Güven ve itibarımıza saldıranlar suç işliyor
Bankalar, ABD’de görülen ve Türkiye’yi hedef alan skandal dava ile ilgili açıklama yaptı. Halkbank’ın açıklamasında bir kısım medyadaki kişisel yaklaşım ve yorumların Bankacılık Yasası’ndaki ‘İtibarın Korunması’ maddesine aykırı şekilde güven ve itibarı sarsıcı nitelikte olduğu duyuruldu.

ABD’de görülen ve Türkiye’yi hedef alan skandal dava ile ilgili Halkbank, Denizbank ve Aktif Bank’tan açıklama geldi. Halkbank’tan yapılan açıklamada Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yargılandığı dava ile ilgili kamuoyu, müşteriler ve yatırımcıları yanıltıcı nitelikte haberler yapıldığı belirtildi. Mahkemede ortaya atılan iddialara dayanılarak bir kısım medya tarafından yer verilen kişisel yaklaşım ve yorumların Bankacılık Kanunu’nun ‘İtibarın Korunması’ başlıklı madde hükümlerine aykırı şekilde ‘yanlış, taraflı, eksik, anlam bütünlüğünden kopuk, tutarsız, algı karmaşasına yol açacak surette’ olduğu ifade edilen açıklamada, bunların bankanın güven ve itibarını sarsıcı nitelikte aktarıldığı dile getirildi.
HUKUKA AYKIRI İŞLEM YOK
Açıklamada, bankanın tüm iş ve işlemlerinde ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam bir şekilde uyduğu, paydaşlarının, iş ortaklarının ve mevduat sahiplerinin haklarının korunması için tüm tedbirleri aldığı aktarılarak, “Bankamız tarafından, bankacılık hizmetleri sunulurken mevcut düzenlemeler ve diğer tüm bankalarca bilinen ve izlenen dış ticaret uygulamaları dışında herhangi bir mekanizma, yöntem veya sistem kullanılmamaktadır. Yapılan dış ticaret işlemleri ve para transferleri açık, şeffaf ve sistem üzerinde ilgili otoritelerce izlenebilir durumdadır” değerlendirmeleri yapıldı. Halk Bankası’nın tüm iş ve işlemlerinin, ulusal ve uluslararası bağımsız denetim kuruluşlarınca düzenli olarak denetlendiğine işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Yapılan denetimlerde dış ticaret işlemleri de dahil bankacılık hizmetlerimizin yerine getirilmesinde uluslararası bankacılık düzenlemelerine ve kurallarına aykırılık tespit edilmemiştir. Bankamızca, herhangi bir ülkeyle ilgili olarak mahiyeti belirsiz ve hukuksuz bir ticari işleme taraf olunmamış, transfer işlemi gerçekleştirilmemiştir. Yaptırımlara konu işlemlerde yaptırımların aşılması amacına yönelik sistematik ve bilinçli bir ihlal söz konusu olmayıp yasaklı tarafların ve malların ihracına aracılık edilmemiştir.” Denizbank’tan yapılan açıklamada ise “ABD’deki davada DenizBank’ın da adının geçtiğine dair sosyal medyada bankamız hakkında asılsız söylentiler yer aldığı görülmüştür. Rıza Sarraf’ın sahibi olduğunu belirttiği Royal Denizcilik firmasının bankamızla hiçbir zaman çalışması olmamıştır” denilirken Aktif Bank’ın açıklamasında ise “Yaptırımların ihlal edilmesine dönük hiçbir işlem gerçekleştirmedik” denildi.
Ziraat AG: İddialara karşı hukuki süreç başlattık
Ziraat Bank International AG Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Türkmen, Alman Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BaFin) Alman polisinin bankaya usulsüzlükler nedeniyle baskın düzenlediği yönündeki iddiaları yalanladı. Türkmen “Bankamız hakkında sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde yer alan haberler tamamen gerçek dışıdır. Bankamız kurulduğu günden bu yana tüm iş ve işlemlerinde kanun ve düzenlemelere titizlikle uymaktadır. Yayımlanan habere karşı karşı hukuki süreç başlatılmıştır” dadi.
MÜSİAD: Davanın siyasiolduğunu herkes görmeli
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ABD’de başlayıp Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan davanın iki ülke arasındaki ilişkilere zarar vermesinin ve geri dönüşü olmayacak bir süreci başlatmasının önüne geçilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Ülkemizin kendi coğrafyasında zorlu bir süreçten geçtiği ve milletçe birlik beraberlikten uzaklaşmamamız gereken bir dönemde, söz konusu davanın tamamen siyasi olduğunu ve ülkemizin hedef tahtasına konduğunu sorumluluk sahibi siyasilerin ve tüm memleket sevdalılarının görmesini bekliyoruz” dedi. Bu davayı, arka planını, asıl yapılmak isteneni görmeyerek siyasi kaygılar ve kısır analizlerle değerlendirmenin her şeyden önce Türkiye’ye zarar vereceğini ifade eden Kaan, bu yargı hamlesinin ve muhalefet üzerinden ilerleyen Türkiye’deki yansımalarının, küresel senaryonun bir parçası olduğu gerçeğini tüm kamuoyunun görmesi gerektiğini vurguladı.
KAYNAK : STAR GAZETESİ