F-16 üretimi için bir araya gelmişlerdi, savunmanın mihenk taşı oldular!

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türk savunma sanayisine liderlik eden ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN gibi firmaların merkezlerinin, üretim üslerinin Ankara’da olmasının bir odak oluşturduğunu dile getirdi.

F-16 üretimi için bir araya gelmişlerdi, savunmanın mihenk taşı oldular!

Savunma sanayisinde yeni yatırımlara hazırlanan özel sektör, askeri lojistik alanında da görev bekliyor. 

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, AA muhabirine, başkentteki savunma sanayisi yatırımları ve 4-5 Ekim’de düzenlenecek Askeri Lojistik ve Destek Zirvesi’ne ilişkin değerlendirmede bulundu.

Savunma sanayisinin Ankara için çok şey ifade ettiğini dile getiren Özdebir, bu alandaki üretimle Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarından yüzde 75’inin yerli olarak karşılandığını, bunun yanında havacılık sanayisinin aynı zamanda global üreticilere hizmet verdiğini söyledi.

Özdebir, sektörün Ankara’nın teknoloji seviyesinin artırılmasında da büyük katkısı olduğuna işaret ederek, başka sektörlere geçen kişilerin buradaki bilgi ve kültürü de taşıdıklarını belirtti. TUSAŞ’ın F-16 Projesi bittikten sonra işi sona eren mühendis ve teknisyenlerin kurdukları işletmeler ve farklı işletmelerde üstlendikleri sorumluluklarla Ankara’da sanayinin teknolojik seviyesinin artmasında çok kıymetli rol oynadıklarını söyleyen Özdebir, Türk savunma sanayisine liderlik eden ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN gibi firmaların merkezlerinin, üretim üslerinin Ankara’da olmasının bir odak oluşturduğunu dile getirdi. Özdebir, buna ek olarak Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile birlikte ASO’nun katkılarıyla Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulduğunu anımsatarak şöyle konuştu:

“Burası çok kısa süre içinde doldu, büyütmekle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Oradaki firmalar da yavaş yavaş inşaatlarını tamamladılar, içlerinde üretime, hatta ihracata başlayan firmalarımız var. Bunlar gerek Milli Muharip Uçak üretiminde, sektörün sivil havacılık da dahil olmak üzere ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli katkılar sağlayacaklar. Orası da ülkemiz açısından çok ciddi bir odak noktası haline geldi. Savunma sanayisinde Ankara’da yeni yatırımlar göreceğiz, çok ciddi talepler de bulunuyor. Bayağı büyük araziler isteyenler var. Onlar için zaten Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ni genişletmeye çalışıyoruz. Onların kendi tercihleri, firmaların isimlerini şu anda veremiyorum. Önümüzdeki yıllar içinde Ankara’da bu sektör daha da büyüyerek devam edecek.”

ASKERİ LOJİSTİK VE DESTEK ZİRVESİ

ASO olarak aynı zamanda üyeleri olan savunma sanayisi firmalarının ihtiyaçları ve gelişmeleri için eleman yetiştirme ve verimlilik artışına yönelik çalışmalarının sürdüğünü anlatan Özdebir, bu çabaların bir parçası olarak da 2’nci Askeri Lojistik ve Destek Zirvesi’nin gerçekleştirileceğini söyledi.

Özdebir, Türkiye’de daha önce savunma sanayisiyle ilgili alanların özel sektör için bir anlamda tabu olduğunu ifade ederek, Savunma Sanayii Başkanlığının kurulmasıyla reel sektörün bu alanda görev alıp Türkiye’yi önemli bir noktaya taşıdığını dile getirdi.

Zirve kapsamında fuar ve sempozyumlar gerçekleştirileceği bilgisini veren Özdebir, etkinlik boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin lojistik anlamındaki ihtiyaçlarının ele alınacağını kaydetti.

