Fransa’da seçim ayarlı saldırılar dikkati çekiyor

Fransa’da seçime üç gün kala başkent Paris’te gerçekleşen terör saldırısı dikkatleri daha önce gerçekleşen seçimlere çevirdi. Son yıllarda ülkede gerçekleşen seçimlerden önce terör saldırılarının olması siyasal etki oluşturmanın hedeflendiği yorumlarına yol açtı.

Fransa’da seçim ayarlı saldırılar dikkati çekiyor

Fransa’da son yıllarda düzenlenen terör saldırılarının, ülkenin siyasi gündemi ile paralelliği dikkati çekiyor. Saldırganların profili hakkında tartışmalı bilgiler ortaya çıkarken, bu kişilerin yönetim ve güvenlik güçleri ile olan ilişkileri de soru işaretleri oluşturuyor.

En son perşembe akşamı Paris’in dünyaca ünlü bulvarı Champs-Elysees’de gerçekleşen ve bir polis memurunun hayatını kaybettiği, biri turist olmak üzere iki kişinin yaralandığı saldırı, akla Fransa’da daha önce düzenlenen terör saldırılarını getirdi.

2012 yılından önce Fransa’da değişik nedenlerle terör saldırıları gerçekleşse de saldırıların sistematik hale gelişi ve yöntem bakımından benzerlik gösterişine, Toulouse’da bir Yahudi okuluna düzenlenen saldırı başlangıç olarak gösterilebilir. Saldırı, Cezayir göçmeni bir aileden gelen ve çevresinde hırsızlık, kapkaç ve adi suçlar işlemesiyle bilinen Muhammed Merah tarafından düzenlendi. Kamuoyunda “motosikletli katil” olarak bilinen Merah’ın bir hafta içerisinde Montouban ve Toulouse’da düzenlediği üç ayrı saldırıda 7 kişi hayatını kaybetti.

Fransa’da seçime ayarlı saldırılar.

Güvenlik politikaları seçimleri etkiledi

Merah’ın mart ayında gerçekleştirdiği saldırılar, bir ay sonra düzenlenen Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en belirleyici ve kampanya sürecinin en çok konuşulan konularından biriydi. Seçimi, güvenlik politikaları ve banliyölerde şiddet haberleriyle Fransız seçmeninin yakından tanıdığı Nicolas Sarkozy kıl payı kaybetti.

2013’te Fransa seçim ve terör saldırısı bakımından sakin bir yıl geçirirken, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapıldığı 2014’te yine bir terör saldırısı gerçekleşti. Brüksel’de bulunan Yahudi Müzesi’ne düzenlenen saldırıda Mehdi Nemmouche isimli Fransız vatandaşı, 4 kişiyi öldürdü. Saldırı AP seçimlerinin yapıldığı gün düzenlenmişti.

Bir diğer saldırı ise, Fransa tarihinin uluslararası alanda en çok ses getiren terör saldırısı olarak görülen Charlie Hebdo mizah dergisine düzenlenen baskın oldu. Dergi yazarlarının da aralarında olduğu 12 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı Said ve Şerif Kuaşi kardeşler düzenledi. Saldırının ertesi günü, Amedy Coulibaly isimli saldırgan önce Montrouge semtinde bir polis memurunu öldürdü, ardından da Porte de Vincennes’de bulunan bir Yahudi marketine saldırarak 4 kişinin hayatına son verdi. Coulibaly, markete düzenlenen rehine operasyonunda öldürüldü.

Bataclan saldırısıFransa’da şimdiye kadar kaydedilen en büyük terör saldırısı olan Kasım 2015 saldırılarının düzenlendiği günlerde yine Fransız halkı sandığa gitmeye hazırlanıyordu. 6 ve 13 Aralık 2015 tarihlerinde yapılan Bölge Meclisleri seçiminin tek gündem maddesi olduğu ülkede, 13 Kasım akşamı Paris’in 6 ayrı bölgesinde düzenlenen saldırılarda 130 kişi hayatını kaybetti. Üç ayrı koldan düzenlenen saldırılar sonrası Fransa’da hayat tamamen değişirken, terör ve saldırıların sonuçları, üç hafta sonra yapılan seçimlerde sandığa yansıdı. Seçimlerde sol zayıflarken, sağ ve aşırı sağ oy patlaması gerçekleştirdi.

