Boyundaki siyah halkaların sebebi bu hastalık!

Boyundaki siyah halkalar hayat boyunca süren bir hastalığın habercisi. Deri sertleşmesi olarak bilinen bu durum hangi hastalığın belirtisi? Doktorlar, bu halkaların insülin ile ilgili olduğunu ve şeker hastalığına işaret ettiğini söyledi.

Boyundaki siyah halkaların sebebi bu hastalık!

Son yıllarda çocuklar arasında obezite oranının arttığı gibi tip 2 diyabet oranı da artış gösteriyor. 14 yaşındaki Pantera’nın tip 2 diyabeti olduğu sürekli susuzluk hissi, baş ağrısı ve ruh halinde ani değişimler gibi belirtiler sayesinde anlaşıldı. Ancak bu yaygın görülen belirtilerden başka bir semptom daha vardı. Küçük kızın boyun çevresinde koyu renk halkalar vardı.İlk başta annesi kir zannetti ancak bu lekeler kötüye işaretti.

Şeker hastası olabilirsiniz

Doktorlar, bu halkaların insülinle alakalı olduğunu ve şeker hastalığına işaret ettiğini söyledi.

Boynun yanı sıra deri sertleşmesi adı verilen bu durum koltuk altlarında veya kasıkta da ortaya çıkabilir. Vücuttaki insülin seviyesi yükselince vücut ciltteki insülin alıcılarını harekete geçiriyor. Bu durumda cilt anormal bir şekilde gelişerek ekstra pigmentleme meydana geliyor.

Çocuklarda diyabet neden arttı?

Tip 2 diyabetin, özellikle beslenme ve yaşama alışkanlığı değişikliği nedeniyle ergenlik öncesi çocuklarda da görülmeye başlandığı bildirildi. Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Sangün, yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü için “Şeker Hastalığıyla Mücadele” başlığını seçtiğini belirtti.Halk arasında “şeker hastalığı” olarak bilinen diyabetin öldürücü sonuçları olduğu kadar uzun vadede yaşam kalitesini de son derece olumsuz etkileyip vücudu yıprattığını ifade eden Doç. Dr. Sangün, “Asıl önemli olan uzun dönem sorunlar. Uzun dönemde eğer kontrol altına alamazsak, 15-20 yıl gibi bir sürede böbrekleri, kalbi, damarları, sinirleri harap edebiliyor. Geri dönüşsüz görme kaybı oluşabiliyor. Bu açıdan hastalık uzun vadede kontrol altına alınması gerekir.” dedi.Tip2 eskiden çocuklarda görülmezdiDoç. Dr. Sangün, farklı genetik diyabet formları olsa da kabaca “Tip1” ve “Tip2” diye ayrıldığını, Tip1’in insülin eksikliğiyle ortaya çıktığını, diğerinin ise insülinin eksik değil, etkisiz olmasıyla baş gösterdiğini vurguladı.Tip1 diyabetin neredeyse yeni doğana kadar olmak üzere çok daha küçük yaşlarda görülmesi söz konusu iken, Tip2’nin daha büyük yaşlarda ortaya çıktığını ifade eden Doç. Dr. Sangün, şunları söyledi:”Eskiden ‘çocukluk çağında Tip2 görülmez’ diye bir teorik bilgi vardı. Artık ergen yaşlarda, hatta ergenlik öncesi dönemde bile görülebildiğine şahit oluyoruz. Tip2 diyabet bu yaş çocuklarda da giderek yaygınlaşıyor, çünkü giderek hareket etmeyen, apartmanlarda odalarında yaşayan, bilgisayar başında oturan, hazır yemek tüketmeyi seven, günlük olarak paketlenmiş gıda tüketen bir çok çocuğumuz var”Çocuklarınıza örnek olun!Yaşam tarzı, ilaç kullanımı kadar önemli Doç. Dr. Sangün, Tip2 diyabete karşı çocukların beslenme ve yaşam tarzına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Çocukların kahvaltı yapmamaları, abur cubur gıdaları normal ara öğünmüş gibi sıklıkla tüketmeleri ve spordan uzaklaşmalarının Tip2 diyabetin yaygınlaşmasında rol oynadığına vurgu yapan Doç. Dr. Sangün, “Tip2 diyabetle ilgili bir farkındalık yaratılması gerek. Bu önemli, çünkü obezite çağımızın salgını. Artık Dünya Sağlık Örgütü bunla ilgili kıtalararası salgın alarmı verdi. Bu seviyede bir obezite sıklığı var. Bu her ülke için geçerli. Gelişmiş ülkelerde daha da fazla. Obezitenin diyabetle ilişkisi çok yaygın. Obetize, diyabet ve ilişkili hastalıkları engellemek lazım” diye konuştu. Açık havada egzersiz önerisiÇocuk yaşta Tip2 diyabet nedeniyle şeker komasına girmiş vakaları dahi gördüğünü söyleyen Doç. Dr. Sangün, Tip2 diyabete karşı çocukların günün belirli zamanında hareketli olmalarını da önerdi.Her çocuğun en az bir saatlik süreyi mümkünse ev dışında ve açık havada egzersizle geçirmesini tavsiye eden Doç. Dr. Sangün, sözlerini şöyle sonlandırdı:”Çocuklar, bilgisayar, televizyon, tablet gibi cihazlar dahil ekran başında günde 1, 2 saatten fazla vakit geçirmemeli. Yemeklerini daha çok evde, mevsimine uygun hazırlamaya gayret etmeliyiz. Hazır, önceden pişirilmiş, işlenmiş etler, paketlenmiş gıdalardan çok, kendi hazırladığımız gıdalarla ara öğün yapmalıyız. Beslenme düzenine dikkat edeceğiz, kahvaltısız evden çıkmayacağız. Tüm bu yaşam tarzını düzenleyecek yaklaşımlar, ilaç kullanımı kadar önemli”