Özdebir, Türk Silahlı Kuvvetlerinin platform ihtiyaçları ve bu platformlarda kullanılan diğer malzemelerin üretildiği alana reel sektörün girdiğine ve dünyada ses getirebilecek ürünler geliştirildiğine dikkati çekerek şu değerlendirmede bulundu:

“Bunun lojistiği, yani satış sonrası hizmetleriyle ilgili alan hala Silahlı Kuvvetler bünyesinde. Bu alanın açılmasıyla beraber şu anda yapmadığımız işlerin teknolojilerinin sivil sektör tarafından öğrenilmesi, bunlara çok daha hızlı ve ekonomik hizmet verebilecek sektörleri de geliştirmemiz lazım. Bu anlamda inanıyorum ki Savunma Sanayii Başkanlığımız da destekleyecektir. Bu vesileyle hem maliyet etkin bir lojistik hizmet sağlanacak hem de teknolojinin tabana yayılması mümkün olacak. Bu teknolojiler yalnız savunma sanayisinde kullanılan teknolojiler de değil. Bugün kullandığımız birçok teknoloji, internet dahil olmak üzere aslında savunma sanayisinin ihtiyaçları için geliştirilmiş teknolojilerdir ama daha sonra bu teknolojiler başka yerlere de uyarlanmak suretiyle katma değerli ürünler üretilmeye başlanmıştır. 4-5 Ekim’de düzenleyeceğimiz etkinlik bu anlamda çok önemli. Silahlı Kuvvetlerimiz ve Milli Savunma Bakanlığımızın da bu konuya sıcak yaklaşacağına inanıyorum. Bugüne kadar askeriyenin kendi fabrikaları ve bakım merkezleri tarafından yapılan bu hizmetlerin de sivil sektöre açılmasıyla hem onlara hem de ülkemizin kalkınması ve özellikle teknolojik kalkınması açısından çok ciddi bir katkı sağlanacağına inanıyorum.”

FİRMALAR BÜYÜYOR, KABİLİYETLER GENİŞLİYOR

Türkiye’nin teknoloji açığı ve cari açık gibi iki temel sorununu yüksek teknolojili ürünler geliştirip satarak aşabileceğini dile getiren Özdebir, şunları kaydetti:

“Silahlı Kuvvetlerimiz de lojistik anlamında tıpkı Savunma Sanayii Başkanlığımızın yaptığı gibi sektörlere açılırsa hem ülkemizin savunması açısından destek kabiliyetlerimizin artmasına hem de satın almak istediğimiz ülkeler bunları vermediklerinde yerlerine yerli çözümler geliştirmesine yönelik çok faydalı olacağına inanıyorum. Bu etkinlik de Türkiye’nin teknoloji tabanının genişlemesi suretiyle ekonomik kalkınmaya, teknoloji açığı ve cari açığın kapatılmasına büyük katkı sağlayacaktır. Konuya sadece savunma sanayisinin lojistiği olarak da bakmamak lazım. Lojistik hizmetinin ayrı bir sektör olarak ülkede gelişmesi, ticaretin yaygınlaşması açısından da son derece önemli ve kıymetli. Bu anlamda konuya ilgi duyanlara fuara katılmalarını tavsiye ediyorum. Özel sektör olarak savunma sanayisinde daha fazla sorumluluk üstlenmemiz lazım. Platform, mühimmat üretimleriyle ilgili alanlar açıldıkça hem ihracatımız hem teknoloji seviyemiz artıyor, firmalarımız büyüyor, kabiliyetleri genişliyor, ufukları açıklıyor. Çok kıymetli bir şey bu. Bunun aynı şekilde şu ana kadar bize kapalı olan lojistik kısmının da yani silahlarımızın, kara, hava, deniz araçlarının ikmal ve bakımlarının da sivil sektöre açılmasıyla daha maliyet etkin bir sektör doğacağına, herkesin, en önemlisi de ülkemizin bu işten kazançlı çıkacağına inanıyorum.”

KAYNAK : AA
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