İstanbul’dan New York’a Türk bayrağını getiren ilk gemi: Gülcemal

Tarihimizde Gülcemal gemisi kadar şiirlerde, romanlarda, manilerde, deyimlerde yer alan bir gemi yoktur. İsmi çocuklara dâhi verilmiştir. Ünlü tarihçi, Harvard Profesörü Cemal Kafadar da ismini Gülcemal’den almıştır.

İstanbul’dan New York’a Türk bayrağını getiren ilk gemi: Gülcemal

Gülcemal, Titanik gemisiyle aynı tersanede inşa edildi, Osmanlı devletinin satın almasıyla Sultan Mehmed Reşad’ın annesinin ismi verildi, tarihe tanıklık etti, tarih yazdı, Çanakkale’ye asker taşırken vuruldu, yaralı olarak İstanbul’a getirildi, hayata yeniden döndü, Kazım Karabekir Paşa’yı 12 Nisan 1919’da Trabzon’a götürdü, ABD’ye ilk kez Türk bayrağını taşıdı, Özgürlük Heykeli, namıdiğer “Hürriyet Hanım”a pek çok kez baktı, Türkiye-Yunanistan arası mübadilleri taşıdı, 1950’de 76 yaşında Sicilya, Messina limanında hayata veda etti…

1874 yılında inşa edilen Gülcemal, satın alındığı 1911 yılına kadar olan dönemde ilk önce Germanic, daha sonra Ottawa isimleriyle Atlantik Okyanusu’nda ilk sahiplerine hizmet verdi.

Meşhur Titanik’i de yapan, Londra merkezli  White Star Line isimli denizcilik şirketine ait bir transatlantik yolcu gemisi olarak inşa edilen Germanic, Harland and Wolff tersanelerinde, ikizi Britannic gemisi ile beraber yapıldı ve 15 Temmuz 1874 tarihinde denize indirildi. İlk seferini Liverpool limanından New York limanına 30 Mayıs 1875 tarihinde gerçekleştirmişti.

1911’de Osmanlı İmparatorluğu’na satılan ve 15 Mart 1911 tarihinde Liverpool limanından İstanbul’a hareket eden geminin yeni ismi Gülcemal (Gul Djemal) oldu.

Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi tarafından satın alınan gemiye Sultan V. Mehmed Reşad’ın annesinin adı verildi. Geminin adı ilk dönem kayıtlarda “Gul Djemal” olarak geçti, 1928 yılında Türkiye Seyrisefain İdaresi’ne devredilince “Gülcemal” olarak düzeltildi.

GÜLCEMAL’İN DAHA ÖNCEKİ NEW YORK SEFERLERİ VE UBEYDULLAH EFENDİ

Gülcemal, henüz Osmanlı İmparatorluğu satın almadan önce pek çok kez Liverpool-New York seferi yapmıştı ve bu seyahatlerinden birisinde ünlü, sıra dışı bir Jön Türk Ubeydullah Efendi’yi de 1893 Chicago Sergisi için Amerika’ya getirmişti.

1893’te gazetelerin sürekli yazdığı, Amerika’nın keşfinin 400. Yılını anmak üzere düzenlenen Chicago Fuarı’nı Ubeydullah Efendi görme arzusuna kapılmıştı. Gemiye binerken yaşadığı korkuyu, daha sonra 1925’te bölüm bölüm kaleme aldığı anılarında anlatan Ubeydullah Efendi, güvertenin üstünde köşk şeklinde bir kütüphane, büyük bir piyano ve ayna bulunduğunu, geminin içinde çiçek yetiştirilen bir bahçesinin olduğunu ve yemek masalarına her gün oradan taze çiçek getirildiğini, gemide her gece konserlerin düzenlendiğini kaydetmişti.

Bu yazılarında, New York’taki “Hürriyet Hanım” (Lady Liberty) heykelinin bir benzerinin Kız Kulesi’ne konulmasını belirten Ubeydullah Efendi “Gönül isterdi ki, Gazi’mizin öyle cesim bir heykeli Kız Kulesi’ne dikilsin ve elinde yine fanusla Asya’yı aydınlatıyor gibi gösterilsin ve fanus elektrik ziyasıyla hakiki surette Marmara’yı tenvir etsin!” demiştir.

İŞGAL ALTINDAKİ İSTANBUL’DAN NEW YORK’A…

9 Ekim 1920’de İtilaf Devletleri’nin işgali altındaki İstanbul’dan New York’a ilk seferini Lütfi Bey’in kaptanlığında yapan Gülcemal, 31 Ekim’de Brooklyn Limanı’na ulaşmıştı. ABD’de Türk bayrağını taşıyan ilk gemi olarak da ABD’de basınında bu seferi oldukça ilgi uyandırmıştı. 956 kişilik yolcusu, daha çok Rusya’dan gelen Ermeni, Rus, Rum ve Bulgar göçmenler ve Amerikalılardan oluşuyordu.  Cebelitarık’ı aştıktan sonra 9 gün içerisinde New York’a vardı.

Ancak New York ‘a ulaşmadan önce geminin limandan ayrılmasının onaylanması ve sağlık raporunun alınmasında problemler çıkmıştı. Limandan ayrılışını işgal kuvvetlerinin de onaylaması gerekmiş, İngiliz ve İtalyanlardan imza alınmış, bir sebepten Fransızlar imzalamamıştı. Gülcemal, seferine Fransa’nın imzalamasını beklemeden çıkmış, bu da New York’a girişinde sorun yaratmıştı.

