CHP, Türkiye’nin stratejisinin temel direğini terörist ilan etti

Haber7 yazarı Taha Dağlı “CHP neden her operasyonda ÖSO’yu diline doluyor?” adlı köşesinde, ÖSO’nun Suriye stratejisindeki önemini yazdı. CHP’nin ÖSO’yu “terörist” olarak gördüğünü belirten Dağlı, bu durumun karşı cephenin işine yaradığını belirtti ve şunları kaydetti: Karşı taraf Türkiye’nin kontrolündeki bu yapıların tasfiye edilmesini, Esed’i muhatap almasını istiyor. Böylelikle Türkiye’nin kozu elinden alınacak.

CHP, Türkiye’nin stratejisinin temel direğini terörist ilan etti

İşte Taha Dağlı’nın o yazısı;

 

CHP’ye göre Özgür Suriye Ordusu veya yeni adıyla Suriye Milli Ordusu bir terör örgütü.

“Bu örgüt Türkiye’ye zarar veriyor, Türkiye’nin bunlardan acil olarak kurtulması gerek” diyor CHP’liler.

 

CHP bunu 2016’dan bu yana sınır ötesinde gerçekleştirilen tüm harekat süreçlerinde ısrarla dile getiriyor.

Peki neden?

Suriye’de ABD, Rusya, İran gibi aktörler var.

Bu aktörlerin tamamı kendi askerlerinden ziyade askeri anlamda kendi kontrollerinde tuttukları silahlı grupları sahada kullanıyor.

ABD, PKK-PYD teröristlerini; Rusya Wagner adlı paralı askerlerden oluşan paramiliter güçleri; İran ise Kasım Süleymani’nin organize ettiği Irak’taki Haşdi Şabi’ye benzer Fatimiye Tugayları, Harekat Nuceba, Ebul Fazl el-Abbas Tugayı, Liva Zülfikar, Kataib Seyyid eş-Şüheda ve Hizbullah gibi grupları cephenin önünde tutuyor.

Bu bir vekalet savaşı ve Türkiye bu savaşta sahadaki diğer aktörlerden geride değil.

Hatta bir bakıma birkaç adım da önde denilebilir.

Çünkü ABD’nin de Rusya’nın da İran’ın da vekil tayin ettiği silahlı grupların neredeyse tamamı Suriye’nin yerel unsurları olma özelliği taşımıyor.

Türkiye’nin kontrolündeki Suriye Milli Ordusu ise yüzde yüz Suriye yerlisi.

Bu özelliğin bir avantajı var.

Suriye’de savaş illa bir gün sona erecek.

O gün geldiğinde Suriye topraklarında geçerli olan silahlı gruplar Suriye’nin yerel unsurları olacak, yabancı savaşçılar savaş bittikten sonra bulundukları yerlerde sonuna kadar barınamazlar, illa ki geldikleri yerlere geri dönecekler.

Suriye Milli Ordusu ise kalıcı çünkü o topraklarda doğup, büyümüş, o ülkenin insanları onlar.

Halep’te evleri, İdlib’de akrabaları, Deyrizor’da tarlaları, vs var.

Bir gün mutlaka evlerine dönecekler, zaten 2011’den bu yana en büyük motivasyonları da bu dönüş hikayesi.

Özgür Suriye Ordusunun bünyesinde ayrı ayrı liderlikleri bulunan farklı gruplar vardı.

2016 Fırat Kalkanı Harekatı, 2018 Zeytin Dalı Harekatında Türkiye’nin öncülüğünde hareket etmişlerdi.

9 Ekim’de başlayan Barış Pınarı harekatı öncesi ise Türkiye önemli bir stratejik hamle daha yaptı, ÖSO’nun tüm gruplarını Suriye Milli Ordusu çatısında birleştirdi.

Burada kullanılan isim önemli, Suriye Milli Ordusu.

Yani Suriye topraklarının yerel unsurları.

