Çelik’ten AB’ye: Böyle gitmez

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Birliği’ne yönelik, “16 Nisan’dan sonra masaya oturacağız. Gereği neyse bunu yaparız.” sözlerine ilişkin AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, söz konusu durumun böyle gitmeyeceğini belirterek, “AB, birbirimizle konuşacağımız hiçbir işbirliği ve diyalog mekanizması üretemiyor. 2017 sonunu gördüğümüzde nasıl bir Avrupa ve AB tablosu üzerinde net bir tutuma kavuşmuş olacağız. Tüm bu tablo her halükarda Türkiye’nin önüne yeni imkanlar ve kapasiteler çıkaracaktır.” dedi.

Çelik’ten AB’ye: Böyle gitmez

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanının, “15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında FETÖ’nün bulunduğuna ikna olmadığına” yönelik açıklamaları hakkında, “Yani NATO, Avrupa Konseyi üyesi Türkiye’nin ve AB ile tam müzakereler yürüten Türkiye’nin terör örgüt olarak tanıdığı bir terör örgütünü biz himaye edeceğiz anlamına geliyor.” dedi.

Çelik, Haber Türk’te katıldığı programda gündemi değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu millet 16 Nisan’da gereğini gösterecek. AB kriterleri diyerek ne diyorlarsa kendileri ayakları altına alıyorlar. 16 Nisan’dan sonra masaya oturacağız. Gereği neyse bunu yaparız.” sözlerinin hatırlatılması üzerine Çelik, esasında bunun görünen bir tablo olduğunu belirtti.

Bu durumun böyle gitmeyeceğini dile getiren Çelik, “Oturmamız lazım, nasıl işbirliği yapacağız veya nasıl beraber çalışacağız. Bununla ilgili birincisi somut, ikincisi uygulanabilir, üçüncüsü ise takvime bağlanmış bir planımızın olması lazım.” dedi.

