‘Kahvaltıda bile kivi yiyin’

Kış mevsiminde artan soğuk algınlığı ve gribe yakalanmamak için, C vitamini yönünden zengin olan kivinin günde 2 adet tüketilmesi öneriliyor. Doç. Dr. Enginyurt, kivinin vücut direncini artırdığını söyleyerek kışın kahvaltıda bile kivi tüketilmesii tavsiye etti.

‘Kahvaltıda bile kivi yiyin’

Özellikle kış mevsiminde artan soğuk algınlığı ve gribe yakalanmamak için C vitamini yönünden zengin olan kivinin bolca tüketilmesi öneriliyor. Ordu Üniversitesi (ODÜ) Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özgür Enginyurt, yaptığı açıklamada, son dönemde mevsimsel soğuk algınlığı ve grip vakalarında artış gözlemlendiğini belirterek, bu hastaların çoğuna vitamin yönünden zengin olduğu bilinen kivi tüketmelerini önerdiklerini söyledi.

Soğuk algınlığı ve gribe yakalanmamak için bir dizi önlem alınabileceğini dile getiren Enginyurt, bunların arasında bol vitaminli meyvelerin de tüketilmesi olduğunu belirtti. Bu meyvelerin başında C vitamini yönünden oldukça zengin ve birçok hastalığa iyi geldiği bilinen kivinin bulunduğuna işaret eden Enginyurt, “Yapılan bilimsel çalışmalar sonucu kivinin gribal enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına iyi geldiği biliniyor. Bu meyveyi tüketen vatandaşlarımızın uzun süre hasta olmadığını görüyoruz.” dedi.

Vücut direnci için yiyin

Kivinin Karadeniz Bölgesi’nde oldukça fazla üretildiğine dikkati çeken Enginyurt, “Dolayısıyla C vitamini deposu kivinin bulunması da oldukça kolay. Hemen hemen her manav ve markette ucuza kivi bulmak mümkün. Vücut direncimizin gelişmesi için mutlaka kivi tüketilmesi gerekmektedir” ifadesini kullandı.

Enginyurt, 7’den 70’e herkese günde en az 2 kivi tüketmesini önererek, “Özellikle gelişim çağındaki çocuklarımızın kivi yemesinde oldukça fazla fayda bulunuyor. Hatta bizim önerimiz, kahvaltıda dahi kivinin tüketilmesi yönünde. Çünkü sabah tüketilen bir kivi, çocukların günlük vitamin ihtiyacını rahatlıkla karşılayacaktır.” açıklamasında bulundu.

Mayhoş tadıyla şifa kaynağı

Kivi, ülkemizde Karadeniz Bölgesi’nde bol bol yetiştiriliyor ve tezgahlarda sıkça karşımıza çıkıyor. Kahverengi, tüylü kabuğunun altında kivinin siyah çekirdekli, parlak yeşil, etli kısım yer alıyor. Kivi, özellikle C, E ve K vitaminleri ile potasyum açısından zengin bir meyve.E ve C vitaminleri vücutta serbest radikallerin yol açtığı hasarı en aza indiren antioksidanlar. Vücudun genelinde dokuların ve hücrelerin yenilenmesi, kolajen üretiminin desteklenmesi, kemik sağlığının korunması ya da yaraların kolay iyileşebilmesi için C vitaminine ihtiyaç duyuyoruz. İşte C vitamini kaynağı kivinin faydaları:

Kivinin faydaları aşılansın

C vitamini bakımından zengin olan kivinin özellikle grip, nezle ve soğuk algınlığına karşı sıkça tüketilmesinin son derece faydalı olduğunu belirten Enginyurt, bu meyvenin herhangi bir yan etkisinin de bulunmadığını vurguladı. Doç. Dr. Enginyurt, kivinin bilinen faydalarını şöyle sıraladı:

“C vitaminin yanı sıra A ve E vitaminin de bulunduğu kivinin çok fazla faydası var ama en bariz faydası, kanser türlerinin geciktirilmesi ve kansere yakalanma riskinin azaltılması. Antioksidan özelliğiyle kansere karşı koruyucu etkisi var. Kivinin yapısında bulunan lif oranı kabızlığı önlüyor. Tansiyon ve kolesterol düşürücü etkileri olduğu biliniyor. Grip, nezle, hatta astım hastalığına faydalı. Özellikle gribal enfeksiyonların sık görüldüğü günümüzde bol miktarda tüketilebilir.”

