FİRMANDEX'E HOŞGELDİNİZ!

Göz altı estetiğinde ‘iğne’ uyarısı

Dermatolog Uzmanı Dr. Melda Demirtaşoğlu, yorgun ve cansız olan ciltlere uygulanan gözaltı ışık dolgusunun tedavi şekli hakkında bilgi vererek, “Uygulama bölgesinin zengin damarsal yapısından dolayı tecrübeli hekimler tarafından uygulanması gerekir. Keskin iğne kullanılması o bölgedeki damarlara hasar verebileceğinden uygulama keskin olmayan ‘kanül’ denilen araçlarla yapılmalıdır” dedi.

Göz altı estetiğinde ‘iğne’ uyarısı

Dermatolog Uzmanı Dr. Melda Demirtaşoğlu, cilt altındaki yağ dokusunda incelmeye bağlı çökme ve renk koyulaşması sonucunda uygulanan gözaltı ışık dolgusu hakkında önemli bilgiler aktardı. Demirtaşoğlu, bu durum sonucunda ciltlerin yorgun ve cansız göründüğünü ifade ederek, dolgularla görüntünün önüne geçileceğini söyledi. Keskin iğne kullanılmasının damarlara zarar verebileceğini ifade eden Melda Demirtaşoğlu, uygulamanın keskin olmayan kanül denilen araçlarla yapılması gerektiğine dikkat çekti.

“Keskin olmayan kanül denilen araçlarla yapılır”

Melda Demirtaşoğlu, “Zaman içinde gözaltlarında, cilt altındaki yağ dokuda incelmeye bağlı bir çökme ve renk koyulaşması meydana gelir. Bu görünüm kişiyi yorgun ve cansız gösterir. Bu görüntünün düzeltilmesi amaçlı gözaltı dolguları kullanılmaktadır. Bu dolgular gözaltı gibi hassas bölgeye uygulamada kullanılan özel dolgulardır. Hyalüronik asit içerikli bu dolgular herhangi bir alerjik reaksiyona neden olmamakta ancak uygulama bölgesinin zengin damarsal yapısından dolayı tecrübeli hekimler tarafından uygulanması gerekmektedir. Gözaltı dolgu uygulaması sırasında keskin iğne kullanılması o bölgedeki damarlara hasar verebileceğinden uygulama keskin olmayan kanül denilen araçlarla yapılır. Bu sayede işlem alanında herhangi bir kanama ve morarma olmaz, kişi günlük hayatına rahatlıkla devam edebilir. Dolgu uygulaması sonrasında çok sıcak suyla duş, o bölgeye masaj önerilmez. Gözaltı dolgusu ile çöküntüye bağlı renk koyulaşması büyük oranda giderilmekle birlikte eğer kişide göz çevresinde yaygın renk koyulaşması (hiperpigmentasyon) da varsa mezoterapi ya da lazer uygulamaları gibi renk açıcı ek uygulamalarla kombine bir tedavi de planlanabilir” ifadelerini kullandı.

Göz altı morluklarına son

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şeyda Atabay, “İçeriğinde kullanılan maddelerden dolayı göz etrafına gelen ışığı yansıttığı, cildi aydınlattığı ve canlandırdığı için ışık dolgusu olarak adlandırılıyor. Işık dolgusunun içeriği sekiz tane amino asit, hylauronik asit, üç tane antioksidan, mineral, vitamin ve uygulama sırasında ağrı olmaması için lokal anestezik madde içeren bir jeldir. İçerisinde içerdiği bu maddeler ile hücresel seviyede yapılanmayı sağladığı için göz çevresinde aydınlanma ve canlanma etkileri görülüyor” dedi.Etkisi 1,5 yıl sürüyorGöz altı ışık dolgusunun gözaltı morluğu ve çöküklüğünde etkin şekilde kullanılan bir yöntem olduğunu kaydeden Op. Dr. Atabay, “Göz altında şikayet edilen alana ışık dolgusu yapıldıktan hemen sonra etki başlar, bir hafta sonra göz altında aydınlanma ve yorgun görünümde azalma meydana gelir. Bu dolgunun avantajı doğal gözükmesi ve göz altında ödem sorunu yaratmamasıdır. Etkisi 1-1,5 yıl devam eder. Uygulama iğne ile olabildiği gibi kanül yöntemi ile de yapılabilir. Bu bölgenin yoğun damar ve sinir ağlarıyla örülü hassas bir bölge olmasından dolayı ‘kanül ile uygulamak’ çok daha uygundur. Uygulama derin olmalıdır. Göz ve çevresi anotomisine hakim doktorlarca yapılması son derece önemlidir. Çünkü görme işlevi ile ilgili olan gözümüz çok karmaşık bir doku ile çevrilidir. Burada tam olarak uygun olmayan bir alana,uygunsuz bir madde vermek görme fonksiyonlarında bozulmalara meydan vermektedir. Göz altı ışık dolgusu uygulaması bize ve hastalarımıza çok yarar sağlayan güzel bir uygulamadır, tabi ki doğru ellerde” diye konuştu.Gençlik kendi kanınızda saklı Göz altı torbaları yaşlı gösteriyor İlk önce göz altı bozuluyorOp. Dr. Atabay, “Günümüzde bayanların korkulu rüyası haline gelen göz altı ve çevresi problemleri için üretilmiş olan ışık dolgusu, bu bölgede gözle görülür bir canlanma sağlıyor. Kullanılan bu yöntemle aynı zamanda el üstü ve dekolte bölgesindeki yaşlanma belirtilerinde de etkili oluyor. Gerek yaşlanma etkisi, gerekse şehir hayatındaki çevresel faktörler, stres vb. faktörler bir araya gelince ciltte deformasyonların meydana gelmesi kaçınılmaz oluyor. Vücudumuzdaki diğer bölgelere göre çok daha özel bir cilt yapısına sahip olan göz altı ve göz çevresi, bu deformasyonların meydana geldiği ilk bölgeler oluyor” ifadelerini kullandı.

