Dalak adaletli akciğer cesaretli

Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülnur Öztürk, nefesi tutmanın iyi bir şey olmadığını, nefesin sürekli doğal bir akışta olması gerektiğini söyledi. Akciğerin cesaret duygusunu taşıdığımız yer olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Öztürk, “Kalp sevgiyle dolarsa dalak adaletli olur. Dalak adaletli olursa yine akciğerler cesaret kazanır. Bu bir döngü ama bunlardan biri bozulursa döngü bozulur” dedi.

Dalak adaletli akciğer cesaretli

Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülnur Öztürk, doğru nefes almanın vücuda pek çok yararı olduğunu belirtti. Yrd. Doç. Dr. Öztürk, Trakya Üniversitesi Fiziksel Aktivite ve Sağlık Topluluğu tarafından üniversitenin senato salonunda düzenlenen “Nefes” seminerinde, nefes ve düşüncenin birbirinden ayrılmazlığını anlattı.

Doğru nefes almanın, bireylerin yaşamını olumlu yönde değiştirebileceğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Öztürk, “Doğduğumuz andan itibaren her türlü olumlu ve olumsuz duygularla karşılaşıyoruz. Yaşadığımız bu olumsuz duygularımız karşısında maalesef nefesimizi tutma eğilimi gösteriyoruz. Nefesimizi tutmak çok iyi bir şey değil çünkü nefesin doğal bir şekilde akışta olması lazım, nefesimizi alacağız ve vereceğiz.” dedi.

Sinirlenince karaciğer bozuluyor

Nefesin tutulduğu her anda, olumsuz duyguların düşünceler yoluyla ruha kazındığını ve bunun DNA’lara işlenerek, çocuklara da aktarılabildiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“Negatif duygulardan beslenir hale gelmişiz. Sevgiyi artırmak gerekiyorken biz öfkeden beslenmeyi seçiyoruz. Olumsuzluklar çok kolay size geçer ancak sevgiyi seçmek bir tercihtir ve zordur. Bunu yapmak için çaba sarf etmeniz gerekiyor. Birine kızıp affetmediğiniz zaman aslında bundan siz etkileniyorsunuz. Siz hastalanıyorsunuz. Bu durumda da sizin karaciğeriniz bozuluyor.”

‘Sigaradandır’ deyip geçmeyin

Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tek, 17 Kasım Dünya Akciğer Kanseri Günü nedeniyle yaptığı açıklamada kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni olan akciğer kanserinde sigara kullanımıyla çok sıkı bir ilişki olduğunu hatırlatarak, hastalığın tipik bulgusu olmayıp şikayetlerin çoğunlukla sigara kullanımına bağlanarak ihmal edildiğini belirtti. Hastalığın erken evre tanısının yüzde 25’i geçmediğine işaret eden Dr. Tek, “Genellikle ve ne yazık ki hastalar bize lokal ileri ve ileri evrede başvurmakta” dedi.Prof. Dr. İbrahim Tek, “Akciğer kanserinin tipik bir bulgusu yoktur. Genelde ileri dönemlerde kanlı balgam, kan tükürme, öksürük gibi şikayetlerle doktora başvurulur. Bunun dışında açıklanamayan kilo kaybı, ateş gibi genel bulgular dışında eğer metastaz varsa etkilediği organa özgü şikayetler olabilir. Örneğin beyin metastazında baş ağrısı, denge kaybı, nöbet geçirme; kemik metastazında kemik ağrısı, kendiliğinden kemikte kırılma gibi” ifadesini kullandı.Önce kemoterapi Akciğer kanserinin türüne göre tedavide kemoterapi, cerrahi ve radyoterapi uygulamalarının tercih edildiğine işaret eden Tek, çoğunlukla ileri evrede teşhis konan bu kanserin öncelikli tedavisi olan kemoterapinin ise yan etkilerinden dolayı hastalarca zorlukla tolere edilebildiğini aktardı. Prof. Dr. Tek, şöyle devam etti:”Onkolojik alandaki ilerlemelere bağlı olarak son birkaç yılda küçük hücre dışı akciğer kanserinde tedavi alanındaki yeni ilaçlar sağ kalım oranlarını arttırmaktadır ve yan etkileri kemoterapiye göre daha azdır. Bu tedavilerdeki en büyük sorun ilaç maliyetidir. Kemoterapi tedavilerine göre maliyetleri daha yüksektir. Tedavinin devam edeceği süre belirsiz olup, hastaya göre karar verilir. Tedavinin başlarında bağışıklık sistemi aktive olduğu için hastalık bölgeleri büyümüş, hastalıkta artış varmış gibi görülebilir. Hastanın genel durumu iyiyse tedaviye genellikle devam edilmektedir. Tedavinin devamında bu durum genellikle normale döner. Sigara içmek bu hastalığın en büyük sebebidir. Sigarayı hayatımızdan çıkarırsak daha sağlıklı günlerin bizi bekleme ihtimali yüksektir.”Kanserden 3 günde kurtuldu Akciğer kanseri sizin eseriniz ‘İçilen 15 sigara bile kansere dönüşebilir'”Genetik miras olarak bize geçen hasarlı DNA’ların oluşturduğu kanserlerin oranı, tüm kanserler içinde küçük bir bölümü oluşturmakta” diyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Kaan Oysul ise, şunları kaydetti:”Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre sigara içenlerin sayısı artmaya devam ederse sigara 21. yüzyılda 1 milyar ölümden sorumlu olabilecek. Her sigara DNA’ya zarar verir, fakat çalışmalar içilen 15 sigaranın kanserli hücreye dönüşebilecek kadar yoğun hasara yol açtığını göstermiştir. DNA hasarının kansere dönüşmesi 10 ila 20 yıl alır. Bedenimiz bir miktar hasara dayanabilir fakat hasar miktarının artması vücudun sınırını da aşar ve kanser ortaya çıkar. Tedavi imkanı az olan ve ülkemizdeki kanser ölümlerinin başında gelen akciğer kanserlerinin 5’te 4’ünden sorumludur. Akciğer kanserinin yanı sıra en az 13 farklı kansere daha neden olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Bu nedenle yol yakınken sigarayı bırakmak sizi kanserden kurtarabilir. Sigarayı bırakmak için önce karar verin, daha sonra hekiminize danışın.”Kanserin habercisi ‘ses kısıklığı ve nefes darlığı’