Beslenme tarzı zekayı koruyor

ABD’nin Illinois Üniversitesinden araştırmacıların çalışmasına göre, bitkilerde bulunan sarı renkli organik renklendirici lutein maddesi içeren brokoli, ıspanak, kara lahana gibi yeşil yapraklı sebzelerin tüketilmesi beyindeki sinirleri koruyor. Araştırma kapsamında, 65-75 yaş aralığındaki 122 sağlıklı katılımcıya standart kristalize zeka testi uygulandı. Aynı zamanda kan örneklerindeki lutein seviyesi ölçülen katılımcıların manyetik rezonans (MR) tekniğiyle beyin yapıları incelendi.İnsan beyninde kristalize zekanın korunduğu yer olarak bilinen gri cevhere yoğunlaşan araştırma ekibi, kanlarında lutein miktarı yüksek çıkan katılımcıların zeka testi sonuçlarının daha yüksek olduğunu tespit etti.Aspirin kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatabilir Yaşlanma etkilerine karşı koruyorAraştırma ekibinden Marta Zamroziewicz, kandaki lutein miktarının yakın zamandaki beslenmeyle ilgili olduğunu, öte yandan beyindeki lutein birikiminin uzun vadeli beslenme alışkanlığına bağlı olarak arttığını belirtti. Kişilerde lutein miktarının yaşam boyu kavramsal performansı etkilediğinin bilindiğini aktaran Zamroziewicz, aynı zamanda kortekste depolanan luteinin, beyin sağlıklı biçimde yaşlanırken, bilişsel işlevlerin korunmasının temelini oluşturduğunu kaydetti. Ayrıca Zamroziewicz, kanlarında lutein miktarı yüksek olan katılımcıların, parahipokampal kortekslerindeki gri cevherin daha kalın olma eğiliminde olduğunu saptadıklarını bildirdi.”Beynin sağ tarafındaki parahipokampal kortekste gri cevher yoğunluğu, lutein ve kristal zeka arasındaki ilişkiyi açıklıyor” diyen Zamroziewicz, luteinin anti-inflamatuar etki göstererek ya da beyin hücreleri arasındaki sinyalizasyonu arttırmak suretiyle kristal zekayı yaşlanma etkilerine karşı koruduğu üzerinde durduklarını aktardı.Batı tipi beslenme erken ergenlik sebebi

Batı tipi beslenme erken ergenlik sebebi

Kayseri Tabip Odası tarafından Geriatri Merkezi’nde düzenlenen ”Çocuklarda boy kısalığı, obezite ve erken ergenlik’ konulu seminere konuşmacı olarak katılan Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Endokrin ve Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Selim Kurtoğlu, ”Büyüme yetersizliği olan çocuklarda beslenme sorunları, geniz eti, parazitler, kansızlık yanında büyüme hormonu eksikliği de olabileceği, şüphe duyulan çocukların çocuk endokrin birimlerine yönlendirilmesi gerekir diye konuştu. Çocuklarda giderek artan şişmanlık konusuna da dikkat çeken Prof.Dr. Kurtoğlu, gebelikte diyabet hastalığının iri bebek doğumuna yol açtığı ve ileride şişman çocuk olabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Selim Kurtoğlu, ”Bebeklere ilk 6 ayda sadece anne sütü verilmesi gerekir. Beslenme hataları, abur-cubur beslenme, ailenin beslenme tarzı, uykusuzluk, kahvaltı yapmama, televizyon- bilgisayarla 2 saatten fazla meşgul olma ve hareketsizlik çocukları bekleyen büyük tehlikelerdendir. Ayrıca aşırı şişman çocuklarda tip 2 diyabet riski de unutulmamalı” ifadelerini kullandı. Kız çocuklarında erken ergenlik kousuna da değinen Prof. Dr. Kurtoğlu, ”Özellikle kızlarda doğal beslenme yerine batı tipi beslenme, erken ergenliğe yol açıyor. Türkiyede bu sayı günden güne artıyor. Anne ve babalar çok dikkatli olmalı. Şişmanlık ve hareketsizlik, çok ciddi sorunlara yol açıyor. Kız çocuklarında 6-8 yaş civarında erken ergenlik bulguları gözlenmesi durumunda çocuk endokrin birimlerine başvurulması gerekir” diye konuştu. Ergen çocuğa ‘Ne’ sorusuErgenlik döneminde dikkat edilmesi gereken 8 şey

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