Fransa yönetimi, saldırıları gerçekleştiren 9 kişiden Salah Abdeslam dışındakilerin öldürüldüğünü açıkladı. Bu kişiler dışında saldırıya yardım ettikleri veya saldırganlara destek verdikleri düşünülen çok sayıda kişi sorgulandı. Şimdiye kadar Fransa’da gerçekleşen en büyük terör saldırısı olan Kasım 2015 saldırılarıyla alakalı olduğu düşünülen 30’a yakın kişi hakkında soruşturma açıldı.

Bataclan saldırganı Fuad Muhammed-Aggad, Cezayir kökenli bir ailenin çocuğu. Küçük yaştayken anne-babasının boşanması sonrası ekonomik zorluklar ve sosyal sorunlar içerisinde büyüdüğü biliniyor.

Fransa milli gününde terör saldırısı

13 Haziran 2016’da gerçekleşen Magnanville saldırısında iki polis memuru hayatını kaybetti. Saldırgan 25 yaşındaki Fas kökenli Larossi Abballa’nın saldırı gününe kadar çok sayıda adi suç işlediği ortaya çıkarken, 2013’te 3 yıl hapis cezasına çarptırıldığı kaydedildi. Abballa’nın daha sonra terör örgütü DEAŞ ile ilişkiye geçtiği açıklandı.

2016’da gerçekleşen bir diğer saldırı Fransa’nın turizm şehri Nice’de meydana geldi. Fransa Milli Günü’nde kalabalığın içine kamyonla düzenlenen saldırıda 86 kişi hayatını kaybetti. Saldırgan, Mohamed Salmene Lahouaiej-Bouhlel’in uzun yıllar depresyon tedavisi gördüğü, evlendikten sonra eşine şiddet ve işkence uyguladığı, alkol bağımlılığı, uyuşturucu ve cinsel sorunlar dahil çok sayıda nedenden dolayı boşanma aşamasında olduğu açıklandı.

Cumhurbaşkanı seçimine iki gün kala gerçekleşen son terör saldırısı sırasında tüm adaylar televizyonda canlı yayınlanan açık oturum programında halka hitap ediyordu. Sandığa gitmeye hazırlanan vatandaşa seslenmek için belki de son fırsatı değerlendirmeye çalışan adaylar, gelen saldırı haberi ile adeta şok yaşadı. Tüm adaylar, Fransa’nın daha çok güvenliğe, daha çok korunmaya ve güvenlik görevlisine ihtiyacı olduğunu belirten açıklamalarla ilk tepkilerini canlı yayında verdi.

01:00 dk 22 Nisan 2017 Yeni ŞafakFransa’da hassas dengeler: Le Pen mi, Macron mu?

Avrupa ülkeleri, Fransa’daki seçimlerden çıkacak sonucu bekliyor. Tüm Avrupa’yı kuşatan ırkçı akımlar, Fransa’da da etkisini gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak yeni isim, kuvvetli olasılıklarla ırkçı Le Pen ya da liberal Macron olacak.

