Gurbetçiye KDV istisnası gayrimenkulü hareketlendirecek

Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlara Türkiye’deki konut ve iş yeri alımlarında KDV istisnası getirilmesinin, gayrimenkul sektöründe satışları artırması beklenirken, kanunun yürürlüğe girmesiyle döviz girişinin de artması öngörülüyor.

Gurbetçiye KDV istisnası gayrimenkulü hareketlendirecek

Maliye Bakanı Naci Ağbal, konut ve iş yeri alımlarında KDV istisnasına ilişkin kanunun geçen ay yürürlüğe girdiğini, Resmi Gazetenin dünkü sayısında yayımlanan KDV tebliğiyle de uygulamaya ilişkin detayların belirlendiğini açıkladı.

Buna göre, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları ve yurt dışında yerleşmiş gerçek kişiler ile kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de olmayan kurumların Türkiye’den alacakları konut veya iş yerleri KDV’den istisna olacak. Uygulamadan yararlanacaklar, satış bedelinin en az yarısını, satış işleminden önce döviz olarak ülkeye getirmek zorunda. Kalan kısmı da 1 yıl içinde yine döviz olarak getirilecek.

İstisna uygulamasından yararlananların, KDV’siz aldıkları konut ve iş yerlerini en az 1 yıl süreyle satmamaları şartı var. Uygulamadan yararlanacaklara satış yapacak inşaat sektöründe faaliyette bulunan mükelleflerin de satıştan önce tebliğde öngördüğü belgeleri istemeleri gerekiyor.

“Devlet çifte kazanç sağlayacak”

Konuya ilişkin soruları yanıtlayan İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, yurt dışında yaşayan vatandaşlar için sağlanan KDV indirimi ile devletin çifte kazanç sağlayacağını belirterek şunları kaydetti:

“Birincisi ana vatanlarında yatırım yapmak isteyen vatandaşlarımıza getirisi yüksek bir yatırım imkanı sağlanacak, ikincisi ise gayrimenkul sektöründeki satış ivmesine hız kazandıracaktır. Fakat bunlardan daha da önemlisi ülkemize döviz girdisi sağlanacak. Söz konusu KDV indiriminin bir diğer faydası ise son zamanlarda artan ofis ve ticari projelerde sağlayacağı ivme olacaktır. Bilindiği gibi ekonominin ana kaynaklarından biri olan dövizin kalıcı yatırım olarak temin edilmesi çok önem arz etmektedir. Fiyat istikrarının sağlanabilmesi için uzun vadeli kalıcı yatırım olarak değerlendirdiğimiz ‘yurt dışına gayrimenkul satışı’nın bu kapsamda kullanılmasının çok doğru bir karar olduğunu düşünüyoruz.”

Durbakayım, diğer taraftan benzer bir KDV istisnasının yurt içi yatırımcılara da sağlanmasının, teşvik edilmesi için uğraşılan tasarrufların artmasını sağlayacağı gibi ekonomiye de canlılık sağlayacağını vurguladı.

“Gayrimenkul sektöründe yeni bir hareket sağlanacak”

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün de inşaat sektöründe, özellikle hükümet tarafından alınan tedbirler sayesinde, 2016 yılında yeniden hızlı büyüme eğilimi yakalandığını belirterek, “Konutta KDV istisnası getirilmesiyle inşaat ve gayrimenkul sektöründe yeni bir hareket sağlanacağı ve ülkeye döviz girişinin artacağını değerlendiriyoruz.” dedi.

2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20,3 azalan yabancılara konut satışlarının, 2017 yılının ilk üç ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8 gerilediğini anımsatarak, “Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları ve yurt dışında yerleşmiş gerçek kişiler ile kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de olmayan kurumların yararlanabileceği KDV istisnası ile inşaat ve gayrimenkul sektöründe yeni bir hareket sağlanacağı ve ülkeye döviz girişinin artacağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Konut ve iş yerleri ile sınırlı kalmaması gerekiyor”

Kuzu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Özen Kuzu ise 6 aydan fazla yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilerin, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan, Türkiye’de kazanç elde etmeyen tüzel kişilerin konut ve iş yeri satın almak istediklerinde katma değer vergisi ödemeyecek olmalarının ekonomiye döviz kazandırmak için çok önemli bir adım olduğunu söyledi.

