‘Gözümüzde artık yaş bile kalmadı’

Ailelerin umut nöbetine destek büyüyor. Dağa kaçırılan üniversite öğrencisi oğlu Muhsin için eyleme katılan Halit Altun, HDP’ye tepki gösterdi: Siz çocuklarınızı kolejde okutuyorsunuz, bizimkini dağa sürüklüyorsunuz.

‘Gözümüzde artık yaş bile kalmadı’

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutarak 3 Eylül’de partinin il başkanlığı binası önüne gelen annelerin başlattığı oturma eylemi devam ediyor.  Evlat nöbeti tutan annelerin oturma eylemi 17’nci gününde de sürüyor. Hacire Akar ile başlayan evlat nöbetindeki aile sayısı 43’e yükseldi.  Muş’tan gelen acılı baba Halit Altun, oğlu Muhsin Altun’un üniversite okuduğu sırada Kobani’ye kaçırıldığını söyledi. Oğlu Muhsin için eyleme katılan Halit Altun, 2 yıl boyunca çocuğunu aradığını belirterek en son Suriye’nin Kobani kentinde olduğunu duyduğunu söyledi. Oğlunun terör örgütüne katılmasında HDP’yi sorumlu tutun Altun, “Ben çocuğumu istiyorum başka bir şey istediğim yok. Çocuğumu selametle bana teslim etsinler. Bir oğlum da şu an Ankara’da asker. Ben devletime, milletime, vatanıma ve bayrağıma sadığım. İnönü Üniversitesi’nde okuyordu, haber aldık ki çocuğumu götürmüşler, duyduğum kadarıyla Kobani’ye götürmüşler. Gitmediğim yer de kalmadı. 2 yıl boyunca evimde kalmadım, bütün varlığımı sarf ettim ama çocuğumun izine rastlamadım. Okul okuyordu, HDP ile ne işi olurdu. Ben bu ailelerin eylemini duyunca katılmaya karar verdim. Bu konuda HDP’yi sorumlu tutuyorum. Çocuklarımız götürüyorlar kendi çocuklarını niye götürmüyorlar. Kendi çocuklarını farklı yerlerde farklı okullarda okutuyorlar, bizim çocuklarımızı da dağa sürüklüyorlar, götürüyorlar” dedi. 

18 YAŞINDA KAÇIRILDI 

Diyarbakır’dan gelen Şirin Sungur, 2015’te bayram izni dönüşü terör örgütü tarafından kaçırılan oğlu Süleyman Sungur için eyleme katıldı. Muş’tan gelen anne İkram Gürtürk, Kürtçe yaptığı konuşmada, oğlu Musa’nın 5 yıl önce liseye gittiği dönemde 18 yaşındayken kaçırıldığını söyledi. Oğlundan haber alamadıklarını belirten Gürtürk, mağdur olduklarını, oğlunu geri istediklerini kaydetti. 

OĞLUM GERİ GEL 

Kalp krizi geçiren eşinin hasta, kendisinin de gözlerinde rahatsızlık olduğunu ifade eden Gürtürk, şöyle konuştu: “Oğlumuzu istiyoruz, oğlumuzu getirsinler. Bize yardım edilmesini istiyoruz. Eğer oğlum bizi görüyorsa geri gelsin. Çok fakiriz, ciğerimiz yanıyor. Oğlum okul okuyordu, onu kandırıp götürdüler. Artık hiçbir annenin yüreği yanmasın. İnsan evladının eksikliğine dayanamıyor. Beş yıldır gözümüzde yaş kalmadı. Ben oğlumu PKK’dan istiyorum. Huzur olsun, bütün annelerin çocukları gelsin, bizimki de gelsin. Yolunu gözlüyoruz, dayanamıyoruz, uykusuzuz. Bizler anneyiz, yüreğimiz paramparça olmuş. Artık dayanacak gücümüz kalmadı.” 

