Görmez: Ümmetin çocukları 200 yıldır cahil bırakıldı

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Bugün alem-i İslam çok zor bir süreçten geçiyor. Ümmetin çocukları 200 yıldır cahil bırakıldı. Sadece cahil bırakılmadı, savaşların pençesinde inim inim inleyen nesiller kayboldu. Bütün bu yeni nesilleri yeniden kazanmak için büyük bir çabaya ihtiyaç var.” dedi.

Görmez: Ümmetin çocukları 200 yıldır cahil bırakıldı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkiye Diyanet Vakfının “Uluslararası Konuk Öğrenci Programı” kapsamında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenim gören 34 öğrenci için düzenlenen diploma törenine katıldı.

Uluslararası Murad Hüdavendigar Anadolu İmam Hatip Lisesi’ndeki törende konuşan Görmez, böyle güzel bir etkinliğe katıldığı için Allah’a şükrettiğini söyledi.

Coğrafyanın sınırlarla çizilemeyeceğini, kalelerle tahkim edilemeyeceğini belirten Görmez, şöyle konuştu:

“Öyle coğrafyalar var ki siz o coğrafyada bedenen olmasanız da kalben olursunuz. Dünyanın her yerinde buna şahit oluyoruz. 4 veya 5 asır dünyanın muhtelif yerlerinde bulunup da dua almaya devam eden başka bir millet yok. Çünkü bizim medeniyetimizde sömürmek yok. Bizim ecdadımız gittikleri yerde hiçbir kötülük yapmadı. Hiç kimsenin inancına ve diline karışmadı. Hiç kimsenin kimliğine müdahale etmedi. İslamın rahmet kapısı daima açık oldu, takdir tamamen onlara bırakıldı.”

Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü topraklarda adaletin esas olduğunu vurgulayan Görmez, “Bugün alem-i İslam çok zor bir süreçten geçiyor. Ümmetin çocukları 200 yıldır cahil bırakıldı. Sadece cahil bırakılmadı, savaşların pençesinde inim inim inleyen nesiller kayboldu. Bütün bu yeni nesilleri yeniden kazanmak için büyük bir çabaya ihtiyaç var. Bu çaba için de insanlığın umut bağladığı topraklarda ve ülkede yaşıyoruz. Böyle 100 binlerle ifade edilen yabancı öğrenci, yabancı kelimesini de sevmiyorum, gönül coğrafyamızdan konuk ve misafir öğrencilerimizin sayısıyla ilgili henüz çok eksiklerimiz var.” dedi.

Konuşmaların ardından Görmez, öğrencilere diplomalarını takdim etti.

Medeniyetin, farklılıkların birleşmesinden oluştuğunu dile getiren Görmez, şunları kaydetti:

“Farklı dillerin, renklerin, kültürlerin birleşmesinden çok daha muhteşem bir medeniyet ortaya çıkıyor. Onun için biz de sizden çok şey kazanıyoruz. İmam Hatip Lisesi projesi, İslam ilim ve medeniyet tarihimizde yaşadığımız büyük bir kırılmayı tamir etmesi bakımından son derece önemli. Gittiğim her yerde bunu anlatmaya çalışıyorum. Bizim bilgi ve medeniyet tarihimizde en büyük kırılma noktalarımızdan bir tanesi bilginin, dini ve dini olmayan diye ayrılıp tasnif edilmesidir. İslam bunu reddettiği ve kabul etmediği halde, İslam kainatın ayetleriyle kitabın ayetlerini birbirinden ayırmadığı halde, Cenabıhakk’ın kainata yerleştirdiği sünnetler ile peygamberinin sünnetini ayırmadığı halde bunları birbirinden ayırmaya başladığımızda bizim medeniyet olarak çöküşümüz başlamıştır.”

Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay ile Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Görmez’e hediye verdi.

⚡️ Bugünün gündemi, öne çıkan detayları ve daha fazlasının yer aldığı Akşam Bülteni, 10 tweetle Yeni Şafak An’da! https://t.co/2IAetr6E1n

— Yeni Şafak (@yenisafak) May 11, 2017

‘En büyük endişemiz cahiliye hastalıkların nüksetmesi’

