Bakan Çelik: Yeni model rejimi daha da güçlendirecek

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, bugün dünyada bir ‘eksen kayması’ yaşandığına dikkat çekerek, yaşanan bu süreçte Türkiye’nin durma ve yerinde sayma gibi bir lüksü olmadığını, daha da ilerlemek zorunda olduğunu söyledi. ‘Rejim değişikliği’ tartışmalarına da değinen Çelik, Türkiye’de rejimin ‘cumhuriyet’ olduğunu ve hiç kimsenin rejimle ilgili bir sorunu da olmadığını belirterek, “Yeni model, Türkiye’de rejimi daha da güçlendirecek” dedi.

Bakan Çelik: Yeni model rejimi daha da güçlendirecek

SONER KAN – ADANA

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye’nin rejiminin; ‘cumhuriyet’ olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de; laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunun altını çizerek, hiç kimsenin bununla ilgili bir sorunun da olmadığını vurguladı. Çelik, “Cumhuriyet’in esası; cumhurun iradesidir. Rejim değişikliği; Cumhuriyet’in içinden cumhuru çalmaktır. Yeni model, rejimi daha da güçlendirecek” dedi.

ÜRETEN TÜRKİYE KONUŞUYOR

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ortaklığında ilkini Van’da düzenlediği ‘Üreten Türkiye Konuşuyor Toplantısı’nın Adana ayağı; 15 sivil toplum kuruluşu ve iş dünyasının önde gelen isimlerini de buluşturdu. TÜYAP Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen oturuma; Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de katıldı.

ÖNEMLİ BİR SİYASİ SÜREÇ İÇİNDEYİZ

Burada konuşan Bakan Çelik, Türkiye’nin önemli bir siyasi süreç içerisinden geçtiğine dikkat çekti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM), bir destanla sonuçlanan ‘Kurtuluş Savaşı’ öncesinde kurulduğunu, bunun da dünyada ilk ve tek olduğuna dikkat çekerek, “TBMM, ‘Kurtuluş Savaşı’nı komuta edip, bizzat ‘başkomutanlık’ yaparak, ‘gazi’ unvanı almıştır. Bu açıdan da dünya eşi benzeri olmayan bir özelliğe sahiptir” ifadesini kullandı.

İKİNCİ KEZ ‘GAZİ’ UNVANINI HAK ETTİ

Çelik, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “Kurtuluş Savaşı’nda Polatlı’da tank sesleri duyulurken, o meclisi terk etmeyenlerin torunları, 15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün, aziz milletin, aziz varlığına yönelik bu saldırısı karşısında Meclis’i açmış ve yine aynı şekilde ikinci kez ‘gazi’ unvanını hak etmiştir.” Çelik, Atatürk ve arkadaşlarının, savaşın ardından henüz ‘cumhuriyet’ ilan edilmeden; ‘İzmir İktisat Kongresi’ni topladığını hatırlattı.

‘HASTA ADAM’ MUAMELESİ GÖRDÜK

Bunun; silahla kazanılan bağımsızlığın, ekonomiyle de kazanılması gerektiğine yönelik bir vizyonu ortaya koyduğunu vurgulayan Çelik, “Tarihte iki kez ‘hasta adam’ muamelesi gördük. Biri 1800’lü yılların sonlarında tüm dünyanın gözü önünde devletimize; Osmanlı İmparatorluğu’na ‘hasta adam’ muamelesi yapılıyordu. O ‘hasta adam’ olma durumundan, yeni bir cumhuriyet kurarak çıktık, zinde bir kuvvet olarak yeniden dünya sahnesindeki yerimizi aldık” dedi.

VİZYONUMUZ O KISKAÇTAN BİZİ ÇIKARTTI

Bakan Çelik, şöyle devam etti; “Maalesef, 1990’lı yılların sonu 2000’li yılların başında da benzer bir durum, Türkiye için söz konusuydu. O zaman da ‘hasta adam’ yakıştırmasını yaklaşık 100 yıl sonra yeniden yapmışlardı. 2002 yılından beri Türkiye’de inşa ettiğimiz istikrar, ortaya koyduğumuz vizyon, demokrasinin güçlenmesi, vatandaş iradesinin devlet hayatına yansıması, ekonominin büyümesi, Türkiye’nin dış dünyada sesisin daha gür çıkmasıyla bunu aştık. 2002’de kurduğumuz vizyon, o kıskaçtan çıkmamızı sağladı” dedi.

CUMHURBAŞKANIMIZ HALKLA BİRLİKTE YÜRÜDÜ

Türkiye’nin artık önüne baktığını, 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin dahi Türkiye ekonomisinin büyümesini engelleyemediği yorumunu yapan Çelik, “O gece, aziz milletimiz, büyük bir fedakarlıkla FETÖ’nün devletimizi işgal etmesi ve Türkiye’de rejimi değiştirme girişimine karşı güçlü bir irade ortaya koyarken, aziz milletimiz sokaklara dökülmüştür. Siyasi iradeden önce halkımız sokaklara çıkmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız da halkıyla birlikte bu hain darbe girişimine karşı büyük bir kararlılıkla yürümüştür” diye konuştu.

DÜNYADA BİR ‘EKSEN KAYMASI’ VAR

Bugün ‘İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hiç rastlanmayan tartışmalarla karşı karşıya olduklarını, dünyada adı konulmamış bir ‘eksen kayması’ yaşandığını savunan Çelik, şöyle devam etti; “İlk defa bir ABD başkanı küreselleşmeye karşı olduğunu açıkladı. İngiltere, AB’den ayrılmayı düşünürken, ABD’den serbest ticarete karşı açıklamalar duyuyoruz. Buna karşı ise, kapalı bir toplum ve devlet yapısı olarak atfedilen Çin’in, serbest ticaret ve küreselleşmeden yana bir takım açıklamalarını görüyoruz.”