Erdoğan: 16 Nisan’dan sonra oturup konuşacağız

İşte Erdoğan’ın konuşmalarından bazı notlar:”Sizlerle birlikte olmanın memnuniyeti içindeyim. 21 Mart’ın bizim için bir başka anlamı daha var. Orta Asya’dan Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada 21 Mart Nevruz olarak kutlanıyor. Buradan tüm dostlarımızın Nevruz Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bugünkü programımızda orman konusunda 6 ayrı başlığı sizlere sunuyoruz. Hiç şüpheniz olmasın bizler hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Biz sadece rabbimizin karşısında rükuda ve secdede eğiliriz. Kardeşlerim, yüzde 65 hi,be uygulaması kapsamında 30 dekar arazisini, ceviz ve badem gibi meyvelerle ağaçlandıran her vatandaşımıza 40 bin lira kaynak veriyoruz. 600 bin ağaca ulaşılan projeyi sürdürüyoruz. Tıbbi ve aromatik bitkilere katkıları sürdürüyoruz. Şifalı ve bereketli topraklara sahibiz. Bu bitkileri yaygınlaştırarak vatandaşlarımıza önemli bir gelir sağlamak istiyoruz.”SEFERBERLİK BAŞLIYOR”81 ilde tabiat turizmi seferberliği başlatıyoruz. Ülkemizin sahip olduğu tabii güzellikleri turizme kazandırmakta kararlıyız. Tabiat turizminde dünyanın ilk beş ülkesi arasına girmeyi hedefliyoruz. 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman kurulması projesinde 2 bin 700 köy çalışmasını 2019’a kadar tamamlamakta kararlıyız. Tüm projelerimizin hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemizin ormanlarını korumalı, geliştirmeli, büyütmeliyiz. Türkiye ormanlar konusunda da devrim gerçekleştirdi. Dünya genelinde ormanların karasal alanlara oranı 1990’da yüzde 31.8 iken, 2015’te yüzde 30,8’e düştü. Bizde de yüzde 12,5’tan yüzde 15.2’ye yükseldi. Orman varlığımızı 1,5 milyar hektar artırdık. Sanayileşmek, tek başına bir hedef değil. Tüm bunları insan için yapıyoruz. Tabiat Allah’ın bize bir emanetidir. Tabiatı hoyratça yok etmek emanete ihanet etmektir. Çocuklarımızı da aynı şekilde yetiştirmeliyiz. İmkan ve fırsat olan her yerde kadim kültürümüz kendisini göstermiştir. Her gecekondunun bahçesine ağaç dikilerek bir farklılık ortaya konulmuştur. O gecekondular, şehirlerimizi istila eden cam dolu binalardan daha kişilikli. İnsan fıtratına uygun yapılarla tanışacağımız günler inşallah yakındır. Ağaçların, ormanların, tabiatın hayatımıza yeniden gireceği günler inşallah yakındır. İnsanla tabiat arasındaki saygıya dayalı ilişkinin yeniden tesis edileceği günler inşallah yakındır. Ormanlar konusunda imkansızlıktan, önceliklerden kaynaklanan bir gerileme dönemi olmuştur.”16 NİSAN OYLAMASI”2007’de Cumhurbaşkanı seçtirmek istemeyenlere bu zafiyeti sistem verdi. Ülkemize yönelik tehditlere yönelik verilen mücadeleyi milletimizden aldığımız güçle yürüttük. 17-25 Aralık darbe girişimini hatırlayınız. Şu anda çukur eylemlerinde bulunanlar “Hayır” diyorlar. Hiç şüphem yok, Kandil “Hayır” diyor. Bölücü terör örgütü PKK “Hayır” diyor. Şimdi bu ülkemizi bölmek isteyen bu bölücü terör örgütüyle hareket etmek izah edilebilir mi? 15 Temmuz darbe girişimini hatırlayın. FETÖ terör örgütü, Batı’da… Bunun arkasında kimlerin olduğunu görüyoruz. Almanya’da, Hollanda’da nasıl paslaştıklarını görüyoruz. Milletimize bedel ödetmeye kimsenin hakkı yoktur. Tüm bu yaşananlardan aldığımız dersle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz. Türkiye istikrar ve güveni kaybetmesin diye yönetim sistemini değiştiriyoruz. 16 Nisan’da oylanacak Anayasa değişikliğinin ne getirdiği belli. Ama bunlar yalan söylüyor. Kabul edilen metni okumaya tenezzül etmeyip “Hayır” diyorlar. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı birleştiriyoruz. Metni oku metni. Metni dahi okumamışsın. Arkasından gelenler de okumamışlar. Öyle yalanlar ortaya atıyorlar ki insanın aklı almıyor. “Cumhurbaşkanı Meclis’i fesh edecek, Meclis kapanacak” diyorlar. Cumhurbaşkanı’nın böyle bir yetkisi yok. Burada olan, Cumhurbaşkanı seçimi yenilemeyi arzuluyor mesela. Burada parlamentoyla beraber bu iki seçim birlikte yapılır. Fesih asla olmaz. Yeniden seçime gidilmesi söz konusu olur. 5 senede bir yapılacak olan seçimlerde Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimi yapılacaktır. Milleti aldatmayın. Buna inanan yok, bu sefer “Cumhurbaşkanı belediye ve muhtarları kapatacak” demeye başladılar. Anayasa ve yasalardaki haklar neyse bugün de bu haklar geçerlidir. “Cumhurbaşkanı çıkartacağı kararnamelerle istediği gibi ülkeyi yönetecek” diyorlar. Bu da kuyruklu bir yalan. Yasal düzenlemenin olduğu konuda Cumhurbaşkanı kararname çıkaramaz. Bir boşluk varsa çıkartabilir ama bunlarda bile parlamento bunu iptal edebilir. Bunlar işlerine gelmiyor. Yalanların mumu yatsıya kadar sönünce çıtayı daha da düşürdüler. “Cumhurbaşkanı lokantaları kapatabilir” dediler. Sıra ne zaman boyacılara, simitçilere gelecek diye bekliyorum. Yalan. Biz bu sistemi herhangi bir yeri kapatmak için değil ülkenin önünü açmak için getiriyoruz. Kanun teklifleri sadece milletvekilleri tarafından verilebilir. Bütçe dışında herhangi bir kanun teklifi veremez Cumhurbaşkanı. Biz gençlerin önünü açıyoruz. 