FİRMANDEX'E HOŞGELDİNİZ!

Görmez Diyanet İslam Akademilerine işaret etti

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Türkiye’de 40 yıldır, ilahiyat fakültesinden sonra 3 yıllık eğitim veren bu müesseselerin (Dini yüksek ihtisas merkezleri) bütün dünyaya hitap eden Diyanet İslam Akademilerine dönüşmesi gerekmektedir. Diyanet işleri teşkilatı olarak bunun çalışmalarını yapmaya devam ediyoruz.” dedi.

Görmez Diyanet İslam Akademilerine işaret etti

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Talas ilçesinde hayırseverlerin desteğiyle yaptırılan Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yüksek İhtisas Merkezi yeni hizmet binalarının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, İslam dünyasının ve bütün insanlığın zor günlerden geçtiğini söyledi.

Bu zor zamanlarda en büyük sorunlardan birinin ilimsizlik olduğunu ifade eden Görmez, şunları belirtti:

“Modern zamanlarda pek çok mühendislikler üretildi. Onlardan bir tanesinin adı, cehalet mühendisliği. Cehalet mühendisliği, cehaleti ilim olarak takdim etmeyi öngören yanlış bir mühendislik. Bugün Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Libya’da gördüğümüz, yaşadığımız büyük acıların, travmaların sebebi cehalet mühendisliğinin, ilmi hikmeti ve marifeti yok sayarak ilim adına cehalet üretmeye çalışması, din adına cehalet üretmeye çalışmasıdır. Tabii ki böyle bir zamanda dini ilimler çok önem arz ediyor.”

Dini ilimlerle ilgili de iki büyük sorun yaşandığını, bunlardan birinin ilim, hikmet ve marifetin birbirinden koparılması olduğunu belirten Görmez, “Sadece bilgi ve ilim yetmez, hikmet lazım. Sadece hikmet yetmez, marifet lazım. İlmin sahibine alim, hikmetin sahibine hakim, marifetin sahibine arif diyoruz. Malumat sahibi insanlarımız çoğaldı ama alimimiz azaldı. Malumat sahibi insanlar çoğaldı ama hikmet sahipleri azaldı, hakimler azaldı. Malumat sahipleri çoğaldı ama arifler azaldı. İşte buna ihtiyacımız var.” diye konuştu.

Mehmet Görmez, dini yüksek ihtisas merkezlerinin en büyük amaçlarından birinin sadece bilgi vermek değil, ilim, hikmet ve marifeti birlikte vermek olduğunu dile getirdi.

‘Fetih surların değil, gönüllerin fethidir’