HASSAS SÜREÇTE ‘İNCE METOTLAR’ ŞART

Türkiye’nin tam ortasından bir çizgi çekildiğinde yukarıda; AB’de yükselen ırkçılığı, ekonomideki krizi, göçmen sorununu ve siyasi tartışmalar olduğunu, aşağıda da; Irak ve Suriye’de tam bir kaosun yaşandığını anlatan Çelik, tüm bunlara bakıldığında da Türkiye’nin ulusal güvenliğini korumak için çok daha hassas süreçleri, ince metotlarla sürdürmesi gerektiğini, yaşanan süreci de yakından takip etmesi gerektiğini anlattı.

FRENE BASMAK YERİNE GASA BASMALIYIZ

Bugün dünyada yeniden sanayileşmeden, ‘Dördüncü Sanayi Devrimi’nden bahsedildiğine işaret eden Çelik, “Tüm bu güvenlik problemleri, siyasi krizlerin ortasında Türkiye olarak yerimizde sayamayız. Daha ileriye doğru hamle yapmak zorundayız. Hani ileri sürüş tekniklerinde; ‘Fırtınalı bir yolda aracınızla ilerlediğinizde arabada sarsıntı varsa asla frene basmayın, araç takla atar. Arabanın istikametini düzeltmek için gaza basın’ derler ya. Aynı durum Türkiye için de geçerli” ifadesini kullandı.

TÜRKİYE’NİN YERİNDE SAYMA LÜKSÜ YOK

Çelik, “Yerimizde sayamayız. Eğer olumsuz hava koşulları varsa ondan uzaklaşmak için duramayız. Daha da hızlanmak ve daha ötesine ulaşmak zorundayız. Bugünlerde konuştuğumuz ‘sistem değişikliği’ konusu da bu bağlamda ele almalıyız. Türkiye’nin yerinde sayma, siyasi krizlerde fay kırıklarına, vesayet marketlerine, bir takım müdahale AVM’Lerine tahammül etme lüksü yok. Ekonomiyi büyütüp, demokrasimizi güçlendirmeliyiz” dedi.

SAYSIZLIĞA KARŞI BİR DURUŞ SERGİLENMELİYDİ

Bugün Avrupa’da Türkiye’ye yönelik bir ‘diktatörlük’ tartışması yapıldığını hatırlatan Çelik, açıklamasını da şöyle sürdürdü; “Cumhurbaşkanına böylesi saygısız yakıştırma yapıldığında toplumun tüm kesimlerinin buna topyekun karşı duruş sergilemesi beklenir. Ne yazık ki, dışarıdan üretilen ve kara propaganda olarak kullanılan o yakıştırmalar, Türkiye’ye ithal edilmiş, siyasi hayatta dolaşıma sokulmuştur.”

CUMHURBAŞKANIMIZ TANKLARIN ÜZERİNE YÜRÜDÜ

Kendisinin bir ‘siyaset bilimci’ olduğunu hatırlatan Bakan Çelik, “Burada size saatlerce diktatörlüğün ne olduğunu anlatabilirim. Ama kısaca özetlemek gerekirse; diktatörler, halktan korkarlar. Dünyanın neredesinde olursa olsun tankın, savaş uçaklarının arkasına saklanırlar. Ama Cumhurbaşkanımız, milletiyle birlikte tankların, savaş uçaklarının üzerine yürümüştür” ifadesini kullandı. Çelik, ‘rejim değişikliği’ tartışmalarına da değendi.

HİÇ KİMSENİN REJİMLE İLGİLİ SORUNU YOK!

Türkiye’nin rejiminin; ‘cumhuriyet’ olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de; laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunun altını çizen Çelik,  hiç kimsenin bununla ilgili bir sorunun da olmadığının altını çizdi. Çelik, “Cumhuriyet’in esası; cumhurun iradesidir. Rejim değişikliği; Cumhuriyet’in içinden cumhuru çalmaktır. Geçmişteki darbeler, 28 Şubat ve 15 Temmuz, bir rejim değişikliğidir, cumhura karşı yapılmıştır” diye konuştu.

YENİ MODEL REJİMİ DAHA DA GÜÇLENDİRECEK

16 Nisan’da yapılacak olan referandumdan çıkacak ‘Evet’ oylarıyla birlikte hayata geçirilecek olan yeni modelin, Türkiye’de sistemi değiştirmenin aksine, rejimi daha da güçlendireceğini vurgulayan Çelik, “Bizim, seçimin olduğu gün hükümetin belirlendiği bir modele geçmemiz, iş dünyasının önünü görmesi çok önemli. Hükümetin kurulmasında sokaktaki vatandaşımız, halkımız, milletimiz ne kadar etkili olmuşsa demokrasimiz de o kadar güçlü olmuştur” dedi.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ ÇOK DAHA AYDINLIK

Ömer Çelik, konuşmasını da şöyle tamamladı; “Yeni modelle millet iradesi daha da güçlenecek, cumhur daha da güçlenecek, cumhuriyet daha da güçlenecek. Türkiye’nin gerçek sahibi aziz milletimiz yani sizlersiniz. Sizin üzerinizde bir yetki ya da hiyerarşik bir yapı yok. Millet ne derse odur. Egemenliğin millete ait olması yetmez, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması lazım. Dünyayı ve Türkiye’yi görüyoruz. Yapılan kara propagandalar sizi karamsarlığa sürüklemesin. Hiç korkmayın. Türkiye’nin geleceği çok daha aydınlık.”

KAYNAK : AKŞAM GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