‘Bitkisel’de kanser riski
Balıkesir’in Edremit İlçesi’ndeki Altınoluk Meslek Yüksekokulu Müdürü Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Selami Selvi, şifalı kabul edilen bazı bitkilerin hatalı kullanımlarının kansere kadar çeşitli rahatsızlıklara neden olabildiğini söyledi. Doç. Dr. Selvi, ilaçların hekim kontrolünde kullanılması gerektiğini ifade etti.

Halk arasında giderek yaygınlaşan şifalı bitkiler hatalı kullanıldıklarında daha riskli durumlara neden olabiliyor. Soğuk algınlığı durumunda ilk kullanılan ıhlamurun kaynatıldığında etken maddesini kaybettiğini belirten Altınoluk Meslek Yüksekokulu Müdürü Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölüm Başkanı Doç.Dr. Selami Selvi, kantaron yağı, ıhlamur ve karabaş gibi bazı bitkilerle ilgili uyarılarda bulundu.
Bitkilerin hazırlanışı ve kullanımı sırasında kesinlikle bilimsel verilere bakılması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Selvi, şöyle dedi:
“Bitkilere göre hazırlanma şekilleri de değişiyor. Türkiye’de sarı kantaron olarak bilinen ‘hypericum perforatum’, bilinçsiz bir şekilde tüketilirse son derece tehlikelidir. Çünkü bu kantarondaki etken maddeler gün ışığına çıktığımız zaman cildimizi yakabilir. Cilt kanserine kadar götürebilir. Onun için kantaronun kullanımı genellikle güneş olmadığı zaman akşamları tavsiye edilmelidir. Özellikle kök gibi sert kısımları kaynatma usulü ile yaparız, çiçek gibi hassas kısımları ise infüzyon dediğimiz çay demleme yöntemiyle yaparız.
İnsanlarımız genellikle araştırma yapmadan tıbbi bitkileri tüketiyor. Bizim istediğimiz araştırma yapılsın, bilimsel çalışmalara bakılsın ve ona göre kullanılsın.”
Bitkisel tedaviye doktor uyarısı
Sağlık Bakanlığı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Canfeza Sezgin, yaptığı açıklamada, bitkisel tedavilerin insanlık tarihi kadar eski olduğunu, Büyük İskender’in ordusunun fetihlere giderken enerji için meyan kökü taşıdığını anlattı. Hastalıkların tedavisinde modern tıpla birlikte bitkilerin gücünden yararlanmaya yönelik binlerce bilimsel makale, binlerce yıllık Anadolu gelenekleri bulunduğuna dikkati çeken Prof. Sezgin, şifalı bitkilerin koruyucu ve tedavi edici özelliği bulunmasına karşın kontrolsüz kullanılan bitkilerin ise zararlı olabileceğini dile getirdi.Zehir ve ilaç dozuyla birbirinden ayrılırAmeliyat öncesinde çok tüketilen zencefilin kanamayı artırabileceğine dikkati çeken Sezgin, şöyle konuştu:”Zehirle ilacı ayırt eden faktör dozudur. Bazı bitkileri 1 gram tüketirseniz sağlığınızı korursunuz, 10 gram tüketirseniz sağlığınızı kaybedebilirsiniz. Örneğin karabiberi günlük 1 çay kaşığından fazla kullanmamak gerekiyor. Bitkisel tedavinin dozu, kişiye ve rahatsızlığına göre değişir. Bu bir bilimsel tedavidir. Fitoterapide ‘komşudan ya da aktardan duydum’ yaklaşımı olamaz. İnsanlar hastalıklarının tedavisini doktorda yaptırır, bu bitkiler de doktor kontrolünde kullanılır.”Bitkisel tedaviye doktor eli değecek
Hekim kontrolünde kullanın
Bitkilerin de doğru zamanda, doğru şekilde kullanılmadığında ilaçlar gibi yan etkilere neden olabileceğini anlatan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Mehmet Özyürek, bitki kullanılacaksa ne işe yaradığının, nasıl kullanılması gerektiğinin doğru kişilerden öğrenilmesi gerektiğini vurguladı. Fitoterapist veya aromatik bitkiler uzmanından doğru bilgilerin alınmasını isteyen Özyürek, şöyle devam etti:
“Bitkiler doğru muhafaza edilmeli, saklanmalı ve doğru şekilde hazırlanmalıdır. Herhangi bir tedavi uyguluyorsak, buna alternatif tedavi olarak bitkileri ekleyeceksek yine hekimimizin önerisi doğrultusunda kullanılmalıdır. Bitkinin türüne göre demleme gerekiyorsa demlenmeli, kaynama gerekiyorsa kaynatarak yapılmalı.”
