Bakan Yılmaz’dan ‘müfredat’ açıklaması

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz gündeme dair açıklama yapıyor.

Yılmaz, eğitim müfredatındaki değişikliğe ilişkin, “Öğrencinin faydasına olmayacak gereksiz tekrardan arındırmamız lazım. Daha iyi bir müfredatı öğrencilerimizin önüne koyacağız” dedi.

Yeni müfredat için 165 bin 326 görüş geldiğini aktaran Yılmaz ,”Bize aktarılanlar, bir tecrübenin ürünü. Bu tecrübeleri dikkate alarak daha iyi bir müfredatı öğrencilerimizin önüne koyacağız” diye konuştu.

AİHM’nin din dersi kararı

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersiyle ilgili AİHM’nin kararına değinen Yılmaz, şunları söyledi:

“Bir vatandaş, kendi inancını yansıtmadığını, çocuğunun evde gördüğü dini eğitimle okuldakinin farklı olduğu gerekçesiyle AİHM’ye başvurdu. AİHM, ‘Çoğunluğun inancına göre eğitimin verilmesi makuldür’ dedi. Biz, din dersinin seçmeli olduğu dönemleri de gördük. Fakat denildi ki, ‘Bu da seçenlerle seçmeyenler arasında psikolojik baskı oluşturuyor’ denildi. Bu sosyolojik olgu, inkar etmek mümkün değil. Din dersini zorunlu yaptık. Her yerden görüşleri aldık. Çalışmalar devam ediyor. Zorunlu eğitimin devam etmesi uygundur.”

Sınavlarda açık sorular sorulması

Sınavlarda açık uçlu sorular sorulmasıyla ilgili de değerlendirme yapan Yılmaz, “Sınavlarda açık uçlu sorular sorulması) Biz istiyoruz ki öğrencilerimiz analitik düşünsün, olaylara daha geniş baksın. ‘A, B,C,D, hepsi veya diğerleri’ gibi değil de farklı düşünceleri ortaya koyabilsinler. Doğru olanı açık uçlu sorulardır. Doğru olan klasik sorulardır. Bununla insanlara çok daha fazla kelime kurduruyorsun, çok farklı cümleler kurduruyorsun. Farklı bakış açılarına sahip olmasını sağlıyorsun. Önümüzdeki dönemde Türkçe’den başlayacağız. Diğer derslere de yaygınlaştırmayı düşünüyoruz ancak burada öğrencilerimizin gerçeğe dayanmayan kaygılarını da dikkate almamız lazım” şeklinde konuştu.

Anayasa değişikliği

Bakan Yılmaz, anayasa değişikliğine dair ise, “Şimdiki anayasada hüküm var, cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler yargı denetimi dışındadır. Yeni anayasa kabul edildiğinde cumhurbaşkanının yargı denetimi dışında kalan bir tane işlem veya eylemi olacak mı? Yok. O zaman vatandaşa soralım, hangisi daha demokratiktir, bir makamın bazı işlemlerinin yargı denetiminde olması mı olmaması mı? Neticede bu anayasa değişikliği ile daha demokratik bir sistem gelecek, bu anayasa reformu ile istikrar gelecek, uzlaşma gelecek” ifadelerini kullandı.

CHP’nin cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik eleştirilerini, “Vehim siyaset” olarak niteleyen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

“CHP vehim siyaseti güttü. Ezanın Arapça okunmasına verilen cezanın kaldırılmasıyla rejimin değişmediğini millet gördü. Başörtüsü ilk gittiğinde ‘Bu rejim meselesidir. Yüzde 99 olsa dahi siz bir şeyleri yapamazsınız’ diyordu. Bunu deme hakkını nereden görüyor? Kendisini devletin sahibi gibi görüyor. Kendisi devletin sahibi, geri kalanlar maraba. Kendisinde altın hisse var. Dolayısıyla geri kalan 99’un altın hisseye ‘evet’ demeden hiçbir şey yapamayacağını düşünüyor.”

KAYNAK : Yenişafak