Gençlik kendi kanınızda saklı

Dr. Emrah Çinik, PRP tedavi ile cildin gençleştirilebileceğini belirtti.PRP etkiliğinin (Platelet Rich Plazma) içinde faktörlere bağlı olduğunu söyleyen Dr. Emrah Çinik, “Bu faktörler dokuların geliştirilmesi ve yaraların iyileştirilmesini hızlandırmak içindir. Kök hücrelerin iyileşmesini tetikler” dedi.PRP nedir, nasıl elde edilir?Dr. Emrah Çinik, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:“Parmağınızda bir yara oluştuğunda vücut onu iyileştirmek için yapıcı ve belli oranlarda kanda bulunan büyüme faktörlerini yaralanmış alanda en hızlı şekilde harakete geçirir. PRP uygulamasının temel amacı, kendi kanından daha kapsamlı ve saf form faktörleri elde etmek ve dışarıdan bölgeye uygulamaktır. Böylece, doku iyileşmesi hedefi erken ve güçlü bir şekilde başlamış olacak ve daha hızlı yol açacaktır. Bu uygulama için, sizden yaklaşık 10 cc kan alınacak ve laboratuvarda uyarıcı, büyüme faktörleri tam saf serum plazmada işlenecektir. Bu sizden elde edilen yüzde 100 doğal bir üründür ve uygulamadan sonra hiç bir yan etkisi yoktur.”PRP uygulamasında amaç nedir?”PRP tedavisinde amaç hayati önemi olan rekonstrüktif ve uyarıcı büyüme faktörleri elde etmektir. PRP yöntemiyle elde edilen faktörler yeni kolajen oluşumunu tetikler ve hücreler arasında maddeleri artırır ve deriyi yeniler. PRP tedavisinde amaç hayati önemi olan rekonstrüktif ve uyarıcı büyüme faktörleri elde etmektir. PRP yöntemiyle elde edilen faktörler yeni kolajen oluşumunu tetikler ve hücreler arasında maddeleri artırır, deriyi yeniler.”Hangi amaçla PRP tedavisi kullanılır?”Saç kaybını azaltmak ve saç köklerini gençleştirmek için bir tedavi yöntemidir. PRP uygulaması hasarlı, zayıf saçların köklerini uyararak saç dökülmesini durdurur. Bu cilt gençleştirme için kullanılır. Zaman- zaman ciltte bazı dokuların kaybedilmesi ve kollajen azalması nedeniyle kırşıklıklar, kıvrımla ve sarkma meydana gelir. PRP yapılan bölgede salgılanan büyüme faktörleri vasıtası ile iyileşme ve optimizasyon meydana gelir. Deride kollajenin yenilenmesi ve üretiminde artış nedeniyle esneklik artar. Cilt lekelerinde kullanılır. PRP ile trombositler tarafından salgılanan büyüme faktörleri ciltteki renk üretimini sağlayan melanin hücrelerinin çalışma sistemini tutarak cilt lekelerini iyileştirir. Bu sivilce yara izi ve yarık tedavisinde kullanılır. Deride akne, yara izlerinin, lezyonlardakı yarıkların etrafında olan trombositler büyüme faktörleri tarafından görünüşte azalma sağlar ve iyileşmeni hızlandırır. Doku yaralanmalarında : Örneğin, futbolcuların diz yaralanmalarında, yaralı dokunun normalden iki kez daha hızlı iyileşmiş olduğu görülmektedir.”PRP nasıl uygulanır?”Dönemlerle uygulanır. Üç ay Boyunca ayda Bir Kez. 10 cc kan sizden alınır işlenir ettik. Filtre edilir. Daha sonra, saf madde olarak mikroenjeksiyon ile cildin üst tabaka içine enjekte edilir. Bu uygulama acısızdır. Uygulama 40 dakika sürer. Morarmayı önlemek amacıyla uygulamadan önce hiç bir bitkisel çay, içki, aspirin gibi ilaçların tüketimi uygun değildir. Uygulamadan sonra hasta 13 saat makyaj yapmamalı, güneşe çıkmamalı ve güneşten korunmak için krem kullanmalıdır.”PRP tedavisinin etkisi kalıcı mıdır?”PRP tedavisi ince çizgileri azaltır, cilti sıkılaştırır ve yağlanmanı geciktirir. Cilt üzerinde 2 yıl olumlu etkisi vardır. Ama kontrolu ve destek tedavisi yılda bir defa yapılmazsa etkisi uzun sürmeyecektir. Araştırmalar sonucunda, PRP tedavisinin diğer özellikleri saç, yüz, boyun ve dekolte bölgelerine uygulanabilmesidir. Hastalara uygulamak güvenli ve kolaydır. Neticeleri uzun yıllar sürer. Yenileyici ve yapıcı etkileri vardır. Cildin bütün hayati fonksiyonlarının desteklemesinin yanı sıra kollan oluşumunu da destekler.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