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKKM) gerçekleştirilen “Din Gönüllüleri Buluşması”nda yaptığı konuşmada, İslam aleminin zor zamanlardan geçtiğini söyledi.İnananların bütün zorlukların üstesinden gelecek güce sahip olduğunu ifade eden Görmez, “Bugün insanlık, büyük meşakkatlerle karşı karşıya ama herkes bilsin ki en büyük zorluk, Allah’ın lütfettiği en büyük kolaylığı kaybetmektir. Cehalet, üstesinden gelinebilecek bir kötülüktür.” diye konuştu.”En büyük kötülüklerden biri”Görmez, zulümle mücadelenin kolay olduğunu fakat zulmü ortadan kaldıracak nuru kaybetmenin zor olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:”Herkes bilmeli ki o nur, Din-i Mübin-i İslam’dır. Bütün bunları kaybetmekten kaynaklanan büyük zorluklarla karşı karşıyayız. Cenab-ı Hakk’ın ‘İnsanların yapıp ettiklerinden dolayı denizler ve karalar, bütün yeryüzü fesada uğradı’ ayeti, her gün haberleri dinlerken, sanki o anda nazil olmuş gibi insanlığa hitap ediyor. En büyük kötülük, ‘ıslah’ adı altında yapılandır. Yeryüzünde en büyük kötülük, ‘iyilik’ adı altında yapılan kötülüklerdir. En büyük çirkinlikler, ‘güzellik’ süsü verilerek, meydana getirilen çirkinliklerdir. Bütün bu fesadın, zorlukların ötesinde, İslam alemini, coğrafyamızı kuşatan bütün bu zorluklardan sonra en büyük kötülüklerden biri, milletlerin, toplulukların bilinçaltında sakladığı bütün hastalıkların nüksetmeye başlamasıdır. Bağdat’ın yıkılmasından endişe etmiyorum. Bağdat, yeniden imar edilir, yeniden Medinet’üs-Selam olur. Şam-ı Şerif’in yıkılmasından sadece endişe etmiyorum. Şam-ı Şerif, yenden ayağa kalkar. Hikmetin yurdu olan Yemen, yeniden ayağa kalkar. Ancak bütün bu mezalim yaşanırken en büyük endişemiz, bu toplumların bilinçaltında sakladıkları cahiliye hastalıklarının nüksetmesidir. Irkçılık, mezhepçilik, meşrepçilik, cinsiyetçilik gibi hastalıkların, insanı dışlayan, insanı eşref-i mahluk olarak görmeyen yanlışlıkların ve kötülüklerin nüksetmesi.”Görmez, “Küçük mensubiyetlerin Din-i Mübin-i İslam’ın, Kur’an-ı Mübin’e, Muhammed Mustafa’ya mensubiyyetin önüne geçmesi, çok daha korkulacak büyük bir felakettir.” ifadelerini kullandı.”Binlerce evladımızı noktada şehit verdik”İslam alemini kuşatan kötülüklerin Türkiye’yi de etkisi altına almaya çalıştığını dile getiren Görmez, “Her türlü terörün bu ülkeyi umut olmaktan çıkarmak için nasıl bir kavga verdiğini, nasıl çirkin bir kavgaya giriştiğini hepimiz müşahede ediyoruz. Binlerce evladımızı bu noktada şehit verdik. Sonra 15 Temmuz gibi işgal, ihanet ve darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldık. O sadece bir darbe teşebbüsü falan değildi. O, bir katliam teşebbüsüydü.” değerlendirmesinde bulundu.Görmez, yaşanan acı tecrübelerin Müslüman bir ülkenin barışı, huzur ve istikrarı için dini istikrarın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu, bir ülkenin dini istikrarı, bütünlüğü ve din güvenliği kaybolduğunda her türlü istikrarını da kaybedeceğini aktardı.”Yeni nesille hasbihal edeceksiniz”Dinin kalpleri birbirine bağladığını vurgulayan Görmez, “Bizi kardeş kılan din, bizi birbirimizden ayırmaya başlarsa, her birimiz bir fırkaya bölünürsek, her birimiz birbirimizi tekfir, takvil etmeye başlarsak o taktirde orada dini istikrardan söz etmek mümkün olmaz.” dedi.Yeni nesle hitap edecek dili bulmak ve onların kalbine dokunmak gerektiğini anlatan Görmez, “Yeni nesil konuşmayı seven bir nesil. O zaman onlarla konuşacak, hasbihal edeceksiniz.” görüşünü dile getirdi.Görmez, atanmış din görevlisi değil, adanmış din gönüllüsü olmak gerektiğini de sözlerine ekledi.⚡️ Bugünün gündemi, öne çıkan detayları ve daha fazlasının yer aldığı Akşam Bülteni, 10 tweetle Yeni Şafak An'da! https://t.co/2IAetr6E1n— Yeni Şafak (@yenisafak) May 11, 2017

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