Aşırı sağ ve popülizmin gölgesinde Fransa seçimleri

23 Nisan- 7 Mayıs tarihleri arasında cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak Fransa’da kıyasıya bir yarış bekleniyor. 66 milyon nüfuslu ülkede 43 milyon seçmen sandık başına giderek önce cumhurbaşkanını, ardından da milletvekillerini seçecek. Fransız seçmen, Cumhurbaşkanını seçmek için on birinci kez sandığa gidecek.Yarı başkanlık sistemi ile yönetilen Fransa’da, seçilen Cumhurbaşkanının Başbakan ve kabine ile uyumlu çalışmasını sağlamak amacıyla, milletvekili seçimleri de cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen ardından düzenleniyor. Bu yöntemle yeni seçilen cumhurbaşkanının başbakanı belirlemesi ve kabineyi oluşturması sağlanıyor. Böylelikle devletin zirvesinde farklı partilerden yöneticilerin oluşturacağı çatışmanın önüne geçilmiş oluyor. 11 adayın yarışacağı cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda adayların hiçbiri salt çoğunluğu sağlayamazsa, en çok oyu alan iki aday 7 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçime katılacak.Birbirinden farklı düşüncelere sahip üç güçlü adaydan hangisi kazanırsa kazansın Fransa’nın iç ve dış politikasında radikal değişiklikler yaşanabilir. Fransa’nın kaderi üç ismin elindeBüyük tartışmaların yaşandığı kampanya sürecinde en fazla üç isim öne çıktı. Fransız aşırı sağcı partinin lideri Le Pen, liberal politikalar izleyeceğini açıklayan Macron ve eşine devlet bütçesinden pahalı eşyalar aldığı ortaya çıktığı için ismi üzerinde büyük tartışmaların yaşandığı Fillon. Fransa’da yapılan anketlere göre ilk üç sırada da bu isimler yer alıyor. Ülkede yapılan anketlerde ilk başlarda aşırı sağcı Ulusa Cephe’nin lideri Le Pen açık ara önde görülürken, Emmanuel Macron ve François Fillon da onu takip eden isimler. Fransa’da iki turlu seçimlerin ilk turunda Le Pen’in oyların yüzde 26’sını alması bekleniyor. Macron yüzde 24 ile ikinci sırada görülürken onu yüzde 20 ile Fillon takip ediyor.Yapılan araştırmalara göre Le Pen ve Macron ikinci tura kalabilecek en güçlü iki isim durumunda. 7 Mayıs’ta ikinci tur oylamasının yapılacağı seçimlerde bu defa oy oranlarının Macron’dan yana dönmesi bekleniyor. Özellikle aşırı sağcı lider Le Pen karşıtlarının ikinci turda Macron’dan yana oy kullanacağı ifade ediliyor. Nitekim anketlere yansıyan oranlara göre Le Pen ikinci turda oyların en fazla yüzde 40’ını alabilecekken, Macron ise yüzde 60’ını alabiliyor.Son bir yıldır Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenen Fransa’daki seçimler bir yandan da Fransa’nın kader oylamasına da dönüşebilir. Birbirinden farklı düşüncelere sahip üç güçlü adaydan hangisi kazanırsa kazansın Fransa’nın iç ve dış politikasında radikal değişiklikler yaşanabilir. Ülkede konuşulan üç senaryo da bu üç isim üzerinden şekilleniyor.Fillon Fransa’yı Rusya’ya kaydırabilirSeçim sürecinin başladığı dönemde en güçlü Cumhurbaşkanı adayı olan ve halen de kazanma ihtimali bulunan François Fillon en güçlü rakibi Sarkozy’i eleyerek Cumhuriyetçilerin adayı olmayı başarmıştı. Ancak eşine pahalı eşyalar aldığı ve çocuklarına devlet bütçesinden harcama yaptığı ortaya çıktıktan sonra büyük bir destek kaybına uğrayan Fillon, son anketlerde üçüncü sırada görülüyor.Fillon, özellikle Rusya ile yakın ilişkiler kuracağının sinyallerini veriyor ve Türkiye’nin AB adaylığına karşı çıkıyor. Fillon kampanya sürecinde Müslümanların burkini ile plajlara girmesini yasaklayacağını vaad etti. Rusya ile ilişkilere özel vurgu yapan Fillon’un seçilmesi halinde Merkel’in en büyük korkusunun gerçekleşebileceği belirtiliyor. AB’nin iki ana aktöründen biri olan Fransa’nın Rusya’ya yakınlaşması Atlantik hattını ve AB içerisindeki dengeleri değiştirebilir.Ülkedeki sağ ve sol partilerin içine düştüğü krizi iyi değerlendiren Macron, en güçlü Cumhurbaşkanı adayına dönüştü.Le Pen’in üç ‘Y’ vaadi: Göçmenlere, Müslümanlara ve yabancılara yasakAşırı sağın Cumhurbaşkanı adayı Le Pen, hakkında açılan soruşturmalara rağmen, son anketlerde birinci turun en güçlü aktörü olarak görülüyor. Babasından devraldığı Ulusal Cephe partisinin liderliğini yapan Le Pen, özellikle son dönemde çok fazla öne çıkan bir isim. Le Pen’in en büyük vaadi göçmenlerin ülkeye girişini yasaklamak, yabancıların haklarını sınırlandırmak, Müslümanlara yönelik ekstra tedbirler getirmek. Le Pen’in seçilmesi halinde atmayı planladığı en büyük adım ise Fransa’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması yönünde. Le Pen, Brexit sonrası diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Fransa’da da tartışılmaya başlanan üyelikten ayrılma fikrinin en büyük savunucusu konumunda.