GELİN TESLİM OLUN 

Muş’un Varto ilçesinden oğlu Onur için oturma eylemine katılan anne Selma Han da oğlunun Türkiye dönmesini isteyerek, “Son olarak geçen yıl oğlumla görüştüm, şu anda Suriye’de. Her nerede olursa olsun, gelsin teslim olsun. İran’da, Irak’ta, Suriye’de nerede olursa olsun gelsin teslim olsun”dedi.  

KOBANİ’YE GÖTÜRDÜLER 

İstanbul’da yaşayan Cabir Taş, yaklaşık 4 yıl önce 14 yaşındaki kızı Ece’nin çalıştığı tekstil atölyesinden öğle molasında çıktığını ve bir daha kendisinden haber alamadıklarını söyledi. ‘Kobani’ye götürüldüğünden şüpheleniyorum. O zamandan beri hiçbir haberi alamadım’ ifadelerini kullanan Taş, 4 yıldır sadece yüreğinin yandığını dile getirdi. Taş, kızının arkadaşlarından onun Kobani’ye kaçırıldığını öğrendiğini, bunun üzerine üç kez gittiği Kobani’de kızını göremediğini ifade ederek, televizyonda izlediği oturma eylemi yapan ailelerle aynı acıyı yaşadığı için Diyarbakır’a gelmeye karar verdiğini belirtti. 

AYNI ACI BENDE DE VAR 

Kızının yaşı küçük olduğu kimliğini yanına almadığını aktaran Cabir Taş, “Kızımı, büyük ihtimalle farklı bir kimlikle götürmüşler. Ben onları gördüğüm zaman ağlıyorum. Aynı acı bende de var. İşimi gücüm bıraktım ben de destek olmaya geldim. Bir umut, bir ışık bulurum ya da kızım bana ulaşır. Kızım kapım sana açık” dedi. 

TÜRK ADALETİNE SIĞIN 

Baba Gökçe, oğluna devletin şefkatli kollarına gelmesi çağrısında bulunarak, “Gel, Türk adaletine sığın. Türk adaleti her zaman için arkanızdadır. Asker, polis ve herkes bize destek sunuyor. Oğluma sesleniyor ve rica ediyorum; her ne olduysa oldu ama artık gel. Gittikten sonra onunla hiç görüşemedim” diye konuştu.

ASKERE GİDECEKTİ

Ağrı’dan gelen baba Salih Gökçe, oğlu Mehmet’in yaklaşık 4 yıl önce dağa kaçırıldığını belirterek, “İstanbul’da çalışıyordu. Beni telefonla aradı ‘baba geleceğim.’ dedi. Ondan sonra telefonu kesildi. Aramama rağmen ulaşamadım. Oğlum 20 gün sonra asker olacaktı, dağa kaçırdılar. Kurbanlığını hazırlamıştım, gelip askere gidecekti. Oğlum İstanbul’un Yenidoğan semtinden kaçırıldı. Aramama rağmen ulaşamadım. İstanbul Yenidoğan’dan götürmüşler. O günden sonra kendisine ulaşamadım. Akçakale’ye kadar gittim. Suriye’de savaş vardı, o nedenle geçemedim geri döndüm”  dedi. 

GİDENLER HEP FAKİR 

Gökçe Diyarbakır’daki oturma eylemini öğrenince dahil olmaya karar verdiğini aktararak, şöyle konuştu: “Buraya çocuğumu aramaya geldim. Kendi çocuklarını göndersinler. Buradakilerin hiçbirinin çocuğu gidiyor mu ? HDP’li milletvekili ve belediye başkanlarının çocukları neden gitmiyor? Hep gidenler fakir fukaranın çocukları. Oğlumun Suriye’de olduğuna eminim. Araştırdım, biliyorum Suriye’de olduğunu.”