Çocuklarda ve gençlerde şeker tehlikesi

Uzm. Dr. Gülsüm Figen Günindi, şeker hastalığının erişkinlerde daha sık görüldüğü için, daha çok erişkinlerin hastalığı olarak bilindiğini, bu nedenle de çocuklarda şeker hastalığı olabileceğinin pek akla gelmediğini belirtti. Günindi “Çocuklarda ve genç erişkinlerde en sık rastlanan diyabet tipi, tip 1 diyabettir. Ancak obezite sıklığındaki artış nedeniyle çocuklarda tip 2 diyabet riski de artmaktadır” dedi.Dr. Günindi şöyle devam etti: “Pankreastaki insülin üreten hücreler zedelendiğinden çocuklar yaşam boyu insüline bağımlı yaşamak zorunda kalıyorlar. İnsülin olmayınca besinlerle alınan şeker hücrelerin içine giremez ve enerji kaynağı olarak kullanılamaz. Fazla şekeri atmak için sık ve bol idrar çıkarma başlar. Sıvı kaybı nedeni ile sürekli susama hissi, ağız kuruluğu, çok su içme, sık sık ve bol miktarda idrara çıkarma, geceleri birkaç kez uykudan uyanıp idrar yapma, yatağını ıslatma ve sık yemek yemeye rağmen kilo kaybı gibi bulgular ortaya çıkar. Bu belirtiler genellikle bir aydan kısa sürelidir. Fark edilmediği veya zamanında tanı konmadığı durumda bulantı, kusma, ağızda aseton kokusu, karın ağrısı, dalgınlık, hızlı ve derin solunum, ve ardından diyabetik ketoasidoz denilen koma hali gelişir. Daha nadir olarak kan şekeri yüksekliğine bağlı bulanık görme, inatçı enfeksiyonlar, özellikle bebeklerde düzelmeyen bez bölgesi dermatiti, ergenlik öncesi kızlarda vajinal kandidiyazis, enerji eksikliğine bağlı halsizlik, davranış değişiklikleri gibi belirtiler görülebilir. Diyabetlilerde esas sorun glikoz metabolizması ile ilgili olmakla birlikte, hastalığın seyrinde protein ve yağ metabolizması da bozuluyor ve uzun dönemde kılcal damarların duvarlarında zedelenme olabiliyor.”Çocuklarda diyabet neden arttı? Diyabet belirtileriDr. Günindi “Diyabet tanısı açlık, tokluk veya rastlantısal olarak bakılan kan şekeri düzeyine göre konur. Normal kan şekeri değerleri en az 8 saatlik açlık sonrası 80-100 mg/dl arasında, toklukta (yemekten 2 saat sonra) 140 mg/dl altında olmalıdır. Açlık kan şekeri 126 mg/dl üzerinde veya Oral Glukoz Tolerans Testinin 2. saatinde 200 mg/dl üzerinde olması; bunun dışında çok su içme, çok idrar çıkarma şikayetleri olan kişilerde herhangi bir zamanda ölçülen kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde olması diyabet olarak tanımlanır” açıklamasını yaptı.Diyabet hastalarına karbonhidrat uyarısı Diyabet tedavisi Günindi “Tip 1 diyabette insülin eksikliği vardır ve ihtiyaç olan insülinin dışarıdan verilmesi gerekir. Sağlıklı kişilerde açlıkta sürekli olarak aynı düzeyde (bazal) ve yemek sonrası kan şekerinin yükselmesini önlemek için hızlıca ve bol miktarda (bolus) insülin salgısı olmaktadır. Diyabetli kişilerde insülin tedavisi fizyolojik insülin salınımına en uygun şekilde kullanılmaktadır. Ülkemizde rekombinan DNA tekniği ile elde edilen insülin analogları kullanılmaktadır. Sığır ve domuz insülini ile domuzdan elde edilen semisentetik insülin kullanılmamaktadır. İnsülin hayati bir hormondur ve bağımlılık yapmaz” dedi.Dr. Günindi açıklamasını şöyle tamamladı: “Tip 1 diyabet kronik bir hastalıktır ve sürekli insülin tedavisi yanında, diyabetik hasta ve ailesinin eğitimi, beslenme planlaması ve egzersiz tedavinin önemli bileşenleridir. Günümüzde diyabet tedavisinde giderek esnek beslenme planlanması tercih edilmektedir. Bu yaklaşımda diyabetlilere sağlıklı beslenme ilkeleri anlatılmakta ve besinlerdeki karbonhidrat miktarını sayarak insülin dozlarını nasıl ayarlayacağı öğretilmektedir. Yani çocuklar, suistimal etmemek koşulu ile dondurma, çikolata gibi besinlere yiyebilmektedirler. Bununla birlikte yalnızca diyabetli çocukların değil hepimizin kan şekerini hızlı yükselten glisemik indeksi yüksek besinlerden uzak durmasında yarar vardır. Bu ilke diyabetliler için daha fazla geçerlidir.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