Akciğer kanseri durmuyor

Sonuçları “Journal of Clinical Investigation” dergisinde yayımlanan çalışmada, York ve Teksas üniversitelerinden bilim adamları, iki protein arasındaki ilişkinin hücre çadırının şeklini kaybetmesine ve zeminsiz kalmasına yol açtığını belirtti.Bu durumun akciğerdeki kanser hücrelerinin vücudun diğer yerlerine aktarılmasına olanak sağladığına dikkati çeken bilim adamları, bulguların, akciğer kanserinin yayılmasına engel olacak tedavi şekillerinin geliştirilmesine yardımcı olabileceğini ifade etti.Bir hücrenin Golgi aygıtı olarak bilinen iletişim merkezinin, hücre içindeki zar keselerinin hareketini hızlandıran proteinlerden sinyal aldığını belirten araştırmacılar, bu hareketin, kanser hücresinin serbest dolaşımına olanak sağlayarak şeklini ve yüzeyini değiştirdiğini kaydetti.Raflarda satılan çeşitli ürünler ve meşrubatlara dikkat Her sene 30 bin kadın ölüyor Hedefte Zeb 1 proteini varÇalışmada, Zeb1 adı verilen bir proteinin kanser hücresinin yayılması sürecinde kritik öneme sahip olduğuna işaret edildi. Araştırmacılar, sağlıklı hücrelere zarar vermeden bu proteini nasıl hedef alacaklarını bulmaya çalışıyor. Yalnızca akciğer kanseri hücrelerini araştıran araştırmacılar, aynı sürecin diğer kanser türleri için geçerli olup olmadığını bilmiyor.670 bin kanser vakası geliyor

Organlar arasında döngü var

Yrd. Doç. Dr. Öztürk, organların duygular ile ilişkileri olduğunu bildirerek, “Akciğerlerimiz bizim cesaret duygusunu taşıdığımız yerdir. Filmlerde savaş senaryolarında cesareti göstermek için göğse vurulur çünkü cesaret göğüste taşınır. Akciğerlerdeki cesaret böbreklerdeki dinginliği artırır. Böbreklerdeki dinginlik de karaciğerdeki şefkat ve merhameti artırır. Karaciğer şefkatli olursa kalp sevgiyle dolar. Kalp sevgiyle dolarsa dalak adaletli olur. Dalak adaletli olursa yine akciğerler cesaret kazanır. Bu bir döngü ama bunlardan biri bozulursa döngü bozulur” bilgisini aktardı.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