İnşaat sektöründe geçerli olan KDV düzenlemelerinin konut ve iş yerleri ile sınırlı kalmaması gerektiğine işaret eden Kuzu, “Söz konusu düzenlemelerin apart ünite gibi diğer tüm birimleri de kapsaması, farklı ünite talepleri olan alıcıya daha fazla seçenek sunacaktır. Ekonomimize tartışmasız katkı sağlayacak olan bu teşvik, ciddi döviz girdisi yaratmakla beraber satışlarda da ciddi bir yükseliş getirecektir. Hükümetimizin aldığı bu ve benzeri diğer uygulamalarla 2017 yılında yeni bir rekorun kırılacağına inanıyorum.” diye konuştu.

‘Farklı sektörlerdeki alanlarda hamlelerimiz olacak’

Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bostan bu yıl “Türkiye Geleceğini Yeniden Tasarlıyor” ana temasıyla gerçekleştirilen Forum İstanbul 2017’de, yarının “süper starı” olması umulan küçük firmalara yatırım yapıp yapmayacaklarına ilişkin, belli sektörlerde tasarımlara başladıklarını ifade etti.Finansal teknoloji alanında Türkiye’de büyük fırsatlar olduğunu düşündüğünü, lojistik ve enerji alanlarında da fırsatlar olduğunu belirten Bostan, “Bunlara uluslararası arenadan çok ciddi ilgi var. Yani hem bizim paydaşlarımızdan hem de diğer şirketlerden büyük ilgi var. TVF’nın kurulmasındaki amaçlardan birisi de Türkiye’ye bir giriş kapısı açmak… Önümüzdeki dönemde farklı sektörlerdeki alanlarda hamlelerimiz olacak.” şeklinde konuştu.”Türkiye, son 15 yılda 4 kat büyüdü ama biz bu piyasaları büyütemedik”Mehmet Bostan, Türkiye’de güçlü bir bankacılık sisteminin olmasının kendilerine güç verdiğini ancak alternatif piyasaların gelişmesi, özellikle sermaye piyasalarına derinlik kazandırılmasının çok önemli olduğunu vurguladı.Devraldıkları markalardan birçoğunun önemli olduğunu, burada hala değer artışı imkanı bulunduğunu ifade eden Bostan, bu varlıkların, gelirlerinin menkulleştirilmesi ve bunların yatırımcılarla buluşturulmasının, daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşmalarını sağlayabileceğini, bunun da ülkenin daha hızlı bir sürdürülebilir büyüme yakalamasına katkı sunacağını kaydetti.Bostan, konuşmasını şöyle sürdürdü:”Ben şu anda genel ifadeler kullanıyorum, farkındayım ama sonuçta bunun da alt detayı çalışılıyor. Zamanla bunlar kamuoyu ile paylaşılabilir. Ama burada büyük bir misyon var. Yani Türkiye’de hala toplam piyasa kapitalizasyonunun GSMH’a oranı yüzde 30’u geçmiş değil. Türkiye, son 15 yılda 4 kat büyüdü ama biz bu piyasaları büyütemedik. Bununla beraber tasarruf oranlarının düşüklüğünden şikayet ediyoruz. Fakat