59 ülke 18 yaşı seçme ve seçilme yaşı olarak kabul etmişse niye benim gencim aynı hakkı kazanmasın? 18-25 yaş arası 7,5 milyon gencimiz var. Bu gençlerimiz bu seçimlerde hem seçme hem seçilme hakkına sahip olacak. Gençler, 18-25 yaş aralığındaki gençler, kızıyla- erkeğiyle size sesleniyorum, parlamentoya girmeye hazır mısınız?””AVRUPA TOPUNUZ GELİN””Geçmişte olduğu gibi yüzde 15 oy alarak Başbakanlık koltuğuna oturup ülkeyi krize götürme süreci bitiyor. Bu ülkede 25 günlük hükümetler kuruldu. Böyle hükümetlerde istikrar olur mu? Cumhurbaşkanı en az yüzde 50 artı 1 oyla seçilecek. Bu demektir ki Cumhurbaşkanlığı görevine gelecek kişi en az 25- 30 milyon seçmenin desteğini almalı. Böyle bir Cumhurbaşkanı’nın ülkesine yanlış yapma durumu olabilir mi? Ortada Anayasa var. Hepsinden önemlisi millet var. Sizlerden ve milletimden ricam şu: Muhalefetin hezeyanlarına kulak asmayın. Yeni sistemin ülkemize faydasına olduğuna inanmasak bu yola çıkar mıyız? Bizim ülkemizin başını dik tutmak için yapılan çalışmalar dışında bir şey yaptığımızı gören var mı? “Hayır” diyenler, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapıldığında bu köprüye “Hayır” dediler. FSM yapıldı, “Hayır” dediler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne “Hayır” dediler. Osmangazi Köprüsü’ne “Hayır” dediler. 3 yılda 200 milyon civarında yolcu taşıyan Marmaray’a “Hayır” dediler. Çanakkale Köprüsü’ne “Hayır” diyemediler. Çünkü artık bu hükümet yapar mı yapar, bunu biliyorlar. “Bunlarla dalga geçilmez. Bunlara “Hayır” denilmez, bunlar yapar” dediler. 19 km bölünmüş yollar, barajlar bunların hesaplarını altüst ettiler. Bunlar bu tür şeyleri yapamazlar. Şu an 59 havalimanı var. Kişi başına milli gelir 11 bin dolara çıktı. Bunların hafızası bunu almaz. Delikli kuruşa muhtaç olduğumuz günleri düşünün. Bu durumlarda IMF’ye olan borcu düşünün. 23,5 milyar dolar borcu vardı, 2013’te bu borcu sıfırladık. Bunlar böyle şeyleri yapacak kapasitede değil. Merkez Bankası’nın döviz rezervi 120 milyar dolarlara çıktı. 16 Nisan’da güçlü Türkiye için Evet mi? İstikrarlı Türkiye için evet mi? Ormancılarımız kararı vermiş. İnşallah 16 Nisan’da sandığa da böyle coşkulu gideceğiz. Hadi muhalefetin telaşını anladık. Onlar uzun zamandır ekmeden biçmenin sistemini kaybedecekler. Avrupa’nın 16 Nisan tepkileri daha yaralayıcı. Her türlü diplomatik işi yapıp, bakanlarımızı istemiyorlar. Belediyeler olağanüstü hal ilan ediyor. Bizim ilan ettiğimiz OHAL onları rahatsız ediyor. İşinize bakın. Türkiye’deki oylamadan ne çıktığı sizi ne ilgilendiriyor. Allah’ın izniyle 16 Nisan’da onlara ders vereceğinize inanıyorum. Onlar yönetim sisteminin değişmesinin neler getireceğinin farkındalar. Bu ülkeyi bir türlü mezara gömüp başına taş dikemiyorlar. Tayyip Erdoğan’ın Rotterdam’da dev posterleri dükkanlara asılmış. Gelmiş Hollanda söküyor onları. PKK terör örgütü yasak olduğu halde onun başındaki posterleri asılabiliyor. Almaya’da da aynı şey. Ne yaparsanız yapın, topunuz gelin. Bu millet 16 Nisan’da gereğini gösterecek. AB kriterleri diyerek ne diyorlarsa kendileri ayakları altına alıyorlar. 16 Nisan’dan sonra masaya oturacağız. Gereği neyse bunu yaparız. Hollanda’da yerlerde sürüklenen Hüseyin Kurt kardeşimin hesabını soracağız. Avrupa’nın maskesi düştü. Benim oradaki vatandaşım senin de vatandaşın. Bunun insanlıkla ne alakası var? Bunlar insanlıktan nasibini almamış. Bunlarda insanlık yok. Bunlarda silah yok. Bunlarda sadece Türk bayrağı var. Avrupa 2. Dünya Savaşı öncesinin faşist Avrupa’sıdır. Avrupalılar önce Suriye ardından 16 Nisan tavrıyla kendi maskelerini kendi elleriyle yırtmışlardır. Diyanet İşlerinin imamlarına, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlerine tahammül edemediler. İmamlara, öğretmenlere ajan muamelesi yapıyorlar. Ajan terörist saklanıyor 1 ay. Merkel, onu bırakmamızı istiyor. “Bizde yargı bağımsızdır, bırakamayız” dedim. 4 bin 500 terörist dosyası nerede? Kaç yıl oldu vereli? “Yargı” dedi. “Bizde de yargı kusura bakmayın” dedim. Araplar, “Men dakka dukka” der, siz vurdunuz mu biz de vururuz. Siz nasıl davranırsanız biz de öyle davranırız. Ajanlık yapan hiçbir Avrupalı’ya izin verilmeyecek ülkemizde. AB üyelik süreciymiş. Şuymuş, buymuş, bizi hiçbiriyle tehdit edemezsiniz. Biz 7 düvelin en modern ordularına boyun eğmemiş bir milletiz. 16 Nisan’da yeni sisteme geçelim çok daha farklı bir Türkiye doğacak. 2023 hedeflerimizden öylesine korkuyorlar ki 16 Nisan’da aleni taraf oluyorlar. Avucunun içine “Hayır” yazmış, size ne? Korkunun ecele faydası yok. Türkiye 2 trilyon milli gelire ulaştırmak konusunda kararlıyız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinin içine gireceğiz. Gümbür gümbür geliyoruz. Çanakkale Köprüsü… 10,5 milyar TL ile yüzde 50 Türk, yüzde 50 Kore olarak yapıyoruz. 2023’e girmeden bu köprüyü bitireceğiz. Hep birlikte bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”