Özellikle son dönemde Avrupa’da artış gösteren milliyetçi fikirlerin etkisi ile Fransa, Almanya, Hollanda ve Avusturya’da aşırı sağcı partiler yükselirken, Fransa’da bunun temsilcisi olarak Le Pen öne çıktı. Büyüyen göç krizi, mülteci sorunu, Brexit tartışması ve AB’nin 2008 sonrası dönemde yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle güçlenmeye başlayan aşırı sağın kullandığı popülist söylemler Fransa’da etkisini hissettiriyor. 2012 seçimlerinde de aday olan ancak ilk turu geçemeyen Le Pen, Pazar günkü seçimlerde ilk turu geçecek en güçlü isim konumunda.Le Pen’in ırkçı ve popülist söylemlerinin Fransa toplumunda yüzde 28’lik destek bulması ise Fransa’nın geleceği için büyük sorun oluşturuyor. İkinci tur oylamasında desteğini yüzde 40’a taşıma imkanı ise bir başka tartışmalı konu olarak görünüyor. Bir de seçimden üç gün önce Paris’te yaşanan terör saldırısının Le Pen’e olan desteği artırabileceğinden büyük bir endişe duyuluyor.Le Pen’in Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir sürpriz yaparak kazanması halinde ise AB büyük sorunlarla karşı karşıya kalacak. Fransa’nın ayrılığını savunan ve ‘Frexit’i öneren Le Pen’in kazanma olasılığı Avrupa Birliği’nin kaderini etkileyecek. Almanya ile birlikte AB’nin en güçlü iki motor ülkesi konumundaki Fransa’da yaşanabilecek bu yönlü bir değişim Avrupa’nın geriye kalanında da domino etkisi yapabilir.Video: Fransa’da hassas dengeler: Le Pen mi, Macron mu?Sağ ve sol partiler karşısında yeni alternatif: Emannuel MacronEmannuel Macron ise ilk başlarda çok fazla şans tanınmayan bir isimdi. Ancak Fransa’da yapılan anketlere göre, Fransa’da Hollande sonrası dönemde Cumhurbaşkanı olabilecek en güçlü isim konumunda. Özellikle, Fillon’un son dönemde yaşadığı oy ve prestij kaybı Macron’a yaramış durumda. İlk tur için oyların yüzde 24’ünü alması beklenen Macron’un ikinci tura kalması bekleniyor. İkinci turda ise özellikle Le Pen karşısında tek alternatife dönüşeceği için Fillon ve diğer kesimlerinde desteğini alacağı ifade ediliyor. AB yanlısı olan Macron, seçilmesi halinde liberal politikalar izleyeceğini açıkladı. Mülteci konusunda Le Pen ve Fillon’a oranla daha yumuşak bir söylem kullanan Macron’un söylemi ülkedeki yabancılardan da destek alıyor. Yine Fransa’nın Cezayir’i sömürgeleştirmesini insanlık suçu olarak nitelendiren ve Fransa’nın dış politikada özellikle kriz alanlarına daha fazla angaje olarak sorunların çözümünde etkin rol almasını sağlayacağını açıklayan Macron’un seçilmesi daha mümkün görünüyor. Nitekim anketlere göre Macron’un ikinci turda Fransız halkın yüzde 60’ına yakınının desteğini alması bekleniyor.Ancak Macron’un temel açmazı ise Yarı Başkanlık sistemi ile yönetilen Fransa’da parlamento desteğinden mahrum kalması olacak. Ülkedeki sağ ve sol partilerin içine düştüğü krizi iyi değerlendiren Macron, en güçlü Cumhurbaşkanı adayına dönüştü. Ancak Macron’un seçilmesi halinde güçlü bir Cumhurbaşkanı olabilmesi için Parlamento’nun desteğini alması şart. Şuan Cumhuriyetçi ve Sol partilerin yer aldığı parlamentoda Macron, bu destekten uzak görünüyor. Bu durum da Fransa’yı ya denge siyasetine ya da krizlerin yaşanabileceği bir sürece götürecek.OHAL içerisinde seçim Paris saldırılarının gerçekleştiği 2014’ün kasım ayından itibaren olağanüstü hal şartlarıyla yönetilen Fransa’da, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin startı da aynı dönemde verildi. Nitekim adayların seçimlere dair verdikleri tüm vaatlerinde, atacaklarını açıkladıkları tüm stratejik adımlarında en fazla vurguladıkları konu terör korkusuna karşı atacakları güçlü adımlar oldu. Yine göç krizi, Müslümanlara ait kuruluşlara yönelik olası baskılar ve yabancıların durumu seçim sürecinin en tartışmalı konusu oldu. Bu durum, son yerel seçimlerde büyük başarı kazanan aşırı sağda olduğu kadar, en liberal akımlarda bile kullanılan bir söyleme dönüştü.Fransa’daki Müslümanlara oy kullanma çağrısıFransa’nın güneyinde bulunan Lyon kentinin en önemli camilerden biri olan Lyon Camisi’nin yöneticisi Kamel Kabtane, bu pazar yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde Müslümanlara oy kullanma konusunda çağrıda bulundu.Paris saldırısı Le Pen’i Cumhurbaşkanı yapabilirFransa’da başabaş seçim

