‘Herkes güvende olmadıkça hiç kimse güvende olmayacak’

Prof. Dr. Gaye Usluer, aşıya arzın az, talebin ise fazla olduğunu ifade ederek, “Virüse karşı bugün 73 ülke aşılanmaya başladı. 73 ülkede uygulanan aşı miktarı 124 milyon doz. Oysa ki bugün, toplam nüfusu 2,5 milyar olan 130 ülkede henüz hiç aşılama başlamadı. Herkes güvende olmadıkça hiç kimse güvende olmayacak. İşte tüm bu arzın az talebin fazla olması durumunda eşitsiz ulaşım tüm dünyanın ortak sorunu” dedi.

‘Herkes güvende olmadıkça hiç kimse güvende olmayacak’

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, corona virüsüne karşı 73 ülkede aşılama başlamasına rağmen 130 ülkede ise daha hiç aşılamanın başlamadığını söyledi.

“KUVVET VE İHTİMALLE ÜÇÜNCÜ DALGAYLA KARŞILAŞACAĞIZ”

Aralık ayına kadar ‘hangi aşı olsun, hangi aşı gelmeli?’ sorusuyla daha çok uğraşıldığını belirten Prof. Dr. Usluer, “Ama şu anda esasında kaderimize razı olmuş durumdayız. Öncelikle aşı gelsin istiyoruz, öncelikli olarak aşılanalım istiyoruz ve güvenilir bir aşı ile aşılanmak toplumun ortak dileği. Şimdi sorun şu ki; bütün mevcut aşılar için ortak sorun, arz az, talep fazla. Yani aşı firmaları önceden taahhüt ettikleri aşı miktarlarını bile üretemez durumdalar. Bu arada dünyada salgın devam ediyor. Üçüncü dalgayı şiddetli olarak bekliyoruz. Kuvvet ve ihtimalle üçüncü dalga ile karşılaşacağız. Arzın az olması, talebin ise artarak devam ediyor olması önemli bir sorun” dedi.

“130 ÜLKEDE DAHA AŞILAMA BAŞLAMADI”

Corona virüsüne karşı 73 ülkede aşılanmaya başlanıldığını ifade eden Prof. Dr. Usluer, “73 ülkede uygulanan aşı miktarı 124 milyon doz. Oysa ki bugün, toplam nüfusu 2,5 milyar olan 130 ülkede henüz hiç aşılama başlamadı. Herkes güvende olmadıkça hiç kimse güvende olmayacak. İşte tüm bu arzın az talebin fazla olması durumunda eşitsiz ulaşım tüm dünyanın ortak sorunu. Aşı adaleti, aşı adaletsizliği hepimizin konuşması ve bu konuda hepimizin ortaklaşması gereken bir konu. Aşı ahlakı diye bir kavram çıktı. Fırsatçıların, yandan, sırasını beklemeden aşıya ulaşanların aşılanma istekleri, o azgın iştah bu noktada da karşımıza çıktı” şeklinde konuştu.

“AŞI STOKÇULUĞU VAR”

Prof. Dr. Usluer, bu süreçte aşı milliyetçiliği diye bir kavramla karşılaştıklarını belirterek şöyle konuştu: “Aşı milliyetçiliği aşıyı üreten ülkelerin, endüstriyi elinde tutan ülkelerin ‘önce ben, önce benim ülkemin’ şeklindeki söylemleri, düşünün ki Kanada ülke nüfusunun 9 katı kadar aşı teminatı almış durumda. İngiltere ülke nüfusunun 5 katı kadar, ABD ülke nüfusunun 3-4 katı kadar aşı teminatı alan ülkeler. Yani ne olursa olsun önce biz aşılanacağız, ne olursa olsun biz daha önemliyiz, bu noktada da eşitsizliğin en büyük kısmı olarak görülüyor. Ortada bir aşı endüstrisi var, ilaç endüstrisi var. Onlar da maksimum kar en az zarar peşindeler. Ülkelerde şuanda aşı stokçuluğu var olması aynı zamanda ahlaki bir çöküşün de olması açısından önem taşıyor.”

“MUTASYONA UĞRAYAN VİRÜSÜN YAYILMA HIZI DAHA FAZLA”

Mutasyona uğrayan virüsler ile ilgili de değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Usluer, sözlerine şöyle devam etti:

“Eylül ayı itibarı ile İngiltere’de başlayan ama şuanda Türkiye dahil dünyada birçok ülkede mevcut olan mutasyon ve mutasyon sonucunda oluşan yeni varyantların ortaya çıkması. Brezilya’da farklı bir varyantın ortaya çıkması, Güney Afrika’da farklı bir varyantın ortaya çıkması mutasyon ve yeni oluşan varyantlar şuanda bir kere yeni oluşan varyantların çoğalma hızları daha fazla. Bu anlamda toplumsal bulaşı arttırıcı önem taşıyorlar ki şuan da İngiltere’de, Avrupa ülkelerinde hızın tekrar artmış olması bu yeni varyantlarla ilişkili. Üçüncü dalganın hızını belirleyecek olanın bu varyantlar olduğunu, yani mutasyon sonucu olacağını rahatlıkla öngörebiliriz. Tüm dünyayı tedirgin eden bir sorun da varyantların mevcut aşılara dirençli olup olmayacağı. Ya da mevcut aşıların varyantları etkileyip etkilemeyeceği. Güney Afrika’daki varyantların bazı aşılara karşı dirençli olduğu, bazı aşıların oluşturduğu antikorlardan etkilenmediği gerçeğini düşünecek olursak, gerçekten bu konunun da çok önemli olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Mutasyonun yaygın olarak izlenmesi gerekiyor. Aşıların güncellenmesi gerekiyor. Uluslararası işbirliği, hükümetlerin bunun için ciddi finans kaynakları ayırması ve yeni aşıların oluşması konusunda güç birliği yapılması gerekiyor. Ancak en önemlisi, henüz salgın kontrol altında değil. Mutlaka kontrollü açılım olmazsa olmazımız olacak. Devletin mutlaka bu kontrollü açılım sürecinde esnafa, işsiz kalana, eve kapatılan kişilere sosyal destek sunması gerekiyor”

“TÜRKİYE, VAKA SAYISINDA 15’İNCİ, ÖLÜM HIZI SIRALAMASINDA 14’ÜNCÜ SIRADA”

Prof. Dr. Usluer, okulların ne zaman açılması sorusunun cevabını, mutlaka salgını doğru izleyerek, salgının var olduğu durumu ilişkili bilgileri değerlendirerek yapılması gerektiğini söyledi. Dünyadaki ülkeler arasında Türkiye’nin virüs sıralaması hakkında da açıklama yapan Usluer, “Bugün Türkiye yeni vaka sayısı sıralamasında dünyada 15’inci sırada, ölüm hızı açısından sıralama yaptığımızda dünyada 14’üncü sırada. Türkiye günlük test sayısını azaltan bir strateji içine girdi. Oysa ki mutantların tanımlanması açısından bugün test sayısını azaltmak yerine Türkiye’nin yeniden test stratejisini gözden geçirmesi gerekiyor” dedi.

KAYNAK : sözcü

KAYNAK : Haber7

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