tasarrufu sistemin içine çekebilmemiz için, konvansiyonel ve uluslararası standartlara uygun ürünlere çekebilmemiz için bu çalışmanın yapılması lazım. TVF olarak, önümüzdeki dönemde bu konuda adımlar atacağız. Oradaki potansiyelin ortaya çıkmasını sağlamak için çaba göstereceğiz.””Hangi varlıkların TVF’ye devredileceği hususu Bakanlar Kurulunun takdirinde”Eski Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Yıldırım Aktürk de Topkapı’da büyük bir servet yattığını belirterek, “TVF’nin devlet elindeki arazileri alabilecek bir kolaylığa kavuşmasını öneriyorum. Çünkü Kanal İstanbul gibi diğer bazı şeylerde, gayrimenkul esaslı olan stratejik projelerde ön ayak olabilmesi için böyle bir enstrümana ihtiyaç var.” dedi.Mehmet Bostan, Aktürk’ün önerisi üzerine, “Hazinenin statüsünü bilmiyorum ama hangi varlıkların TVF’ye devredileceği hususu Bakanlar Kurulunun takdirinde. O konuda benim bir şey söylemem doğru değil. Ama gayrimenkuller ile ilgili tespit önemli. Çünkü hakikaten orada büyük bir çalışma alanı var. Orada da menkulleştirme fırsatları çok büyük. Bunun üzerinde çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.Borsaya Kote Ortalık Yöneticileri Derneği (KOTEDER) Yönetim Kurulu Üyesi Sevdil Yıldırım ise Aktürk’ün önerisi üzerine, “Topkapı hazinesinin, fona alınmasının tam tersine çok negatif ve çok tehlikeli sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Yatırımcılar nihayetinde değer yaratma sürecine bakar.” dedi. “Türkiye çok büyük, dinamik ve sofistike bir ekonomi” Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Yönetici Direktörü Jean-Patrick Marquet, EBRD’nin Türkiye’de çok büyük bir yatırımcı olduğunu belirterek, halihazırda Türkiye’ye 9 milyar avro yatırım yaptıklarını, bunun 2 milyar avrosunun yeni yatırımlar olduğunu bildirdi.Marquet, Türkiye’nin çok büyük, dinamik ve sofistike bir ekonomi olduğunu vurgulayarak, “Maalesef büyük bir zafiyeti var. Sermaye piyasaları görece olarak yeterli derinlikte değil. Hem varlık açısından hem de hisse senetleri açısından… Dolayısıyla son 2 yıldır TL ile hisse senetlerine yatırım yapma gibi bir önceliğimiz oldu. Niçin? Türk şirketlerinin finansmanına katkıda bulunmak için bunu yaptık.” şeklinde konuştu.Marquet, bazı şirketlerin borsalarda kote olmalarına destek olmak, uzun vadede Türk şirketlerini dünya piyasalarında kote hale getirmek istediklerini ifade etti.Türk bankacılık sektörü 174 ülkeyi geride bıraktıFaizsizmortgage anlaşması’İslami mortgage geliyor’

