Dünya sineması Başkentlilerle buluşacak

Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen “28. Ankara Uluslararası Film Festivali”nde, dünya sinemasının seçkin örnekleri izleyiciyle buluşturulacak. Festivalin teması olarak belirlenen “Körleşme” bölümünde ise ders niteliğindeki filmlerle “Sinema bizi ne zaman körleştirir, seyircinin bakış açısı ile kameranın bakış açısı örtüşmediğinde ne olur” sorularına yanıt aranacak.

Dünya sineması Başkentlilerle buluşacak

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfından yapılan yazılı açıklamaya göre, Halkbank sponsorluğunda düzenlenen “28. Ankara Uluslararası Film Festivali”, bol sürprizli programla 20-30 Nisan’da gerçekleştirilecek.

Festival, “Anısına”, “Berlin’den Taze Taze”, “Bir Ülke: İspanya”, “Terence Davies Retrospektifi”, “Körleşme”, “Usta İşi” ve “Dünya Festivallerinden” bölümlerinden oluşacak.

“Anısına” bölümünde yönetmen Michelangelo Antonioni “Passenger”, Ingmar Bergman “Smiles of a Summer Night” filmleriyle anılacak. Yönetmen Abbas Kiarostami “Close up”, Andrzej Wajda “Afterimage”, Jacques Rivette ise “La Bande des Quatre” filmleriyle seçkide yer alacak.

Altın Ayı sahibi film Başkentte

“Berlin’den Taze Taze” bölümünde Berlin Film Festivali’nde gösterilen ve yarışan filmler, Ankaralı sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. Berlin Film Festivali’nin açılışını yapan Etienne Comar’ın ilk filmi “Django”, “Altın Ayı” kazanan Macar yönetmen Ildiko Enyedi’nin filmi “On Body and Soul”, en iyi senaryo ödülüne layık görülen Sebastian Lelio imzalı “A Fantastic Woman” izleyiciyle buluşacak.

Festivalde, İspanyol yapımı filmler de sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. “Bir Ülke: İspanya” bölümünde, David Trueba’nın “Living Is Easy with Eyes Closed”, Luis Garcia Berlanga’nın “The Executioner” filmi izlenebilecek.

“Bir Retrospektif” bölümünde de senarist, yönetmen, romancı ve oyuncu Terence Davies’in en bilinen çalışmaları yer alacak. Seyirci beyaz perdede “Distant Voices”, “Still Lives”, “On of Time and the City”, “A Quiet Passion”, “The Long Day Closes”, “Sunset Song”, “Terence Davies Trilogy” filmlerini izleme şansı bulacak.

Tema: Körleşme

Festivalin teması olarak belirlenen “Körleşme” bölümünde ise ders niteliğindeki filmlerle “Sinema bizi ne zaman körleştirir, seyircinin bakış açısı ile kameranın bakış açısı örtüşmediğinde ne olur” sorularına yanıt aranacak. Bu bölümün öne çıkan filmleri arasında Kirsten Johnson imzalı “Cameraperson”, Wim Wenders’in başyapıtı “Paris Texas”, Stanley Kubrick’in unutulmaz eseri “A Clockwork Orange” da yer alıyor.

Aşk sınır tanımaz

İngiliz yönetmen Peter Chelsom’un yeni filmi Bu Dünyanın Dışında (The Space Between Us), bu hafta vizyona girdi. ‘Borsa: Para Asla Uyumaz’ ve ‘Gizli Güzellik’ gibi filmlerde imzası bulunan Allan Loeb’un senaryosunu yazdığı film, Mars’ta doğan 16 yaşındaki bir gencin kendini, uzayı ve dünyayı keşfini konu ediyor. Başrollerini Asa Butterfield, Carla Gugino, Gary Oldman ve Britt Robertson’un paylaştığı Bu Dünyanın Dışında, bir taraftan aşkın sınır tanımazlığını hatırlatırken diğer taraftan da hayat, ölüm, aile gibi kavramları farklı yönleriyle görmeye çalışıyor. Filmin konusuna gelince; Mars’a yeni bir yaşam alanı kurmak amacıyla gönderilen astronotlardan Sarah Elliot, hamileliğini gizleyerek orada doğum yapar. Şirketin imajı gözetilerek saklanan sırrın riskleri ileriki yıllarda ortaya çıkmaya başlar. Zira Sarah’ın doğururken öldüğü Gardner, Mars’ta büyümüş ve 16 yaşına geldiğinde babasını bulmak ve internetten tanıştığı kız arkadaşıyla görüşmek için dünyaya gitmeye karar vermiştir. Onu yeni deneyim ve duyguların yanı sıra büyük bir sürpriz de bekliyordur. GENEL İTİBARLA VASATBu Dünyanın Dışında, klasik Amerikan uzay filmlerimin hemen tüm klişelerini barındırıyor aslında. Dramatik yapısı ve uzay macerasını inşa ettiği argümanlarıyla bunu fazlasıyla ortaya koyan film, uzaydaki bir takım aksilikler, karakterlerin kendi aralarındaki duygusal yakınlaşmalar ve bazı sürpriz gelişmelerle seyirciyi heyecana sürüklemeyi amaçlıyor, bunu büyük ölçüde de başarıyor. Film, (benzer yapımlarda olduğu gibi) alt metninde Amerikan’ın teknoloji ve uzay bilimi alanındaki hakimiyetine göndermeler yapmayı da ihmal etmiyor. Mars’ta inşa edilen yeni yaşam alanına Teksas adının verilmesi bu tipik tavrın bir yansıması olsa gerek. DUYGUDA DERİNLİK YAKALAYABİLİYORBir yandan bu klişelerle vasat bir seyirde ilerleyen film diğer yandan genç kahraman Gardner’ın anne hasreti, baba arayışı ve aile özlemi üzerinden naif, duygulu bir boyut kazanıyor. Uzayda doğan genç adamın dünyanın şaşaası, gürültü ve kurgusal, yapay tarafıyla tanışmasını mizahla karışık bir dille yansıtan film belki bu yönüyle bir nebze olsun klişelerden uzaklaşabiliyor. Yönetmenin aşk, hayat, ölüm gibi kavramların kirlendiği ve insanoğlunun yapay değerler sarmalına hapsolduğuna dair göndermeleri de dikkate değer. Son kertede Bu Dünyanın Dışında, özgün ve iddialı olmasa da uzay filmlerinden hoşlananlar için, biraz iyi vakit geçirmek adına seyredilebilecek türden bir bilim-kurgu filmi.

Efsane film Matrix geri dönüyor

Warner Bros.’un 1999 yılında ilk kez gösterilen ve büyük ilgi gören bilim kurgu filmi Matrix’i yeniden çekmek için kolları sıvadığı konuşuluyor. Yeni Matrix’in başrolünde, Creed filminin yıldızı Michael B. Jordan’ın oynayacağı iddia ediliyor. The Hollywood Reporter’da yer alan habere göre; senarist Zak Penn’in şu anda yeniden başlatma için görüşmelerde bulunuyor. Penn, X-Men serisi dahil pek çok süper kahraman filminin senaryo ekibinin başında yer alan bir yazar. Michael B. Jordan da resmi olarak projeye onay verdiğini açıklamadı. Fakat sızan bilgilere göre başrol oyunculuğu kendisine teklif edilmiş. İlk Matrix serisinde başrolde oynayan Keanu Reeves de projede olmayacak. Efsane filmin yeniden çekimi için prodüksiyon detayları henüz netlik kazanmış değil.Keanu Reeves’ten Matrix 4 açıklaması

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