Elektrik santrallerinin etki haritası çıkarılacak

GTÜ tarafından yürütülen ve TÜBİTAK’ın desteklediği proje kapsamında yerel elektrik santralleri yatırımlarına yön verecek bir etki haritası hazırlanacak.

Elektrik santrallerinin etki haritası çıkarılacak

Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuba Gözel’in yürütücüsü olduğu “Yüksek Oranda Yerel Elektrik Santralleriyle Beslenmekte Olan Dağıtım Şebekelerinin Etki Haritalarının Çıkarılması Projesi”, TÜBİTAK 1001 Projesi kapsamında destek görmeye hak kazandı.

Enerji sistemlerinde maliyetlerin azaltılmasına katkı sağlaması hedeflenen projeyle yerel elektrik santralleri yatırımlarına yön verecek bir etki haritası hazırlanacak.

Gözel yaptığı açıklamada, son yıllardaki nüfus artışı ve sanayinin gelişmesiyle enerjiye olan ihtiyacın arttığını belirterek, sınırlı miktardaki fosil kökenli enerji kaynaklarının artan talebi karşılayamaması ve çevreyi kirletmesinin, ilgili birimleri yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelttiğini söyledi.

Özellikle karbon emisyonunu azaltmayla ilgili devlet politikaları sayesinde hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının güç sistemlerinde hızla artan oranda yer aldığını aktaran Gözel, “Avrupa Birliği üyesi birçok ülkede yerel elektrik santrallerinin dağıtım şebekelerine yerleştirilmesi çeşitli teşvikler verilerek desteklenmektedir ancak dağıtım şebekeleri, yerel elektrik santralsiz veya belli bir kapasitede yerleşecek yerel elektrik santrallerine göre planlanıp işletilmektedir.” ifadesini kullandı.

Maliyetlerin azaltılmasına katkı sağlayacak

Geleneksel elektrik enerji sistemleriyle az sayıda büyük ölçekli elektrik santrallerinde elektrik üretildiğini kaydeden Gözel, enerjinin iletim hatlarıyla taşınıp, kullanıcıya dağıtım şebekeleriyle ulaştırıldığını belirtti.

Yerel elektrik santrallerinin küçük ölçekli olduğunu ve dağıtım şebekelerine yani kullanıcıya yakın olan yerlere bağlandığını aktaran Gözel, yerel elektrik santrallerinin hızla arttığına, bu durumun dağıtım şebekelerinde çeşitli problemlere yol açmaya başladığına işaret etti.

Gözel, projenin gelişen teknolojiyle yenilenen enerji sistemlerinde maliyetlerin azaltılmasına katkı sağlayacağını kaydederek, şunları söyledi:

“Şebekenin güvenilirliğini ve enerji kalitesinin devamını sağlamakla yükümlü şebeke operatörleri, artan yerel elektrik santrallerinden kaynaklanan risklere karşı çözüm üretmek ve yatırım yapmak zorunda kalmaktadır. Yerel elektrik santralleri en önemli sorunu yerleştirme sonrası ortaya çıkacak problemleri belirlemek ve azaltmak için kullanılacak tedbirlerin belirlenmesidir. Bu kapsamda projede geliştirilecek metotla dağıtım şirketlerinin yerel elektrik santralleri yerleştirme stratejilerinde ve değişen geleneksel dağıtım şebekesinin ihtiyacı olan yatırımların geciktirilmesinde yol gösterecek bir etki haritası çıkarılması için yöntem geliştireceğiz. Yerel elektrik santrallerinin dağıtım şebekelerine etkisini, problemlerini analiz edecek, etkisini dağıtım şirketlerine kolaylıkla gösterebilecek, etkilerini gösterebilecek bir proje hayata geçireceğiz çünkü yerel elektrik santralleri, yaygınlaştıkça da problem çıkarmaktadır. Dağıtım şirketleri de enerjiyi kaliteli ve verimli bir şekilde verebilmesi için problemleri önceden görüp, önlem almak durumunda. Yerel elektrik santrallerinden kaynaklanan sıkıntıları gösterebilecek ve böylelikle şirketlerin daha öncesinden önlem alabileceği ya da problem yoksa yatırımlarını erteleyebileceğini gösteren bir analiz metodu sunacağız.” TÜBİTAK MAM’ın buluşlarına uluslararası patent