Suriye’deki Esed rejimi ve ona bağlı silahlı çetelerin Suriye halkını ne kadar temsil edebildikleri meçhul. Çünkü bir kolları Rusların Wagner’leriyle diğerleri İran’ın Hizbullah ve ona bağlı Afganistan, Bangladeş gibi farklı ülke vatandaşlarının yer aldığı gruplarıyla, bir başka uçları ise PKK-PYD unsurlarıyla entegre edilmiş durumda.

Suriye Milli Ordusu, Şam’a bağlı olduğu iddia edilen böylesine karmakarışık ve birden fazla ülkenin domine ettiği çetelerin karşısında önemli bir mesaj veriyor, “savaşın sürdüğü bu toprakların gerçek askeri benim” diyor.

CHP’nin konuyu böyle okumadığı belli.

Oysa meseleye kesinlikle bu açıdan bakmakta fayda var.

Türkiye’yi bir kenara bırakalım.

Mesela sahadaki diğer aktörler, bilhassa da Rusya ile İran, Suriye Milli Ordusu için ne düşünüyor acaba?

Burası önemli çünkü SMO, ikisine göre de terörist.

Daha da önemlisi kendi silahlı gruplarıyla ayakta tutmaya çalıştıkları Esed’in karşısında en büyük tehdit olarak Türkiye’nin kontrolündeki Suriye Milli Ordusunu görüyorlar.

Türkiye burada sistematik bir planı sahaya sürdü.

Suriye Milli Ordusu bu stratejinin önemli bir parçası, diğer parça ise Suriye Geçici Hükümeti.

Operasyonlarda Türk askerinin önünde ilerlemeleri, canlarını siper etmeleri bir kenara.

Daha stratejik bir misyonları var.

Bugün Suriye dendiği zaman karşımıza iki Suriye çıkıyor.

Biri Rusya ve İran’ın gücüyle başta durmaya çalışan Esed’in Suriye’si…

Diğeri ise Türkiye’nin kontrolünde düzenli bir ordusu, bir hükümeti ve en az 4 milyon nüfustan oluşan halkı olan bir başka Suriye.

CHP’ye göre “terörist” olan “yük” olan acilen gönderilmesi gereken bu ordu, bu hükümet ve bu halk, Türkiye’nin Suriye’de yıllardır mücadelesini verdiği davanın önemli bir ayağını oluşturuyor.

Çünkü o ayak, sahadaki aktörlerin özellikle de Rusya ve İran’ın korkulu bir rüyası.

Çünkü bir gün bu savaş bitecek ve bittiğinde Suriye’nin en azından yarısı Türkiye’nin kontrolünde olacak.

Bunu ben söylemiyorum.

Geçen hafta bir Rus gazetesinde çıkan makalenin şu satırları, Rusların meseleyi ne kadar ciddiye aldığının net bir göstergesi.

“Türkiye’nin elinde önemli bir koz var, Suriye muhalefetinin neredeyse tamamını tek başlarına kontrol ediyorlar. Bu güçler Beşar Esed’in devrilmesi için mücadele etmeye devam edecekler ve özellikle de Şam-İdlib başta olmak üzere Suriye’nin geleceğinde kilit bir konumda olacaklar.”

Karşı taraf Suriye Milli Ordusu, Suriye geçici hükümeti ve Suriyeli mültecileri, Türkiye’nin Suriye mücadelesindeki en önemli kozu olduğunu düşünüyor.

CHP ise terörist olarak, bir yük olarak görüyor ve acilen bunlardan kurtulmamız gerektiğini savunuyor.

Karşı taraf Türkiye’nin kontrolündeki bu yapıların tasfiye edilmesini, Türkiye’nin Beşar Esed’i muhatap alması gerektiğini ısrarla dile getiriyor. Çünkü böylelikle Türkiye’nin elindeki o kozun, yok olacağını biliyor.

Maalesef CHP de aynısını yapıyor.

Tüm bunların tek bir izahı var, ya cehalet ya da ihanet.

KAYNAK : Haber7

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