Paris saldırısı Le Pen’i Cumhurbaşkanı yapabilir

Paris’in kalbi Şanzelize’de düzenlenen terör saldırısı, cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarının merkezine oturdu. Pazar günü sandığa gidecek Fransa’da, saldırının aşırı sağcı aday Le Pen’e oy kazandırmasından endişe ediliyor. ABD Başkanı Trump’ın “Saldırının seçimlere büyük etkisi olacak” açıklaması da Le Pen’e destek olarak yorumlandı.DEAŞ terörü, bu kez Fransa’nın başkenti Paris’in en ünlü caddesi olan Şanzelize Bulvarı’nı vurdu. Bir polisin öldüğü, ikisinin yaralandığı saldırının, ülkede yarın düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinden üç gün önce yapılması tartışmalara neden oldu. Fransız medyasına yansıyan haberlerde, saldırının İslam karşıtı söylemleriyle bilinen aşırı sağcı aday Marine Le Pen’e yarayacağı yorumları yapıldı. Tartışmaya ABD Başkanı Donald Trump da sosyal medya üzerinden dahil oldu. Trump, Twitter’dan yazdığı mesajda “Paris’te bir terör saldırısı daha. Fransız halkı bunu daha fazla kabullenmeyecek. Saldırının cumhurbaşkanlığı seçimlerine büyük etkisi olacak!” değerlendirmesini yaptı. İngiliz Telegraph gazetesi, bu açıklamayı ‘Le Pen’e destek’ şeklinde yorumladı. Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen, teröristlerin ülkeye girişini önlemek adına ülkenin sınırlarını göçmenlere tamamen kapatmayı vaadediyor. Fransa Başbakanı Bernard Cazeneuve ise Le Pen’i saldırıyı siyasete alet etmekle suçluyor. Uzun süredir seçimin ilk turu için yapılan anketleri öne götüren Le Pen, son bir haftada Emmanuel Macron’un gerisine düşmüştü.Karar’ın haberine göre, Fransa Dışişleri Bakanlığı’na bağlı düşünce kuruluşu Analiz ve Öngörü Merkezi’nin eski başkanı Thibault de Montbrial, radikal örgütlerin seçim sonuçlarını etkilemeye çalıştığını öne sürdü. Konuya ilişkin Amerikan medyasına konuşan Avrupa Uluslararası Politik Ekonomi Merkezi Başkanı Fredrik Erixon ve Fransız akademisyen Emmanuelle Schon da seçim kampanyasını göçmen sorunu ve terör üzerine kuran Le Pen’in, saldırıdan karlı çıkabileceğini söyledi. Şanzelize Bulvarı’nda düzenlenen saldırıda, terörist cadde üzerinde park halindeki bir polis aracına ateş açmıştı. Bir polis memurunun öldüğü, birinin de yaralandığı saldırıda, terörist bölgedek polisler tarafından vurularak öldürülmüştü. Saldırıyı IŞİD üstlenmiş, Fransız polisi saldırgana yardım ettiği değerlendirilen ikinci kişiyi arama çalışmalarına başlamıştı.Saldırganın kimliği belliParis’te düzenlenen terör eylemini üstlenen DEAŞ, saldırıyı düzenleyen militanın adını ‘Belçikalı Yusuf’ anlamına gelen Yusuf Belciki olarak açıkladı. Saldırganın gerçek adınınsa Karim Cheurfi olduğu bildirildi. Fransız güvenlik yetkilililerinden yapılan açıklamada, 39 yaşındaki Cheurfi’nin daha önce araba hırsızlığı ve polise ateş açmanın da içinde bulunduğu çok sayıda sabıkasının olduğu belirtildi. 2003 yılında 20 sene hapis cezası alan Cheurfi’nin, ne zaman cezaevinden çıktığı ise bilinmiyor. Saldırganın, hapishanede radikalleştiği tahmin ediliyor. IŞİD’in daha önce Avrupa’da düzenlediği saldırıları gerçekleştiren teröristlerin de yoksul bölgelerde yaşayan ve adi suç geçmişi olan kişiler olduğu, Cheurfi’nin de bu profile uyduğu belirtiliyor.

