Her kelime kor her mısra bir ateşti

Ka’b Bin Züheyr… İslam’ın doğuş yıllarının en büyük şairlerinden biri. İlk başlarda İslam’a karşı şiirler yazıyordu, Müslüman olduktan sonra ise Hz. Peygamber’in Hırka-i Saadet hediyesine nail oldu. Necati Kanter,  yeni çıkan Bürde adlı romanında Ka’b’ın hikayesine ortak ediyor okuru. 

Her kelime kor her mısra bir ateşti

Necati Kanter’in “Bürde” adlı romanı Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları tarafından yayınlandı. Okuru Asr-ı Saadet dönemine götüren roman, döneminin en büyük şairlerinden biri olan Ka’b Bin Züheyr’i konu alıyor. ‘Kaside-i Bürde’ şairinin hikâyesini; ruhundaki çalkantıları, tereddütlerini, gururun ve kibrin aşka dönüşmesini anlatan romanın yazarı Necati Kanter ile konuştuk. 

Bürde romanında neyi amaçladınız? 

Bir yazar ve şair olarak beni çok etkileyen Ka’b b. Zuheyr’in hikâyesini, roman üslubu içerisinde, tarihi kaynaklara ve gerçeklere uygun şekilde anlatmaya çalıştım. 

Eseri yazmaya nasıl karar verdiniz? 

Ka’b b. Zuheyr’in, “Baned Suad” (Sevgili Uzaklaştı) adlı kasidesi ile Allah Resulü tarafından Hırka-i Saadet’i ile şereflendirilmesi, İslam âlemini derinden etkilemişti. Bir dergide öyküsünü yazdım. Ancak, bende unutulmaz izler bırakan bu şairin, menkıbelerden uzak, tarihi gerçeklerle sabit, günümüze kadar yazılan ve anlatılan ilginç bir hayat hikâyesinin oluşu beni daha ciddi ve kapsamlı bir araştırmaya yöneltti. Arap şiiri ve edebiyatı ile ilgili geniş ve kapsamlı bir araştırma yaptım. Yıllarımı alan bu çalışmamın sonunda, Sezai Karakoç’un “İslam’ın Şiir Anıtlarından” adlı kitabından Kaside-i Bürde şiirinin çevrisini esas alarak bu romanımı yazmaya koyuldum. 

Söz konusu çağın şiir, edebiyat ve belagatte bu kadar ün yapmış olmasını neye bağlıyorsunuz?  

Hz. Nuh devrinde zanaat, Hz. Musa devrinde tababet, Hz. İsa devrinde sihir, Hz. Muhammed devrinde ise edebiyat, özellikle şiir zirvede idi. İnsanların fasih ve beliğ konuşması, etkili şiir söylemeleri karşısındaki kabileleri alçaltır veya yükseltirdi. Araplar, iptidai bir kabile hayatı yaşıyorlardı; fakat dilleri zengindi. Şair ve şuara normal insanların bilemeyeceği bir şeyin farkında olmak demekti. Kılıçtan daha keskin sözlerle, birçoklarını utançtan, yaşanmaz hâle koyan ve gözden düşüren hiciv, şairin ve mensup oldukları kabilelerinin itibarını artırıyordu. Arap âlemi cahiliye çağının süfli karanlığında yaşarken edebiyat ve sanatta zirvede idiler. Devrin ünlü şairlerinden birçoğu İslam’la müşerref olurken, şairliğine ve şiirine güvenen mağrur müşrik şairlerin, şiirleri ile amansız bir taarruza geçtiklerini biliyoruz. Bu şairlerden birisi de Ka’b b. Zuheyr. Evet, Yahudi, Hristiyan ve Putperest şairler, İslam’dan önce pek çok şair yetiştiren bir aileden gelen ve Kâbe duvarına asılan şiiri ile ünlü yedi askı şairi Ebu Sulma’nın oğlu Ka’b bin Zuheyr’i de aralarına alarak başta Kur’an ve Allah Elçisi olmak üzere tüm Müslümanları hicvediyorlar. Hem de ne hiciv. Her kelime kor, her mısra bir ateş! 

Ka’b’ın İslamı seçmesi nasıl oldu?

O dönem Ka’b’ın da aralarında bulunduğu bazı şairlerin öldürülmesi istendi. Kardeşi Büceyr’in Müslüman olduğu takdirde bağışlanacağını bildirmesi üzerine Medine’ye gelen şair, Resulullah’ın huzurunda Ensar ve Muhacirlerden oluşan topluluğun önünde İslam’ı kabul etti. Ve orada meşhur kasidesi “Baned Suad”ı okudu. “Muhakkak ki Pegamber kendisiyle aydınlatılan, Allah’ın çekilmiş yalın kılıçlardan bir kılıçtır.” Beytini söylediğinde Resul-i Ekrem duygulanarak üzerindeki hırkasını (bürde) Şair Kab’ın omuzları üzerine attı. İslam ile müşerref olmasıyla Peygamber’in himayesinde sanatını bu defa rahmetin emrinde kulandı.

 Bir Hırka-i Saâdet Romanı 

Kâ’b bin Züheyr… Kaside-i Bürde şairi… Şiiri ve öfkesiyle şirkin ve küfrün emrindeydi. Söz oklarını müminlere attı uzun süre. Babasının gördüğü rüyaya uymak yerine miras bıraktığı şöhrete sarıldı. Davete kapalıydı kalbi de, kulakları da… Fakat kardeşi Büceyr, son bir defa, bir mektupla uyardığında, rahmete sığınması gerektiğini anladı. 

Küfrün ve şirkin zirvelerinden, rahmetin enginliğine giden bir yol ve yolcusu… Huzuru, Hz. Peygamberin huzurunda buldu Kâ’b ve tarihin en büyük şiir ödülünü kazandı. Ka’b, bundan böyle, söz oklarını müşriklere atmak için gerilen bir yaydı. 

 

KAYNAK : STAR GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