Yatırım yapana vatandaşlık geliyor

“Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Yönetmeliğin “Türk vatandaşlığının istisnai olarak kazanılması, başvuru için gerekli belgeler ve yapılacak işlemler” başlıklı 20. maddesinin ikinci fıkrasına eklenen bent ile en az 1,5 milyon dolar tutarında gayrimenkul yatırım fonu katılma payı veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma payı aldığı ve 3 yıl süre ile elinde tuttuğu Sermaye Piyasası Kurulunca (SPK) tespit edilen yabancılara Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığı verilebilecek.Yeşil pasaport ihracatçıyı uçuracak’Yeşil pasaport büyük bir motivasyon kaynağı olacak’

Gayrimenkul sektöründe Hindistan heyecanı

Gayrimenkul sektörü temsilcileri, dünyanın en büyük yedinci coğrafi alanı ve en büyük ikinci nüfusuna sahip ülkesi Hindistan’daki yeni konut projelerinden Türkiye’nin de pay almasını bekliyor.Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum yaptığı açıklamada, Türkiye’nin müteahhitlik, iş gücü ve tecrübe noktasında oldukça ileri durumda bulunduğunu ifade ederek, “Bu know how’ı zaman içerisinde yurt dışına aktaracağız. Türk müteahhitlik sektörü buradan da ciddi anlamda pay alacaktır” dedi.Sadece inşaat yaparak değil, mühendislik ve mimarlık anlamında hizmet verilerek de sektörün destekleneceğini kaydeden Kurum, “Hindistan’da konut yapacak ülke sadece Türkiye olmayacak. Türkiye, diğer ülkelerle yarışacak ve bu yarışta her türlü avantajlı… Neticede bu iş yapılacaksa biz de buradan önemli bir pay alırız” diye konuştu. “Müteahhitlik anlamında imkanlarımız el verirse sınırsız iş var”Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün de Hindistan’da çok büyük iş potansiyeli bulunduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:”Sektör olarak Hindistan’da iş yapmaya olumlu bakıyoruz. Hindistan büyük bir ülke, 1,3 milyar nüfusu var. İhtiyaç çok, imkanları da var. Müteahhitlik anlamında imkanlarımız el verirse sınırsız iş var. 50 milyon konut çok büyük bir rakam. 2022’ye kadar bitirilebilir mi bilmiyoruz. Bu 5 yıl değil, 10 yıl da olsa büyük rakamdır. Bu rakam 200 milyonluk nüfusa denk geliyor. Yani Hindistan’ın 5 yıl içinde konut ihtiyacı olan kişi sayısı Türkiye nüfusunun 2,5 katı seviyesinde. Türkler 10 yıldır Hindistan’da çeşitli alanlarda iş yapıyor ama konut sektörüne yeni gireceğiz. Hindistan nüfusunun 7’de biri için hayat standardı yükselecek. Türkler ülkede metro, boru hatları, yollar ve baraj hatlarıyla ilgileniyorlar. Ayrıca, Ganj nehrinin temizlenmesi gündemlerinde var. Onun için büyük bir bütçe ayırmışlar.””Hindistan ile Türkiye’nin iş birliği potansiyeli hayli fazla”Kuzu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Özen Kuzu ise dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan’ın, istikrarlı ekonomik büyümesiyle dikkatleri üzerine çektiğini belirterek, en büyük inşaat sektörlerinden birine sahip Hindistan ile Türkiye’nin iş birliği potansiyelinin hayli fazla olduğunu söyledi.Adını global platformlarda duyuran Türk inşaat sektörünün, bu alandaki başarısını her geçen gün artırarak devam ettirdiğini kaydeden Kuzu, Türk müteahhitlik firmalarının yurt dışında gösterdiği performansın ortada olduğunu vurguladı.Kuzu, “Yeni pazar arayışındaki sektörümüz önümüzdeki dönemde Hindistan’a büyük yatırımlar yapabilir. Biz de Kuzu Grup olarak fırsatları değerlendirerek Hindistan pazarında iş yapmayı arzu ederiz.” ifadelerini kullandı. “Sadece inşaat firmalarına değil, yan sektörlere de ciddi potansiyel sağlayacak”Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, Türkiye’nin, global ölçekte inşaat sektöründe hem altyapı hem de teknoloji bakımından dünya sıralamasında çok önemli bir noktada yer aldığını, Türkiye’nin inşaat sektöründeki başarısının artık tüm dünyanın radarına girdiğini söyledi.Demir, şunları kaydetti:”Bunun bir örneğini de Hindistan Başbakanı Modi’nin açıklamalarında görebiliyoruz. Hindistan’ın sanayi ve ticaretine baktığımızda, inşaat geliştirme noktasında çok ciddi eksiklikleri olduğunu söyleyebiliriz. Konut üretimi neredeyse yok denecek kadar az. Ülkenin tamamı çarpık kentleşme üzerine kurulmuş durumda. Türkiye, Hindistan’ın mevcut kültürel dokusunu koruyarak kentsel dönüşüm çalışmalarını yürütebilecek kabiliyete sahip. Ülkenin çehresi, Türk inşaat firmalarının değişim ve dönüşümde edindiği tecrübesiyle yeniden şekillenebilir. Şimdilik iki lider arasında konuşmadan ibaret olan bu atılım hayata geçerse, Hindistan’ın 2022 yılında hayata geçirmek istediği 50 milyon konut, sadece inşaat firmalarına değil, aynı zamanda inşaat sektörünün içerisinde yer alan yan sektörlere de ciddi iş potansiyeli sağlayacaktır.” Bu devasa proje için iki ülke arasındaki büyükelçiler ve STK’ların elini taşın altına koyması gerektiğini belirten Demir, iki ülke arasındaki olası bir anlaşmanın, ekonomideki diğer iş birliklerinin de önünü açacağını vurguladı.”Türkiye-Hindistan İş Forumu bir ilk adım”Hindistan’da ekonomik istikrar mesajı300 milyonluk dev pazarCumhurbaşkanı Erdoğan Hindistan’da