Fransa’da başabaş seçim

Fransa yarın ülkenin geleceği açısından kritik bir seçime gidiyor. Ülkede yapılacak seçimlerin, Avrupa’nın geleceği için de belirleyici olacağı yorumlanıyor. 23 Nisan’da düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turunda dört kuvvetli aday bulunuyor. Bunlardan birincisi, Yürüyüş (En Marche) adlı bağımsız bir hareket kurarak Cumhurbaşkanlığı adayı olan, eski bir Rothschild çalışanı Emmanuel Macron. İkincisi ise, aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi’nin lideri Marine Le Pen. Üçüncüsü aşırı solun adayı ve son birkaç haftada sürpriz atılım yapan Jean-Luc Melenchon. Dördüncü aday ise ilk başlarda seçimin favorisi gösterilen fakat eşi ve çocuklarıyla ilgili yolsuzluk iddiaları nedeniyle sarsılan François Fillon. Le Pen ve merkezdeki Macron’un oyları yüzde 22’lerde gözükürken, onları yüzde 20’yle Melenchon, yüzde 19’la Fillon izliyor. Yarın yapılacak ilk turda, hiçbir adayın Cumhurbaşkanlığı için yeterli oyu alması beklenmiyor. İkinci tur için en kuvvetli adaylar ise Macron ve Le Pen.OBAMACI VS TRUMPÇIFransa seçimi aynı zamanda ABD seçimlerinin de izdüşümünü yansıtıyor. Fransa’da popüler bir isim olan ABD eski Başkanı Barack Obama, Emmanuel Macron’a yönelik desteğini açıklamıştı. İkilinin geçen perşembe günü yaptığı bir telefon görüşmesi de medyaya yansıdı. Le Pen ise ABD Başkanı Donald Trump ile çalışmanın Fransa için iyi bir seçenek olduğunu düşünüyor. Adayların mevcut politikalarıFrançois Fillon: Avrupa Birliği: Muhafazakar aday, AB’yi destekliyor ancak birlik üyesi ülkeler arasında serbest geçiş sağlayan Schengen sistemine karşı çıkıyor. Dış siyaset: Moskova yönetimiyle daha sıkı ilişkiler kurmayı destekleyen Fillon, ABD ve NATO ülkeleriyle ilişkilerini de güçlü tutmayı istiyor. Mülteci sorunu: Eski başbakan, Fransa’ya giren mülteci sayısına bir kota koyma taraftarı.Marine Le Pen: Avrupa Birliği: Aşırı sağcı lider, Fransa’nın AB ile ilişkilerinin yeniden müzakere edilmesini savunuyor ve kazandığı takdirde Fransa’nın AB’den ayrılabileceğini belirtiyor. Dış siyaset: Le Pen, Moskova yönetimiyle daha güçlü ilişkiler kurmak isterken Suriye rejim hükümetine müdahaleye karşı çıkıyor. Le Pen, Fransa’nın NATO üyeliğini de eleştiriyor. Mülteci sorunu: Ulusal Cephe lideri, yılda 10 binden fazla göçmenin ülkeye alınmamasını savunuyor. İslam karşıtı olan Le Pen, kendisini Avrupa’daki diğer İslam karşıtı aşırı sağ liderlerle birlik olarak görüyor.Emmanuel Macron: Avrupa Birliği: Fransa’da Rothschild’in yatırım bankasında çalışan bir finans uzmanı olan Macron, AB’ye daha fazla entegre olmak istiyor. Dış siyaset: Macron, Suriye’de kimyasal silah kullanan Esed rejimine müdahale edilmesini destekliyor ve Rusya’yı kendisine karşı çalışmakla suçluyor. Mülteci sorunu: Macron, güçlü AB sınırlarını ve birleşik bir Avrupa politikasını destekliyor.Jean-Luc Melenchon: Avrupa Birliği: Solcu Melenchon, AB’yi, yeni liberal ekonomi politikaları için bir araç olmakla eleştiriyor. Melenchon, seçilmesi halinde, Fransa’nın AB bağlarını yeniden müzakere etmeyi ve ülkenin üyeliğini referanduma götürmeyi planlıyor. Dış siyaset: Melenchon, NATO karşıtı bir aday ve Moskova ile agresif ilişkilere karşı. Esed rejimine müdahaleye de karşı çıkıyor. Mülteci Sorunu: Melenchon, Fransa’nın hali hazırdaki mülteci politikasına bir alternatif sunmadı.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