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezinin (MAM) 2016 yılında biyoteknoloji, çevre, enerji, gıda, kimya ve malzeme alanındaki buluşları, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan patent aldı. TÜBİTAK MAM’dan yapılan açıklamada, Strateji ve Teknoloji Başkan Yardımcılığı koordinasyonunda patent çalışmalarının desteklendiği belirtilerek, 26 Nisan 2016’da TÜBİTAK MAM’da düzenlenen “Dünya Fikri Mülkiyet Günü” etkinliğinin WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) tarafından da internet sitesinden duyurulduğu anımsatıldı. Geçen yıl “Biyoteknolojik İlaç” buluşuna, ABD ve Çin’den patent tescili alındığı ifade edilen açıklamada, geliştirilen antikorların hücrelerin çoğalmasına ve damar yapılarının gelişimine engel olduğu kaydedildi. Açıklamada, bunun sonucunda ilacın kanser ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılma potansiyeline sahip olduğu ifade edilerek, patent konusu antikor yapılarının Türkiye’de ilk orijinal biyoteknolojik ilaç adayları olma özelliği taşıdığı bildirildi.Çalışmaların bir kısmının tamamlandığı, farmakolojik, farmakodinamik Ar-Ge çalışmalarının devam ettiğini aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:”Starterli Boza Üretim Yöntemi buluşuna Avrupa Patent Tescili alındı. Patente konu yöntemle her seferinde aynı mikrobiyolojik, fiziksel, kimyasal ve duyusal özellikleri veren boza üretimi mümkün olacaktır. Bozalar 3 aylık raf ömürleri sayesinde işletmeler tarafından daha az iade edilecek ve bozacıların en büyük sorunlarının başında yer alan yüksek iade hacimlerinin önüne geçilecektir.Avrupa Patent Tescili alan diğer buluşlar ise ‘Bütün Zeytinli Toz Üretim Yöntemi ve Toz Zeytin’, ‘Geri Dönüşümlü Bipolar Plaka Üretimi’, ‘Magnetron Sputtering Yöntemi ile Cam Üzerine Kalay Kaplamada Kullanılan Kalay Hedef İmalatı Tekniği’. 7 Enstitüsü ve 1000 personeli ile Ar-Ge ve test/analiz hizmetleri veren TÜBİTAK MAM’ın 68 adet patent tescili bulunmaktadır. Patentlerden faydalanmak isteyen özel kuruluşlara teknoloji transferi yoluyla lisanslama yapılabilmektedir.”

Türkiye’de teknoloji devrimi yaratacak 10 hedef

TÜBİTAK, bu çalışmalar sonunda Yeni Sanayi Devrimi Akıllı Üretim Sistemleri Teknoloji Yol Haritası Taslağı hazırladı.Teknoloji yol haritası, teknoloji grupları altında belirlenen ulusal stratejik hedefler, Türkiye’nin bu hedeflere ulaşması için geliştirilmesi kritik ürün/teknolojiler, bunların geliştirilmesine yönelik Ar-Ge projeleri ve son olarak da geliştirilen kritik ürün ve teknolojilerin öncelikli sektörel uygulamaları şeklinde çok katmanlı olarak belirlendi. Teknoloji yol haritasında, Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin odaklanacağı 3 teknoloji grubunda, 8 kritik teknoloji, 10 stratejik hedef ve 29 kritik ürüne yer verildi.”Dijitalleşme” teknoloji grubundaki kritik teknolojiler “büyük veri ve bulut bilişim”, “sanallaştırma” ve “siber güvenlik”; “etkileşim” teknoloji grubundaki kritik teknolojiler “nesnelerin interneti” ve “sensör teknolojileri”; “geleceğin fabrikaları” teknoloji grubundaki kritik teknolojiler “eklemeli imalat”, “ileri robotik sistemler” ve “otomasyon ve kontrol sistemleri”nden oluştu.Yeni Sanayi Devrimi Akıllı Üretim Sistemleri Teknoloji Yol Haritası Taslağı’ndaki 10 hedef ve kapsamı şöyle: Taslağa nihai şekli, ay sonuna kadar alınacak görüş ve öneriler doğrultusunda verilecek.

İTÜ Antarktika’ya bilim insanı gönderdi

İstanbul Teknik Üniversitesinden (İTÜ) yapılan yazılı açıklamaya göre, 2016 yılında ilk Türk Antarktik araştırma seferini gerçekleştiren, Türkiye’nin bilimsel çalışmalar yürüten “ilk ve tek” kutup araştırma merkezi İTÜ PolReC, 2017 Antarktik sezonu için çalışmalarına hız verdi. Kıtadaki 31 ülkeye ait 101 araştırma üssünde sürdürülen bilimsel çalışmalara Türk bilim insanlarını da dahil etmek amacıyla birçok ülkeyle iş birliği yapan İTÜ PolReC, Erciyes Üniversitesinden Prof. Dr. Gökhan Halıcı’yı, Çek Cumhuriyeti Masaryk Üniversitesine ait Mendel Antarktik İstasyonunda çalışmalar yapmak üzere yolcu etti. Sefer ücreti Erciyes Üniversitesi tarafından karşılanan Prof. Dr. Halıcı’nın, gelecek hafta çalışmalara başlayacağı belirtildi.İTÜ PolReC’in bu yıl 3 bilim insanını daha bu kıtaya göndereceği bildirildi. Bu bilim insanlarından İTÜ’den Adil Enis Arslan ve TÜBİTAK’tan Evrim Kalkan’ın Bulgaristan Antarktik İstasyonu’nda, İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsünden Nazlı Olgun Kıyak’ın ise Şili Antarktik İstasyonunda çalışmalar yapacağı kaydedildi.Açıklamada, İTÜ PolReC Müdürü Doç. Dr. Burcu Özsoy’un, “Türkiye’nin Antarktik Bilim Üssü inşa edilene kadar, bilim kapasitesinin artırılması için diğer ülkelerin bilim üslerinin kullanılması, ikili iş birliklerinin yapılması hem bir gereklilik hem de bilim ruhu olarak karşımıza çıkıyor” şeklindeki ifadelerine yer verildi.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