Gemide Amerikalı konsoloslar da bulunmaktaydı. Sağlık görevlileri gemide bulunan ve ABD vatandaşı olmayan 774 yolcuyu inceledikten sonra, Hoffman Adası’na incelenmeleri ve dezenfekte edilmeleri için gönderdi. Dört günden donra geminin yolcuları Amerika’ya ayak basabildi.

Gülcemal, bundan sonraki 3 yolculuğunu, 1921’de Ottoman-America Line Vapurculuk Şirketi olarak Delaware’de kurulan şirket altında yaptı. Ottoman-America Line’ın kuruluşu, Amerikan Ticaret Odasının iş adamları tarafından da oldukça olumlu karşılanmıştı. İlk kez İstanbul-New York arası kesintisiz ve hızlı taşımacılık hizmeti veren Gülcemal, böylece Türkiye ve Doğu Akdeniz ile Amerika ticaretine büyük yarar sağlayacaktı. “Bu sadece yeni ve kesintisiz bir buharlı gemi hizmeti değil, Amerika’nın Türkiye ve etrafındaki ülkelerin halkıyla ticaret yürütmek istediğinin göstergesidir” demişlerdi.[1]

Gemideki orkestra da yolculuğa eşlik etmekteydi. Kurtuluş Savaşı sürerken, Yunan Adaları’ndan Çanakkale, Boğaz, Haliç ve Malta’ya romantik bir yolculuk yapmak isteyenleri Gülcemal taşıyordu.

YUNANLILARIN GÜLCEMALİ ALIKOYMASI

23 Temmuz 1921’de New York’tan dönüşünde hem posta hem de yolcuları vardı. Fakat bu sefer Yunanistan Deniz Bakanlığı’nın seyir halinde olan Gülcemal’i alıkoyacağı, Milli Mücadele için silah taşıdığını düşündükleri Yunan gazetelerinde yer almıştı.

New York Times, Kaptan Hasan Lütfi’nin daha önce de Mısır Hidivliği’nde kaptan olduğunu, Port Sudan’dan İstanbul’a her koyu avucunun içi gibi bilen, özbeöz bir Türk olduğunu yazmıştı. Birkaç Amerikalı kaptan da New York T,mes’a Kaptan Lütfi için “Eğer Kaptan Hasan Lütfi isterse, Yunan savaş gemileri Gülcemal’in yerini tespit etmekte çok zorlanır” demişlerdi.

Ottoman-American Line’ın yetkilisi Walter F. Ferhune ise bunun oldukça saçma olduğunu, geminin manifestosunda hangi yükleri ve yolcuları taşıdığının açıkça görülebileceği, İtalya, Bulgaristan ve İstanbul’a taşıdığı postanın yanında, Yakın Doğu Yardım Heyeti için 400 ton yiyecek ve erzak, margarin, un, pamuk ürünleri, glikoz ve diğer mamülleri taşıdığını bildirdi. Gemide olan araçların sadece Romanya’ya götürülen iki otomobilden ibaret olduğunu söyledi.[2]

Buna rağmen, Gülcemal 10 Ağustos’ta Marmara Denizi’nde bir Yunan destroyeri tarafından durduruldu. Gemiye gelen Yunan askerleri, önce un çuvallarını aradı. Gemide bulunan tek Amerikan subayı, aynı zamanda malzeme sorumlusu Joseph Wright, onların Amerikan malı olduğu söyleyince bu sefer Kızıl Haç malzeme kutularını aramaya başlayan askerler, yine Wright tarafından uyarıldı. 24 saatlik bir beklemeden sonra Gücemal bırakılarak İstanbul’a ulaşmıştı.[3]

NEW YORK’TAN SON SEFER VE EFSANELEŞEN GÜLCEMAL

Gülcemal, New York’tan İstanbul’a son seferini 23 Kasım 1921’de yaptı. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra Yunanistan’dan mübadilleri getirdi. Atatürk, Ege ve Akdeniz seyahatlerinde Gülcemal’i çokça kullandı. Yine Cumhuriyet döneminde Karadeniz, Ege ve Akdeniz hatlarında posta seferlerinde kullanıldı. Yolcuların çok sevdiği bu gemi özellikle düzenli posta seferleri yapmaya başladığında Karadeniz halkının sevgilisi olmuştu. 1920 li ve 1930´lu yıllarda, özellikle de Karadeniz de yaşayan halkın dilinde Gülcemal masallaşmış, efsane haline gelmiş. Hatta Gülcemal’in hastaları iyileştirdiği söylentileri çıkınca,  rıhtıma yanaştığından hastalarını getirip şifa arayanlar da olmuş.

Sabiha Sertel de Kurtuluş Savaşı yıllarını da anlattığı Roman Gibi isimli kitabında, Çocuk Esirgeme Kurumunun başkanı Dr. Mehmed Fuad’ı 1923’te Amerika’daki göçmenlerden bağış toplamak için getiren geminin Gülcemal olduğunu yazmıştır. Detaylarıyla da bu geminin Türk bayrağı taşıdığını, limana yanaştığında bayrağı görmek için pek çok Osmanlı vatandaşının geldiğni anlatmıştır. Ancak Gülcemal 1923’te ABD’ye sefer yapmamış,  zaten Dr. Mehmed Fuad da kendi anılarında Aquitania gemisiyle geldiğini yazmıştır. Gülcemal’le ilgili efsane ve gerçekler birbirine karışmış olsa da, bu gül yüzlü gemi, pek çok insanın hatıralarında ve tarihimizde unutulmaz yerini almıştır.

(Forumusa)

KAYNAK : AKŞAM GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