Bitkisel ilaçlar reçeteye giriyor
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı Gürsöz, Sağlık Bakanlığına akredite olarak yetki alan iki üniversitede hastalıkların tedavisi amacıyla bitkilerden faydalanılması ve etkilerini içeren bilim dalı fitoterapi alanında eğitimverildiğini söyledi.Ankara’da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İstanbul’da ise 9 aydır fitoterapi eğitimi verildiğini anlatan Gürsöz, “Fitoterapi eğitimlerini doktorlar ve diş hekimlerimiz alıyor. Diş hekimlerimiz de reçete yazdıkları için onlar da bu eğitime katılabiliyorlar. Onun dışında kimse, ‘seni şu ürünle tedavi ediyorum’ diyerek, reçete yazamaz kanunen suç işler.” dedi.Bitki karışımları da reçeteye giriyor120 hekimin fitoterapi eğitimi aldığını söyleyen Gürsöz, şöyle devam etti: “Nisan ayında başlayan eğitimler bitmek üzere. Toplamda 120 hekimimiz bu eğitimi bitirdikten sonra elektronik reçete üzerinden hastaya, ‘Sende hafif düzeyde kolesterol yüksekliği tespit ettim. Size kolesterol düşürücü olarak, çörek otu yağı yazabiliyorum’ diyebilecek.Hekimler, bitki karışımları üzerine de eğitim alıyorlar. Örneğin, hasta ‘balgam atamıyorum öksürük oluyor’ dediğinde, hekim bir bitki karışımı da yazabilecek. ‘Bensize şu karışımları tavsiye ediyorum’ diyebilecek. Fitoterapi, 9 aylık bir eğitim sürecini içeriyor. Bunun içerisinde bitkilerin her aşamasında hekimler bilgi sahibi oluyor.”Strese bitkisel çözüm Yan etkiye karşı da hastalar uyarılacakFitoterapi eğitimlerini akademisyenlerin verdiğinin altını çizen Gürsöz, tıp, eczacılık ve ziraat fakültesindeki akademisyenlerin alanlarına göre hekimlere eğitim verdiklerini söyledi. Dokuz aylık eğitim süreci sonrasında hekimlerin bitkilerin hangi koşullarda yetiştiği, nasıl ilaca dönüştüğü ve hangi şekillerde ve nasıl kullanılacağına dair geniş bir bilgiye sahip olduğunu belirten Gürsöz, “Hekimlerimiz yazdıkları bitkinin yan etkilerine karşı da hastayı bilgilendirecekler. Yani bir hekim bir hastaya ruhsatlandırılmış bir bitki önerisinde bulunuyorsa, onun miktarını ve dozunu da iyi ayarlamak durumundadır. İlacı tavsiye ederken ‘olası bir yan etki görülürse beni haberdar edin’ diyecek.” ifadelerini kullandı. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Gürsöz, eğitimlerin sürekli olacağını belirterek, eğitimlere şu anda hekimlik diplomasına sahip kişilerin katıldığını söyledi. Fitoterapi eğitimlerine katılmak için hekimlerin istekli olduğunu ifade eden Gürsöz, Ankara’daki Yıldırım Beyazıt Üniversitesindeki 60 kişilik eğitim için bin kişinin başvurduğuna dikkati çekti.İnternetten satılan ilaçlara dikkatGürsöz, amaçlarının hastaya en güvenilir kişilerin bu ürünleri tavsiye etmeleri ve güvenilir kaynaklardan alıp kullanmaları olduğunu söyledi. İnternet sitelerinde “yüzde yüz bitkisel” ya da “yüzde yüz doğal” şeklindeki ürünlere karşı vatandaşların dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizen Gürsöz, şöyle devam etti:”Her ürün yüzde 100 doğal ya da bitkiseldir diye bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun içeriğinin iyi incelenmesi ve resmi makamlardan onay alması gereklidir. Bu konuda bu yıl içerisinde 3 bin 100 internet sitesini kapattık. Sloganımız, tarladan ruhsata, tarladan ürüne. Yayladaki, kırdaki, dağdaki bir bitkiyi alalım, en saf haliyle işlemlerden geçirdikten sonra Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu onaylı logomuz ile ambalajlara basalım. 2020 yılında 100 tane ruhsatlı ürünün raflarda yer almasını istiyoruz.” Bitkisel tedaviye doktor uyarısı
KAYNAK : Yenişafak