşanan gelişmelere ilişkin, “Türkiye’yi kaybetmek AB için maliyeti ödenebilir bir seçenek değildir.” dedi.

İngiltere temaslarını tamamlayan Kurtulmuş, Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği Rezidansında basın toplantısı düzenledi.

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin son derece hassas bir noktada olduğunu belirten Kurtulmuş, “Maalesef AB tarafının özellikle vize serbestisi konusunda adım atmamış olması Türkiye bakımından tabiri caizse bir aldatılmışlık duygusu oluşturduğunu biz buradaki mevkidaşlarımıza aktardık.” diye konuştu.

Kurtulmuş, Türkiye’nin illegal göçün durdurulması konusunda üzerine düşeni yaptığını ve geri kabul anlaşmasına harfiyen uyduğunu belirterek, “Bunun karşılığında da verilen sözlerin tutulmasını bekliyoruz. Ne yazık ki bu sözler tutulmamıştır. Türkiye kamuoyu ve bu süreci çok yakından takip eden Türkiye Cumhuriyeti olarak ciddi bir hayal kırıklığı içerisinde olduğumuzu ilgililere ifade ediyoruz. Bu, düzeltilmesi gereken bir husustur.” diye konuştu.

Kurtulmuş’tan AB’ye: FETÖ’ye arka çıkıyorlar

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Rusya ve Çin gibi ülkelerle kurduğu yeni ilişkilerin Avrupa ve Batı ile ilişkilerini koparacağı anlamına gelmediğini söyledi.Kurtulmuş, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Londra’da TRT World yayınına katıldı.Avrupa Parlamentosunun (AP) dün Türkiye ile ilgili aldığı kararı değerlendiren Kurtulmuş, “Bu karar Avrupa’da siyaset yapıcıların Türkiye’ye karşı çifte standardını ve iki yüzlülüğünü yansıtıyor. O nedenle bu kararı kabul etmiyoruz.” dedi.“Avrupa’dan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türk halkının haklarını korumasını bekledik. Ancak maalesef Avrupa Birliğindeki karar alıcıların pek azı Türk milletiyle dayanışma gösterdi.” diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:“Avrupa Birliğinden (AB) Türk demokrasisini ve Türk halkının geleceğini savunmasını beklerdik ancak onlar darbecilere ve FETÖ örgütüyle bağlantılı bazı kişilere arka çıkmaya başladı. Bu kabul edilemez. AP kararının arkasında siyasi gerekçe yok. Avrupalı siyaset yapıcıların bu kararı zihinlerinin arka planındaki düşünceleri yansıtıyor.”“Türkiye sadece sığınmacılar konusunda değil, Ortadoğu ülkelerinden gelen aşırıcı ideolojiler için de bir tür duvar konumundadır” diyen Kurtulmuş, Türkiye’nin Avrupa’nın bir nevi koruyucusu olduğunu söyledi. Türkiye ile AB arasında sığınmacılar konusunda sağlanan anlaşmanın iki yönü olduğunu, Türkiye’nin sığınmacıların yasa dışı yollarla Avrupa’ya geçmesini önlemesi karşılığında AB’nin de Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlaması gerektiğini anlatan Kurtulmuş, “Ancak maalesef AB tarafı sözünü yerine getirmedi.” dedi.Türkiye’nin Suriye ve Irak’tan gelen sığınmacılara 13 milyar dolardan fazla para harcadığını ifade eden Kurtulmuş, “Uluslararası toplum, gerek devlet kurumları gerekse sivil toplum, çok az destek verdi. AB de Türkiye’nin sığınmacılara destek için sözünü verdiği parayı vermedi.” diye konuştu.AB’nin sözlerini yerine getirmemesi halinde Türkiye’nin bu anlaşmaya bağlı kalıp kalmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, “Hayır” yanıtını verdi.Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşıp Avrasya’ya yönelmesinin söz konusu olup olmayacağı şeklindeki bir soru üzerine de Kurtulmuş, Türkiye’nin coğrafi konumunun ve tarihinin bazı avantajlar sağladığını vurguladı. “Türkiye bu kadar çok uluslararası siyaset enstrümanına sahip tek ülkedir.” diyen Kurtulmuş, Türkiye’nin NATO’dan İslam İşbirliği Teşkilatı’na kadar pek çok farklı kuruluşun üyesi olduğununun altını çizdi.