ANNELERE DESTEK SÜRÜYOR

ONLARIN ACISI BENİM VE HERKESİN ACISI

Abdülhamid Han’ın 4’üncü kuşaktan torunu, Harun Abdülkerim Osmanoğlu’nun kızı Nurhan Osmanoğlu ve iş adamı Mahmut Küçükdoğan, ailelerle bir araya gelerek desteklerini iletti. Eylem yapan ailelere destek ziyaretinde bulunan Abdülhamid Han’ın 4’üncü kuşaktan torunu, Harun Abdülkerim Osmanoğlu’nun kızı Nurhan Osmanoğlu, cennet mekan Abdülhamid Han’ın yaşaması durumunda bu tür olayların yaşanmayacağını söyledi.  Osmanoğlu, “İnşallah en kısa zamanda evlerine, analarına, babalarına, yuvalarına geri dönerler. Terörü hiçbir zaman kimse desteklemez ve ben bunu tekrar söylüyorum. Biz bunu sadece Diyarbakır’da değil, bunu her ilde dile getirmemiz gerekiyor. Teröre karşı çıkalım lütfen, sesimizi duyuralım ve çocuklarımız geri dönsün. Onların acısı benim de acım, bizim de acımız. Annelere destek için geldik” diye konuştu. İş adamı Mahmut Küçükdoğan ise, “Ailelere destek veriyoruz, İstanbul’dan yüzlerce şehit ailesinin selamıyla beraber. Türkiye’deki bütün anneler buna destek veriyorlar. Terörü bu aileler bitirecek” dedi. 

ANNELERİMİZİN CİĞERİ SIZLIYOR GÖZYAŞI DİNMİYOR

Memur-Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi ve sendikaya bağlı 13 şube yöneticisi, kadın komisyon üyeleriyle birlikte Diyarbakır’da HDP il binası önünde terör örgütü PKK tarafından kaçırılan evlatları için oturma eylemi başlatan ailelere destek ziyaretinde bulundu. İl Temsilcisi Bahşi, Diyarbakır annelerine Elazığ’daki annelerin selamını getirdiklerini belirterek, “Bu bölgedeki insanımız da buradaki evlatlarımız da, hak ettikleri gibi okullarına giderler. İşte görüyorsunuz fotoğrafta ablamızın gösterdiği gibi Kur-an kursuna gider eğitimini alır. 10 yaşındaki çocuğun dağda ne işi var. Sözde insan hakları ve demokrasiyi savunan örgütler niye bu anaların feryadına kulak tıkıyor” dedi.

HEP ZULÜM GÖRÜYORLAR

Memur-Sen Elazığ temsilciliği olarak kadınlar komisyonları ile birlikte yürekleri evlat acısı ile yanan annelere destek verdiklerini kaydeden Bahşi, “Yıllar bu bölgedeki fakir fukara halkımız bu terör örgütünün pençesinde zulüm ve eziyet görüyor. Çocuklar okula gitmesi gerekirken, okuluna gidemiyor, eğitimini alamıyor. Çalışması ve herkes gibi bir aile düzeni olması gerekirken, maalesef sürekli bu bölgedeki insanımızın ve annelerimizin ciğeri sızlıyor, akan gözyaşı ve kan dinmiyor. Biz artık bu bitsin diyoruz” diye konuştu.

BUNU BİR YÜREK TEK BAŞINA TAŞIYAMAZ

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutarak 3 Eylül’de HDP İl Başkanlığı binası önüne gelen Diyarbakır annelerinin başlattığı oturma eylemine destek ziyaretleri sürüyor. İlahiyatçı- yazar Ömer Döngeloğlu ile yazarlar Abdullah Yıldız, Ahmet Bulut, Demet Tezcan, Nehir Aydın Gökduman ve Selvigül Şahin aileleri ziyaret etti, acılarını paylaştı. Döngeloğlu, yaptığı açıklamada, ailelerin yaşadığı ızdırabı televizyonda izlediklerini, insani duygularla desteğe geldiklerini söyledi. “Bu anneleri, babaları görüyorsunuz. Bunu bir kalp, bir yürek tek başına taşıyamaz” diyen Döngeloğlu, bu yüreklerin yanında olduklarını göstermek için ziyaret ettiklerini belirtti. Döngeloğlu, “Bir Müslüman, bir insan olarak bu memleket hepimizin. O çocuklar insinler dağdan, anne, babalarını sevindirsinler. Kan dökerek hiçbir yere varamayız” dedi.

KAYNAK : Star.com.tr

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