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Serdivan ilçesinde bir restoranda düzenlenen “Din Görevlileri Buluşması” toplantısında yaptığı konuşmada, insanlığın, ümmetlerin, milletlerin zor zamanları olduğu gibi dinlerin de zor zamanları olduğunu söyledi.İslam’ın ve İslam medeniyetinin içinden geçtiği en zor süreçlerin yaşandığını dile getiren Görmez, buna bağlı olarak milletin, alemi İslam’ın ve bütün insanlığın zor bir zaman geçirdiğini ifade etti.Bu zorluğun umutları da tükettiğini belirten Görmez, şöyle devam etti:”Girdaptan çıkmanın bir tek yolu var o da rabbimizin kainata ve insanlığa gönderdiği son büyük hakikat İslam. Ama aynı zamanda bu umudu da ortadan kaldırmak için çok büyük savaşlar veriliyor. Bu umut dünyanın başka bölgelerinde korku ve düşmanlığa dönüştürülüyor. Bizi kurtaracak umut, korkuya dönüştürülüyor. Bizi bu girdaptan kurtaracak yegane hakikat, bütün insanlığın gözünde şiddetle, savaşla, nefretle, katliamla özdeşleştiriliyor. Cehalet mühendisliği İslam’ın bilgisini yok ediyor, İslam hakkında bütün bilgileri kirletiyor. İşte böyle bir zamandan geçtiğimizin farkında olmalıyız. Bütün din görevlilerimiz bunun farkında olmalı. Tarihi doğru okumalıyız. Tarihi doğru okuyamayanlar istikbale doğru yürüyemezler.””İslam’ın kılıçla yeryüzüne yayıldığını söylemek kadar İslam’a atılmış büyük bir iftira yoktur” diyen Görmez, İslam ahlakının tüccarlar marifetiyle farklı bölgelere taşındığını anlattı.Görmez, İslam’ın bütün dünyaya ve insanlığa gönüllü davetçiler kanalıyla ilmini, hikmetini, marifetini taşıdığını belirterek, “Fetih yanlış bildiğimiz bir kavram. Fetih, surların fethi değil, gönüllerin fethidir. Bizim salt surların fethiyle gerçekleşen bir fethimiz olmamıştır. Fetih suresinin ilk ayetleri Mekke’nin fethinden söz etmez. Bu ayet Hudeybiye’den bahseder. Mekke Hudeybiye’de fethedildi. Bu nedenle Peygamber efendimiz Mekke’ye girdiği zaman bir tek kan dökülmemiştir. İntikam duygusu yok. Öyle bir dinin mensubuyuz ki düşmana dahi intikam duygusu besleyemiyorsunuz. Kafirin küfrüne sadece acırsın.””Kuvözlerde bombaya maruz kalmış bebekleri bütün insanlık görüyor”İslam’ın en büyük merkezleri olarak kabul ettikleri Şam ve Bağdat’ta yıllardır ateşlerin yükseldiğini vurgulayan Görmez, “Birkaç haftadır Halep’i izliyorsunuz. O taşların, tozların arasından ayıklanmaya çalışılan çocukları, kuvözlerde bombaya maruz kalmış bebekleri bütün insanlık görüyor.” dedi. Video: Ağlamadan sessizce kurtarılmayı bekledi!”Arakan’a üzgünüz, mahcubuz”Görmez, dün kendisini ziyaret eden Arakan Müslümanlarının temsilcisine “Üzgünüz, mahcubuz. Halep’ten yükselen dumanların arkasından Arakan görünmüyor” dediğini aktararak, şöyle devam etti:”Halep’ten yükselen dumanların arkasından biz Müslümanlar Arakan’ı göremiyoruz. Böyle bir tablo. Endülüs’ün yerinde 30 milyon Müslüman göçmen kimliğini inşa etmeye, korumaya çalışıyor. Maveraünnehir medeniyetinin yerinde yüzlerce Müslüman topluluk, 200 yıllık fasıladan ve Fetret Dönemi’nden sonra kendi kimliklerini inşa etmeye çalışıyorlar. Bir taraftan da ümmetin merkezlerinde kendisini arayan Müslümanlar var. Zulmün ateşi Arakanlı Müslümanları yakıyorBöyle bir tablo içerisinde bütün Müslümanların umutla baktığı bir yer var, o da bu topraklar, Türkiye. Sizler, rutinleştirip ne yaptığımızın zaman zaman farkında olmadığımız o büyük görevleri, herkesin size umut bağladığı bir zamanda yapıyorsunuz. Bu umudu ortadan kaldırmak için ayrıca büyük mücadeleler veriliyor. Bir taraftan topraklarımızı kuşatan ateş çemberi, bir taraftan asırlarca birlikte İslam medeniyetini inşa etmiş ümmetin çocuklarını Türk, Kürt diye ayırarak, ırkçılık illetiyle ve bunu da ayrılıkçı bir harekete dönüştürerek kendi kardeşlerini katletmeye çalışan bir cinayet şebekesi…Bir taraftan da yakın geçmişimizde yaşadığımız ve bizatihi içimizden, yanı başımızda rahmana secde eden, iman, İslam, Kur’an, hoşgörü, muhabbet teraneleri altında böyle bir zor zamanda kendi ülkesine, kendi ülkesinin çocuklarına, kendi ülkesinin tanklarını yönelterek, bu dünyanın ve insanlığın en zor zamanında karşı karşıya kaldığımız ihanet.”Bütün bunların değerlendirilerek hizmet verilmesini isteyen Görmez, mihrapta görev yapan her görevlinin, milletin çocuklarına Kur’an öğreten herkesin, dünyada nasıl bir misyon üstlendiğinin ve kendisine nasıl bir umut bağlandığının farkında olması gerektiğini vurguladı.

“Fizik ve matematik de dini bir ilimdir”

İlimle özellikle de dini ilimlerle yaşadıkları ikinci sorunun Allah’ın kitaptaki ayetleri ile kainatın ayetlerini birbirinden ayırmaya kalkışmak olduğunu vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:

“Bilgi, İslama göre dini ve dini olmayan diye tasnif edilemez. Tefsir ve hadis ne kadar dini bir ilimse, fizik ve matematik de o kadar dini bir ilimdir. Çünkü onlar da Allah’ın kainata yerleştirdiği kanunları öğretirler. Bunları birbirinden ayırmak, hükmü ve hikmeti birbirinden ayırmak doğru değildir. İslam dünyasının bugün yaşadığı travmanın sebeplerinden biri de bilgiyi bu şekilde tasnif ederek, dini ilimler dendiği zaman, kainattan kopuk, akıldan uzak, sadece kara kaplı kitaplarda yazılıp satırlarda var olan bilgiyi zannetmeye başlamasıdır. Onun için bu merkezlerimiz büyük önem arz ediyor.”
Görmez, Türk milletinin dünyada din eğitimini en çok tartışan millet olduğunu vurgulayarak, “Okullarımızda din derslerimiz, imam hatip liselerimiz, ilahiyat fakültelerimiz olmuş. İmam hatip liselerimizde biz sadece dini ilimler vermemişiz, fen ilimleriyle, fizikle, kimyayla, matematikle birlikte vermişiz. Kainatın ayetlerini, kitaptaki ayetlerle birlikte öğretmemiz son derece önemlidir. İyi ki ilahiyat fakültelerimiz var. Sadece dini ilimler değil, beraber bütün sosyal bilimleri, felsefeyi, hikmeti, fıkıhtan, tefsirden, hadisten ayırmamışız. Millet olarak bu bizim başarılarımızdandır.” ifadelerini kullandı.

Bu başarıları gören İslam aleminin Türkiye’ye yöneldiğini dile getiren Görmez, şu değerlendirmede bulundu:

“Bugün bütün ilim merkezleri çökmüş vaziyette, Mısır, Bağdat, Şam, Yemen, Trablus. Bütün bu merkezlerden ateşler yükseliyor. Daha önceleri bütün Müslümanlar çocuklarını aynı zamanda bu ilim merkezlerine gönderiyorlardı. Şu anda bu ilim merkezleri çöktü. Onun için bütün dünya kapımızı çalmaya başladı. Bizden sadece insani, hayri yardımlar istemiyorlar. Aynı zamanda çocuklarını bize göndermek, Türkiye’de ilim tahsil etmesini istiyorlar. Herkes diyanet işleri teşkilatının kapısını çalmaya başladı.”

Diyanet İslam akademileri

Görmez, Diyanet İşleri teşkilatının artık sadece Türkiye’nin Diyanet Teşkilatı olmadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Orta Asya’daki bütün kardeşlerimizin teşkilatı olmuştur. Artık Diyanet İşleri teşkilatı Balkanlarda yaşayan bütün evladı Fatihan’ın müessesesidir. 2006 yılından itibaren artık Diyanet teşkilatı Afrika’nın 40 noktasında hizmet veren bir teşkilat olmuştur. Latin Amerika’da yaşayan 7 milyon Müslüman kardeşimize hizmet taşıyan bir teşkilat olmuştur. Diyanet İşleri teşkilatı artık Pasifik Asya’da yaşayan bütün Müslüman kardeşlerimizin hizmetinde olan bir teşkilat olmuş. Bunun için bütün dünyadan öğrenci göndermek istiyorlar. Bu dini yüksek ihtisas merkezlerimizde okumak için yüksek seviyede din adamları yetiştirmek için, müftülerini, vaizlerini yetiştirmek için talepler çoğalmaya devam ediyor.”
“Artık bu müesseselerin, Türkiye’de 40 yıldır ilahiyat fakültesinden sonra 3 yıllık eğitim veren bu müesseselerin, bütün dünyaya hitap eden diyanet İslam akademilerine dönüşmesi gerekmektedir” diyen Görmez, şunları aktardı:

“Diyanet İşleri teşkilatı olarak bunun çalışmalarını yapmaya devam ediyoruz. Bu epeyden beri bu kardeşinizin rüyasıdır. Bu müesseseler artık sadece kurs değildir. Burada tahsilat gören hoca efendilerimiz birer kursiyer değildir. Buraların aynı zamanda bütün dünyaya hitap eden, İslam dünyasının içinden geçtiği bu zor süreçleri dikkate alarak yeryüzüne İslamın rahmet mesajını yayacak, barışı yayacak ilim, hikmet ve marifeti birleştirecek, cehalet mühendislerine ‘Hayır’ diyecek, cehalet mühendisliklerini ilimle, hikmetle, marifetle ortadan kaldıracak yüksek seviyede ilim adamlarını yetiştiren birer Diyanet İslam Akademilerine dönüşmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Bunun en kısa zamanda gerçekleşmesini temenni ediyorum.”
Görmez, konuşmasının ardından merkezin yapımında emeği geçenlere plaket vererek, teşekkür etti.

Törenin ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ve hayırseverler ile protokol üyeleri, merkezin açılışını gerçekleştirdi.

Açılışın ardından ihtisas merkezini gezerek yetkililerden bilgi alan Görmez, konferans salonunda karşılaştığı, daha önce Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla umreye gönderilen işitme engelli öğrencilerle de bir süre sohbet etti. Öğrenciler işaret dili ile Kur’an-ı Kerim okudu.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