Çelik, tartışmaların AB’nin kendini yenileme ve güncelleme süreciyle kendi içerisinde devam ettiğini ifade etti.

AB-Türkiye Zirvesi konusuna da değinen Çelik, Türkiye’deki halk oylaması ve bazı Avrupa ülkelerindeki seçimlerin, zirvenin bu yılın ilk altı ayında olmasını mümkün kılmadığını, ancak bu zirvenin bu yıl mutlaka yapılması gerektiğini kaydetti.

“Bu şekilde gitmeyeceği belli”

Çelik, “Bundan sonra nasıl ilerleyeceksek bununla ilgili bu eylem planının çıkması lazım. AB, birbirimizle konuşacağımız hiçbir işbirliği ve diyalog mekanizması üretemiyor. Bunun bu şekilde gitmeyeceği belli ama neye evrileceğini, öncelikle Avrupa’nın neye evrileceğini görmek lazım. 2017 sonunu gördüğümüzde nasıl bir Avrupa ve AB tablosu üzerinde net bir tutuma kavuşmuş olacağız. Tüm bu tablo her halükarda Türkiye’nin önüne yeni imkanlar ve kapasiteler çıkaracaktır.” diye konuştu.

“İstihbarat örgütlerinin başkanlarının röportaj vermesi diye bir şey olmaz”

Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanının, “15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında FETÖ’nün bulunduğuna ikna olmadığına” yönelik açıklamaları hakkında ise Çelik, bir istihbarat başkanının röportaj vermesinin çok garip olduğunu kaydetti.

Çelik, “Demek ki bu zaman ayarlı bir röportaj. Özellikle verilmiş, belli bir mesaja binaen… Zaten herhangi bir istihbarat başkanının bağlı olduğu bakandan veya başbakandan, o ülkenin sistemine göre nereye bağlıysa, bağımsız olarak röportaj vermesi diye bir şey düşünülemez. Zaten istihbarat örgütlerinin başkanlarının röportaj vermesi diye bir şey olmaz. Onlar adı üstünde biraz geri planladırlar, daha perde arkasında bulunurlar. Burada şu söylenmek isteniyor. Yani NATO, OECD, Avrupa Konseyi üyesi Türkiye’nin ve AB ile tam müzakereler yürüten Türkiye’nin terör örgütü olarak tanıdığı bir terör örgütünü biz himaye edeceğiz anlamına geliyor.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