Yatırımcısından AVM eleştirilerine yanıt

Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, AVM’lerin turizm sektörü için önemli bir çekim gücü yarattığını belirterek, “AVM’leri tu kaka yapıyoruz, öyle bir algı maalesef yanlış çünkü istihdam sağlıyor. AVM bacasız fabrika. Dolayısıyla ciddi bir yabancı turist alıyor, döviz harcaması yapılıyor. Döviz getirmek için göbeğimiz çatlıyor. Perakende sektörü de önemli bir döviz harcama alanı.” dedi.Torun, bir program kapsamında geldiği Bursa’da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de 2002’den başlayan, 2005’ten sonra hızlanan ve giderek ivme kazanan bir AVM arzının söz konusu olduğunu söyledi.Alışveriş merkezleri açısından aslında son yıllarda yeni yatırımların pek olmadığını ama eskiden başlamış projelerin devam ettiğini belirten Torun, yeni açılan ya da açılışı yapılacak 3-5 AVM bulunduğunu ancak bunların yatırımlarının da 4-5 sene evvel başladığını vurguladı.Torun, projeleri önceden yapılan bu AVM’lerin inşaatında ya da açılışında gecikme yaşandığını ifade ederek, “Baktığınızda bugün ‘Ben arsa alayım da AVM yapayım.’ diyecek bir yatırımcı yok aslında, çünkü belli bir doygunluğa ulaştı ama Anadolu’nun bazı şehirlerinde daha hiç yapılmamış şehirler var. Buralarda yeni AVM olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.”Döviz getirmek için göbeğimiz çatlıyor”AVM’lerin büyükşehirlerde turizmle çok bağlantılı olduğuna dikkati çeken Torun, şöyle konuştu:”AVM’ler turizm sektörünün önemli bir çekim gücü, dünyada da böyle. Dubai aslında bir perakende alışveriş şehridir, bundan turizm sağlar. AVM’leri tu kaka yapıyoruz, öyle bir algı maalesef yanlış çünkü istihdam sağlıyor. AVM bacasız fabrika. Mall Of İstanbul’da 3 bin kişi, perakende mağazalarında çalışıyor, sadece orada çalışan insan sayısı. Dolayısıyla ciddi bir yabancı turist alıyor, döviz harcaması yapılıyor. Döviz getirmek için göbeğimiz çatlıyor. Perakende sektörü de önemli bir döviz harcama alanı.”Torun, bu işte de ticaretin kurallarının geçerli olduğunu belirterek, “Bu, ticari bir şeydir. Hani ekonomide ‘iyi para kötü parayı kovar.’ Eğer yanlış projeyse zaten konsept değiştiriyor, kapanıyor, yeni açılıyor. Dolayısıyla ‘Ne olacak bu kadar çok AVM?’ gibi dışarıdan ahkam kesmek bana göre yanlış bir şey. Başka bir ticari sektörde yok, yani ‘Ne olacak bu kadar tekstil fabrikası ya da boyahane?’ kimse demiyor, AVM’yi görüyor, AVM konuşuyor. Perakendeciler biraz belki hırs gösterip çok açmış olabilirler AVM, bu da perakendecinin yaptığı yanlışlardır.” diye konuştu.”Turizm çok önemli müşteri çekiyor”Anadolu kentlerinin belli bir kapasitesi bulunduğunu, bu işin nüfusla ilgili olduğunu anlatan Torun, 300-500 bin nüfusun bir AVM besleyebildiğini, o yüzden Anadolu’nun her şehrine AVM yapmanın da çok ticari olmadığını vurguladı.Torun, ayrıca söz konusu bölgenin gelir düzeyi, harcama seviyesi ve alışkanlıklarının da belirleyici olduğuna işaret ederek, “Onun için yine gelişmiş olan şehirlerde, yani büyükşehirlerde 3-5-10 alışveriş merkezi olabilir. Turizm çok önemli müşteri çekiyor. Giderek, daha doğuda da belli nüfusun üzerindeki şehirlerde AVM ya açılmış ya açılacak, proje safhasında. Oralarda da AVM ihtiyaca göre yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