“Türkiye 1963’ten beri Avrupa’nın bekleme odasında tutuluyor.” ifadesini kullanan Kurtulmuş, “Ancak Rusya ve Çin gibi ülkelerle kurduğumuz yeni ilişkiler Avrupa ve Batı ile ilişkilerimizi koparacağımız anlamına gelmiyor. Türkiye’de uluslararası siyaset yapıcılarının elinde pek çok farklı araç var. Bu, Türkiye’nin jeostratejik avantajıdır.” değerlendirmesinde bulundu.SuriyeSuriye’de Türk askerlerine yönelik dün gerçekleşen saldırının Suriye rejimi tarafından yapıldığı konusunda Türkiye’nin ne kadar emin olduğunun sorulması üzerine Kurtulmuş, “Bunun Suriye rejimi tarafından yapıldığına dair bazı işaretler var. En başından bu yana Suriye rejimi DEAŞ’la mücadele konusunda net değil. Bazen DEAŞ gibi terör örgütleriyle sahada işbirliği yapıyorlar. Dolayısıyla Suriye rejiminin DEAŞ’la mücadele eden Türk birliklerini durdurmaya çalışması Türkiye için sürpriz olmaz.” yanıtını verdi.Türkiye’nin Fırat Kalkanı Operasyonu ile Suriye’nin kuzeyindeki 5 bin kilometrekarelik bir alanı DEAŞ ve PYD gibi terör örgütlerinden temizlemeyi amaçladığını anlatan Kurtulmuş, “Operasyon planladığı gibi gidiyor.” dedi.Kurtulmuş, Fırat Kalkanı Operasyonu’nun Suriye’nin egemenliğini değil, terör örgütlerini, öncelikle de DEAŞ’ı hedef aldığını vurguladı. ABD ile ilişkilerABD’nin Suriye’de terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD ile işbirliğine ilişkin bir soru üzerine de Kurtulmuş, “PYD’nin konumuna ilişkin değerlendirmelerimizde farklılık var. ABD hangi tarafı seçeceğine karar vermeli. Bölgede ekonomik ve siyasi bir istikrar adası olan Türkiye’yi mi, terör örgütü PYD’yi mi seçecek? Türkiye Kürtlerin Suriye’nin kuzeyindeki varlığına karşı değil, biz terör örgütü PYD’ye ve Suriye’nin kuzeyinin bir bütün olarak onun elinde kalmasına karşıyız. Biz Suriye’nin tamamının toprak bütünlüğünden yanayız.” diye konuştu. Kurtulmuş, Türkiye’nin bu konuları ABD ile açık bir şekilde konuştuğunu söyledi.“Suriye krizine çözüm bulunması zorunlu.” ifadesini kullanan Kurtulmuş, “Suriye, bölgesel hatta küresel bir krize dönüştü. Krizin ilk üç yılı bir tür iç savaştı ancak sonrasında süreç bir tür vekalet savaşına dönüştü. Bütün vekalet savaşlarının bir sınırı vardır ve Suriye’deki de bu sınıra dayanmıştır. Uluslararası toplum adil bir çözüm, barışçıl çözüm üretmezse, bu savaş devam edecek. Bu vekalet savaşı bitmezse, Rusya ve ABD birbiriyle savaşacak.” görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin Rusya ile iyi ilişkilerini kullanarak bu ülkeye Suriye’de çözüm için baskı yapıp yapmayacağı şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, “Suriye’de barış süreci için yeni bir perspektif sunmaya çalışıyoruz. Bunu Rusya, ABD ve diğer ülkelerle paylaşıyoruz. Kişisel olarak iyimserim.” yanıtını verdi.Donald TrumpABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump’la ilgili bir soru üzerine de Kurtulmuş, şunları söyledi:“Bu ABD halkının kararı, biz buna saygı duyuyoruz. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin iyileşmesine katkısı olacağını umuyoruz. İki ana noktada iyimseriz. Gülen’in sınır dışı edilmesi ve ABD’de yeni yönetimin kendi pozisyonunu gözden geçireceğine inanıyoruz PYD konusunda da. Muhtemelen PYD’nin değil, Türkiye’nin yanında yer alacak. Bu ABD’nin de çıkarınadır çünkü.”Trump’un Müslümanlarla ilgili sözlerinin ve NATO’ya yaklaşımının Türkiye’yi kaygılandırıp kaygılandırmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, “Bekleyip göreceğiz. ABD’nin dış politikasında aşırı değişikliğe gideceğini sanmıyorum.” diye konuştu.Kurtulmuş, TRT World’ün Londra ofisinde çalışmalar hakkında bilgi de aldı. Çalışanlarla hatıra fotoğrafı çektiren Kurtulmuş, daha sonra TRT World’ün taşınmaya hazırlandığı yeni Londra ofisini de gezdi. Kurtulmuş: Avrupa vazgeçmek mecburiyetinde Kurtulmuş’tan Ekonomist’e mektup

AB kendi içine kapanır


“Türkiye’yi kaybetmek AB için maliyeti ödenebilir bir seçenek değildir.” ifadesini kullanan Kurtulmuş, “AB’nin kurumsal çıkarını düşünen, hatta tek tek bu ülkelerde kendi memleketlerinin ulusal menfaatini düşünen akıllı siyasetçiler bunu anlamak durumundalar. Türkiye’yi kaybetmiş bir AB daha fazla içine kapanacak demektir.” görüşünü dile getirdi.

Türkiye’nin bariyeri kaldırmasının, AB’ye yönelik sığınmacı akınının artmasına yol açabileceği sonuçlara işaret eden Kurtulmuş, “Birkaç bin Suriyeli gördüklerinde elleri ayakları titreyen Avrupalı siyasetçiler, yüzbinlerce illegal göçmenle karşılaşsalar ne yapacaklar? Ya da bu illegal göçmenler üzerinden artmakta olan faşist dalga, ırkçı dalga AB’nin kendi içindeki birliği ve kurumsal kimliği nasıl korumaya yardımcı olacak? Bunu düşünmeleri lazım. Akıllı siyasetçiler bunları düşünecektir diye temenni ediyoruz, aksi takdirde büyük bedeli AB öder.” diye konuştu.

AB için en büyük bedelin aşırı sağın yükselmesi olacağını belirten Kurtulmuş, “Türkiye üzerinden kimse siyaset yaparak kendi alanını genişleteceğini zannetmesin. Türkiye düşmanlığı kimseye fayda sağlamaz. AB’deki ülkelere de AB’nin kurumsal kimliğine de fayda sağlamaz.” değerlendirmesini yaptı.

Kurtulmuş: Avrupa vazgeçmek mecburiyetinde

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Avrupa vize serbestisi anlaşmasının gerekliliklerini yerine getirmediği takdirde Türkiye’nin geri kabul anlaşmasından vazgeçeceğini belirterek, “Dolayısıyla Avrupa, bu göçmenlerle nasıl baş edebilecekse etsin bakalım. Bu anlamda Türkiye, vize serbestisi kabul edilmediği takdirde, göçmenleri önleme yükümlülüğünü de yerine getirmeyecektir.”dedi.Kurtulmuş, İngiltere’nin başkenti Londra’daki temasları çerçevesinde El Cezire kanalına açıklamalarda bulundu.Avrupa Parlamentosunun (AP) dün aldığı kararın Türkiye açısından kabul edilemez olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Bu karar, Avrupa hukuku bakımından da siyasi sonuçlar doğuran bir karar değildir. Tavsiye niteliğinde bir karardır. Ama, Türkiye’yi rencide eden Türkiye’ye karşı Avrupa’nın neredeyse hasmane bir tavır içerisinde olduğunu gösteren bir karardır. Onun için biz bu kararı yok hükmünde kabul ediyoruz. Böyle bir karar alınmamış olarak kabul ediyoruz” dedi.Kurtulmuş kararın, Türkiye’ye yönelik çifte standardı gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:”Örneğin, Fransa’da olağanüstü hal devam ederken, Avrupa Birliği (AB) Fransa ile olan ilişkilerini askıya almayı mı düşündü? Halbuki, Fransa’nın karşı karşıya kaldığı saldırıdan çok daha büyük saldırılarla Türkiye karşı karşıyadır. Türkiye, 2015 yılının Temmuz ayından bu yana 9 canlı bomba saldırısıyla yüzlerce vatandaşını kaybetmiş olan bir ülkedir. Ayrıca 15 Temmuz 2016’da da bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Dolayısıyla, biz o terör saldırıları olduğu dönemde dahi olağanüstü hali ilan etmedik. Ta ki bu darbe teşebbüsüyle birlikte, darbe teşebbüsünü tamamıyla önlemek, bunun tesirlerini Türk devletinin içerisinden silmek için bu olağanüstü hal uygulamaya konuldu. Bu çifte standarttır. Anlaşılmaz bir tavırdır. Doğru değildir. Türkiye bakımından da bu, siyasi sonucu olmayan bir karardır. Bunu biz yok hükmünde kabul ediyoruz.””Türkiye’nin haketmediği bir tavır”Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği yoluna devam edip etmeyeceğine ilişkin soruya karşılık Kurtulmuş, Avrupa’nın kapılarının kapandığını düşünmediklerini kaydederek, “Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki görüşmeler bir şekilde devam edecektir. Ama Türkiye 1963’ten beri Avrupa Birliğinin bekleme salonunda bekletiliyor. Haketmediği bir tavrı, 1963’ten beri görüyor.” dedi.Son AP kararının, Türkiye’nin sabrını taşıran bir tavır olduğunu dile getiren Başbakan Yardımcısı, “Türkiye buna rağmen AB ile ilişkilerini, müzakerelerini sürdürecek ama sonuçta Avrupa’nın atmış olduğu bu adımın da Türkiye’ye karşı gerçekten kabul edilemez bir adım olduğunun da farkında olacak. Bundan sonra Türkiye-Avrupa ilişkilerinin nasıl gelişeceğini tayin etmek, Türkiye’den daha çok Avrupa’nın görevidir. Eğer Avrupa, Türkiye ile ilişkilerini sürdürmek istiyorsa, bu tavrından vazgeçecektir, vazgeçmek mecburiyetindedir, ve Türkiye ile eşit ortak olarak müzakereleri sürdürme kararlılığını ortaya koymalıdır. Eğer böyle bir kararlılık Avrupa tarafından görülürse Türkiye bu müzakereleri devam ettirir.” ifadelerini kullandı.”Avrupa sözünde durmadı””Türkiye ile AB arasındaki vize serbestisi ve geri kabul anlaşmasının geçerliliğini koruyup korumayacağına” ilişkin bir soruyu da Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:”Vize serbestisi anlaşması ve geri kabul anlaşması, ikisi eş zamanlı olarak gündeme gelmiş olan anlaşmalardır. Avrupa Birliği ile masada üzerinde anlaştığımız konu şudur; Türkiye, Suriyeli, Iraklı ya da doğudan gelen mültecilerin Avrupa kıtasına geçmesinin önüne geçecek, onları durduracak ve buna mukabil olarak da haziran ayında vize serbestisi sağlanarak, Türk vatandaşlarının Avrupa Birliğinde rahat dolaşması temin edilecekti.Türkiye, üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdi. Şu anda, bölgeden, bir günde 6 bin, 7 bin, 8 bin, 10 bin illegal göçmen Yunan adalarına geçmeye, kara ya da deniz yolu kullanarak geçmeye çalışırken, şimdi artık bu sıfırlara düştü. Neredeyse tamamen önlendi. Türkiye üzerine düşeni yaptı, sözünde durdu. Avrupa sözünde durmadı, üzerine düşeni yapmadı. Dolayısıyla eğer Avrupa üzerine düşen bu vize serbestisini yerine getirmezse, Türkiye de geri kabul anlaşmasından vazgeçecek. Dolayısıyla Avrupa, bu göçmenlerle nasıl baş edebilecekse etsin bakalım. Bu anlamda Türkiye, vize serbestisi kabul edilmediği takdirde, göçmenleri önleme yükümlülüğünü de yerine getirmeyecektir.”

Merkel’in sözleri

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ile AB arasındaki sığınmacı anlaşması konusunda bir “B planlarının” olmadığı şeklindeki sözlerini de değerlendiren Kurtulmuş, “O zaman Sayın Merkel’in A planını uygulamaya devam etmesi lazım. Türkiye geri kabul anlaşması için üzerine düşeni yerine getirirken, Avrupa da hem göçmenlerle ilgili taahhüt ettiği desteği verecek, hem de Türkiye’ye söz verdikleri vize serbestisini Türkiye’ye sağlayacaklar.” dedi.

Türkiye’nin üzerine düşeni yerine getirdiğini, 73 farklı maddedeki reform adımlarını hayata geçirdiğini anlatan Kurtulmuş, AB’nin ise haziran ayında verilmesi gereken vize serbestisini vermediğini vurguladı. AB’nin anlaşma kapsamında Türkiye’ye proje bazında vermesi gereken 3 milyar euroluk desteğin de verilmediğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bu fonların kullandırılması konusunda son derece cimri davrandıkları da ortadadır. Türkiye şimdiye kadar en 13 milyar doları Suriyeli sığınmacılar için harcamış vaziyette. Kimseden sadaka istemiyoruz. Aziz milletimiz elindeki yarım dilim ekmeğin yarısını böler, paylaşır. Ama varılan anlaşmanın çerçevesi, gerçekten bu geri kabul anlaşmasının uygulanmasında samimilerse, yerine getirmek zorunda oldukları taahhütler var. Bunları yerine getirsinler, böylece A planını işletmeye devam etsinler. Merkel kendisi açısından da doğru söylüyor. Haklı bir pozisyondan kendi görüşünü dile getiriyor. Almanya için de genel olarak AB için de aslında bir B planı olmadığı aşikardır.”

Kurtulmuş’tan Ekonomist’e mektup

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Avrupa basınınını ‘Türkiye’deki Gülenci tehdidini göz ardı etmekle’ suçladı.Economist dergisinin 11 Kasım’da yayınlanan sayısında yayımlanan ‘Türkiye muhalifleri tutukluyor’ başlıklı makalede, HDP’li milletvekillerinin tutuklanması ele alınmıştı. Makalede, ’15 Temmuz darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından emredilen ve kartopu gibi büyüyen temizlik operasyonlarında son kurban HDP oldu’ ifadelerine yer verilmişti. BBC Türkçe’nin aktardığına göre, Kurtulmuş mektubunun başında hem Economist hem de Avrupa basının Türkiye’deki 15 Temmuz sonrası süreçle ilgili haberlerini eleştirdi: “Türkiye muhalifleri tutukluyor’, Türkiye’nin yüz yüze olduğu, Gülenci terör örgütü FETÖ’den kaynaklanan sorunun boyutunu ciddi bir şekilde eksik göstermektedir. Bu, Avrupa medyasında tekerrür eden bir konudur. Bu belki de, Türkiye’nin NATO müttefiklerinin, bu yılki darbe girişimi sırasında bize desteklerini göstermede neden çok yavaş olduklarının da yansıtmaktadır.” “Ne hissettiğimizin anlaşılması hayati”Kurtulmuş, ‘Konuyu soruşturanların, FETÖ’nün amacının Türkiye Cumhuriyeti’ni istikrarsızlaştırmayı hedeflediğini ve örgütün bunu gerçekleştirecek bir komuta yapısı, kapasitesi ve araçları olduğunu kanıtladığını’ belirtti.’Örgütün, 35 yıl boyunca her yolu deneyerek devlet kurumları ve sivil topluma sızdığını’ belirten Kurtulmuş, ‘bunu yaparken kamuda ve TSK içinde sınav kağıtlarını çalmaktan Ergenekon ve Balyoz davalarında sahte delillerle muhaliflerine komplo kurmaya kadar çeşitli yöntemler kullandığını’ belirtti. Örgütün amaçlarının Türkiye’de herkesce bilindiğini belirten Kurtulmuş, bunun anlaşılması için ‘darbeye karşı cesur ve kararlı bir muhalefet gösteren Türkiye’nin yurttaşlarının, parlamentosunun ve tüm devlet örgütlerinin’ tanıklıklarına bakılmasını önerdi. Kurtulmuş’un mektubu, “Ancak bu, sistematik olarak Batılı gözlemciler tarafından göz ardı edildi. Gülenist tehdit hakkında ne hissettiğimizin anlaşılması, gelecekteki ilişkilerimiz için hayatidir” sözüyle sona eriyor.Kurtulmuş: Tarafgir bir karar Kurtulmuş: CHP ve MHP eleştiriyorsa tekliflerini getirsin Kurtulmuş: Türkiye’nin Münbiç tavrı çok açık

Tercihi Avrupa yapacak

Türkiye’nin taahhütlerine saygılı davranarak ilişkileri sürdürmekten yana olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Tercih yapacak olan Avrupa’dır, Avrupa’nın siyasetçileridir.Türkiye ile ilişkilerin nasıl geliştirileceğini tayin edecek olan bizatihi Avrupa’nın kendisidir. Ya kararlarını verecekler, Türkiye ile eşit ortaklık düzeyinde müzakereleri sürdürmek için adımlar atacaklar, önyargılarını, tarafgir tavırlarını bırakacaklar, Türkiye ile doğru bir ilişki kuracaklar ya da bunun alternatifi Avrupa için son derece hazindir.” diye konuştu.

Bir soru üzerine, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin Avrupa ülkelerinde yasal yollardan bulunan Türk vatandaşlarıyla ilgili bir soruna yol açmasının söz konusu olmadığını anlatan Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Burada yaşayan Türk vatandaşları Avrupa toplumunun bir parçasıdır. Zaman zaman ortaya çıkan ırkçı saldırılara rağmen Türk toplumu kendi kültüründen, tarihinden, medeniyetinden gelen o çok kültürlülüğü, farklı din, kültür ve mezhepten insanları bir arada yaşatma kabiliyetini burada da gösteriyorlar. Türk toplumu Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde entegrasyon sürecinde önemli adımlar atmış olan bir toplumdur. Buradaki Türk vatandaşlarımız Avrupa’nın bir parçasıdır. Ne İngiltere’de, ne Almanya’da, ne başka ülkelerdeki Türk vatandaşlarının herhangi bir tedirginlik hissetmemesi lazım.”

Provokasyon amaçlı ırkçı saldırılara karşı dikkatli ve tedbirli olunması çağrısında bulunan Kurtulmuş, “Türk toplumu artık buranın kalıcı unsurları, kimsenin git demesiyle buradan gidecek unsurlar değil, kimsenin Türk toplumuna dönüp buradan git deme hakkı da yoktur, bunu söylerse bunun da pratik bir karşılığı yoktur.” diye konuştu.

Kurtulmuş: Tarafgir bir karar

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İngiltere’nin başkenti Londra’daki temasları çerçevesinde Yunus Emre Enstitüsünde, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen kutlama programına katıldı. Londra’daki Türk öğretmenlerin hazır bulunduğu etkinlikte konuşan Kurtulmuş, tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak, öğrenmenin ve öğretmenin yaşı olmadığını ifade etti. Üniversite hocalığı da yapan Kurtulmuş, öğrencilerinin bir süre sonra önemli mevkilere geldiğini görmenin kendisine verdiği mutluluğa değinerek, “Öğrenmek sadece bilgi değildir. Bilgiyi kuvvetli kılan, bilgiyi insanların hayrına dönüştürebilme becerimizdir. Bunun için de geleneksel olarak bilgimiz yanında iki şey daha vardır; bunlardan birisine irfan, diğerine ise hikmet deriz. Hikmet ve irfanla donanmamış her bilgi aslında zararlıdır. Bu dünyayı yeniden şekillendirecek öğretmenlerimizin, ilim kadar irfana irfan kadar hikmete önem vermek mecburiyeti vardır.” diye konuştu.’Türkiye zor zamanlardan geçiyor’Kurtulmuş, Türkiye’nin zor zamanlardan geçtiğini ifade ederek, şunları kaydetti:”Türkiye’nin maalesef ayağından çekmeye çalışanların çok olduğunu, Türkiye’nin güçlü ve büyük bir ülke olarak yükselmesini istemeyenlerin çok olduğunu biliyoruz. İşte bugün, Avrupa Parlamentosunda alınan ve siyasi bir sonucu olmayan ama sonuçta Türkiye’ye karşı hasmane algıları gösteren kararın, ne kadar tarafgir bir karar olduğunu hep beraber görüyoruz. Bunları da aşabilmenin yolu, millet olarak kenetlenmek, aynı duygu aynı medeniyet değerleri etrafında bütünleşebilmek. Düşüncelerimiz farklı olur, hayat tarzlarımız farklı olur, o ayrı bir şey. Bizim Türkiye’den başka ülkemiz yok. Suriyeliler Türkiye’ye göçmen olarak geldikleri zaman, bu insanların gelebilecekleri bir Türkiye var dedik. Allah muhafaza, Türkiye böyle bir türbülansın içine girse, 78 milyon vatandaşımızın gidebileceği ikinci bir yer yok; kafaları ve gönülleri çelinmiş ve satılmış olan üç-beş tane satılık dışında. Onlara da birşey demem. Allah onlara da akıl versin, izan versin.”Türkiye’nin daha güçlü hale getirilmesi için eğitimin önemine vurgu yapan Kurtulmuş, “Türkiye’ye karşı kanaatleri olumsuz olanların, kanaatlerini olumluya çevirmek için ayrıca bir gayret sarfetmemiz gerekiyor. Orada da kilit sorumluluklardan birisi siz değerli eğitimci kardeşlerimize düşüyor.” dedi. Programın sonunda Kurtulmuş, öğretmenlerle hatıra fotoğrafı çektirdi. AP’den Türkiye kararı

“Türkiye, uçurumun kenarından döndü”

Avrupa’nın en temel değerlerinden birisinin demokrasi olduğunu ancak 15 Temmuz darbe girişimi sırasındaki tutumunun bununla uyumlu olmadığını anlatan Kurtulmuş, “Türkiye uçurumun kenarından döndü. Biz beklerdik ki Türkiye’nin Avrupalı dostları, Avrupa’da her vesileyle demokrasiyi dile getirenler Türkiye’deki bu antidemokratik darbe girişimini kınasınlar. Maalesef çok az siyasetçiden, o da bir kısmı cılız olmak üzere darbeyi kınayan sözler duyduk.” görüşünü dile getirdi.

“Avrupa kendi değerlerini korumak bakımından, demokratik standartlara duyduğu saygının bir gereği olarak Türkiye demokrasisini korumalı, Türkiye ile bu anlamda dayanışma içerisinde olduğunu her platformda ifade etmeli ve bu darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ’yü ve arkasındaki güçleri açıkça kınamalıydı.” diyen Kurtulmuş, bunun yapılmadığını söyledi.

Bu konuda İngiltere’nin bir istisna teşkil ettiğini belirten Kurtulmuş, “Türkiye demokrasisine destek veren, dayanışma içerisinde olan ender yaklaşımlardan birisi İngiliz hükümeti tarafından ortaya konulmuştur. İngiliz hükümeti başından itibaren darbeyi kınadı ve Türkiye demokrasisine katkı veren davranışlar içerisinde oldu.” diye konuştu.

İngiltere temasları

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Londra’daki üç günlük temasları çerçevesinde, İngiltere Avam Kamarası lideri David Lidington ve İngiliz hükümetinin Ulusal Güvenlik Danışmanı Mark Lyall ile bir araya geldi.

İngiltere’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House’de konuşma yapan Kurtulmuş, çeşitli uluslararası medya kuruluşlarına röportaj verdi.

Kurtulmuş Londra’da Türk derneklerinin temsilcileri ve Türk öğrencilerle de bir araya geldi.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