Bakan Çelik: Almanya, adeta ‘Hayır’ kampanyası yapıyor

Almanya’nın bu kararıyla adeta ‘hayır’ kampanyası başlattığını ifade eden Bakan Çelik, ‘ Vatandaşlarımızla Türk bakanların oradaki buluşmasını engelleyerek aslında Türkiye’nin içişlerine karışmış oluyorlar’ dedi.

Bakan Çelik: Almanya, adeta ‘Hayır’ kampanyası yapıyor

Çelik, İzmir Valiliğini ziyaretinde, Türkiye’nin kendi demokratik kapasitesine yakışır şekilde referandum sürecinin devam ettiğini, kampanyaların başladığını belirtti.

Sandığa gitmeyi, siyasi kararlar oluştururken halkın iradesine başvurmayı çok önemseyen bir siyasi kadro olduklarını ifade eden Çelik, “Her zaman söylediğimiz şudur, devlet yönetiminde vatandaşların özne olması bizim siyaset anlayışımızın esasını oluşturur.” dedi.

Vatandaşın karar vermesini ve yönetmesini istediklerini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:

“Egemenliğin sadece millete ait olması yetmiyor, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması gerekiyor. Çünkü geçmişte de gördük ki ‘Egemenlik millete aittir’ şeklinde seçimler yapılsa, çeşitli şekillerde siyasi iktidarlar seçim yoluyla oluşturulmaya çalışılsa bile birtakım vesayet odakları sistem içindeki fay kırıklarından hareket ederek, sistem içindeki çeşitli vesayet ilişkilerini ortaya çıkararak ya da bugünün modern dünyasına, modern siyaset ilişkilerine hitap etmeyecek birtakım düzenlemelerden yola çıkarak Türkiye’deki siyaseti kilitlemeyi, küçültmeyi, siyaset alanını daraltmayı başarmışlardır.”

Türkiye’nin aslında siyaset gündeminin, “vatandaşın Türkiye’yi yönetme hakkı ve yetkisinin sürekli genişletilmesi” olduğuna işaret eden Bakan Çelik, “Türkiye’deki siyasi reformlar vatandaşlarımızın Türkiye’yi yönetme hakkını ve Türkiye’yi yönetme yetkisini genişlettikçe bizim ekonomimiz büyümüştür refahımız artmıştır, dış dünyadaki sözümüzün gücü artmıştır. Dolayısıyla vatandaşımızın ülkeyi yönetmede yetkisinin artması demek Türkiye’de demokrasinin büyümesi demektir. Bu aynı zamanda ekonominin, refahın büyümesi demektir. Aynı zamanda Türkiye’nin dış dünyadaki sesinin daha fazla çıkması demektir.” dedi.

Geçmişte konuyla ilgili çok sıkıntı yaşadıklarını ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sadece Cumhuriyet dönemi açısından değil. Belki de daha uzun bir perspektifle baktığınızda karşı karşıya kaldığımız en büyük saldırılardan birisi 15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün yaptığı saldırıydı ve buna karşı yurdun her yanında kahramanca mücadele verildi. Burada güzel İzmir’de de Kurtuluş Savaşı’na, Milli Mücadele’ye yakışan bir mücadele gösterildi. İzmir, milli iradeyi korumak, demokrasiyi korumak ve Fetullahçı Terör Örgütü’ne ve diğer tüm terör örgütlerine karşı topyekün bir dayanışma göstermek için her kesimden vatandaşlarımızın ortak bir ruhla buluştuğu davranış sergiledi. Bu da güzel İzmir’e, İzmir’in sosyolojisine, tarihine yakışan bir şeydi.”

Türkiye’nin 16 Nisan’dan sonra doğrudan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçeceğini kaydeden Çelik, “Bundan sonra vatandaşın doğrudan iradesi ile gerçekleşecek millet hükümeti sisteminin, doğrudan hesap vereceği yer de doğrudan millet olacak. TBMM, asli mecrasına oturacak. Artık biz sistem içinden kaynaklanan krizleri çözmekle yani negatif tutumları gidermeye çalışmakla değil Türkiye’nin pozitif ajandasını büyütmekle, Türkiye’nin refahını büyütmekle, vatandaşın verdiği talimatların yerine getirilmesi hususundaki politikaları büyütmekle uğraşacağız.” diye konuştu.

Bozdağ’ın Almanya’da etkinliğe katılmasının engellenmesiyle ilgili soru üzerine Çelik, demokratik değerler konusunda en çok sesi çıkan ülkelerin eylemlerinin de tutarlı olmasının gerektiğini ifade etti.

Vatandaşlarla buluşma ve toplantı hakkının engellenmesinin demokratik hakların engellenmesi anlamına geldiğini dile getiren Çelik, son zamanlarda İslamofobik bir şekilde Türkiye karşıtlığı üzerinden değerlendirmelerin yoğunluk kazandığına işaret etti.

Geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da bir toplantıya telekonferansla katılmasının yargı kararıyla engellendiğini hatırlatan Çelik, “Kandil’deki PKK sözde yöneticilerinden biri ise telekonferansla bir toplantıya katılabildi. Türkiye’de DAEŞ saldırısı olduğu zaman Almanya’daki binalara Türk bayrağı asılıyor ancak terör örgütü PKK saldırısı olduğu zaman bu yapılmıyor.” diye konuştu.

“Bu yaptıkları duvar örmektir”

Almanya’da terör örgütleri PKK ve FETÖ mensupları serbestçe faaliyet gösterirken Türkiye Cumhuriyeti bakanlarının katılacağı vatandaşlarla buluşma toplantılarının engellenmesinin son derece yanlış bir tutum olduğunu kaydeden Çelik, şöyle konuştu:

“Bu Avrupa için bir felaket. Avrupa’nın tarihinde Berlin Duvarı’nın yıkılması bir dönüm noktasıdır. Şimdi aşırı sağcılar, ırkçılar, faşistler üzerinden Avrupa’da yeni Berlin duvarları oluşturuyoruz. Türkiye karşıtlığı, bu kesimlerin İslamofobik, antisemitik yaklaşımlarını yükseltiyor. Unutmasınlar ki bunun arkasında demokrasiye hukuk devletine düşman avrofobik, Avrupa düşmanı yaklaşımlar da vardır.

Bu yaptıkları duvar örmektir ama bu duvarın bize zararı olmaz kendi demokrasilerine zarar verirler. Bununla kendilerinin yüzleşmeleri gerekir. Temel değerleri hatırlatıyoruz. Bu yaptığınız demokratik haklara sığmaz. ‘Türkiye’deki sorunlar taşınmasın’ diyerek olmayan bir şeyin hassasiyetini sürekli ortaya koyuyorlar. Ama yaptıkları şey şudur, Türkiye Cumhuriyeti bakanlarının siyasilerin oraya gitmesini engelleyerek aslında onlar da Türkiye’nin iç siyasetine yönelik bir kampanya yapmış oluyorlar. Burada sevindirici olan şudur: Gerek iktidar partisi olarak bizim, gerekse muhalefet partisindeki arkadaşların topyekün bu haksızlığa ses çıkarmasıdır. Avrupa’daki dostlarımızın bunu iyi okuması gerekir.”

Çelik, bunun bir yerel yönetim uygulaması olmadığını bildiklerini, bir an evvel bu yanlıştan dönülmesini temenni ettiklerini kaydetti.

“Sınavı geçemiyorlar”

Türkiye’nin göçmenlere kapılarını açarak demokratik rüştünü ispat ettiğini hatırlatan Çelik, Avrupa’nın ise bu sınavı geçemediğini dile getirdi.

Şimdi başka bir sınavın önlerinde olduğuna işaret eden Çelik, şöyle konuştu:

“Türkiye’de yaşayan Alman vatandaşlarına yönelik faaliyet yapmak istiyorlarsa, toplantı hakkı, demokratik haklar çerçevesinde bizim kapılarımız bütün Alman siyasetçilere, hükümet üyelerine açıktır. Buyursunlar gelsinler yapsınlar, bu tip engellerle karşılaşmayacaklar. Hatta bu bir demokratik hak olduğu için teşvikle karşılaşacaklardır. Ama kendilerinin yaptığı yine sınavı geçememektir. Demokratik değerler konusunda en çok sesi çıkan ülkelerin, demokratik değerlere sahip çıkma konusunda da eylemlerinin tutarlı olması gerekir. Toplantı ve gösteri hakkı demokratik haktır. Dolayısıyla vatandaşlarımızın, vatandaşlarımızla buluşmamız şeklindeki Avrupa Birliği’nin ilkeleriyle, Avrupa Konseyinin prensipleriyle uyumlu bir şekilde teminat altına alınmış toplantı hakkının engellenmesi, demokratik bir hakkın engellenmesi anlamına gelir.”

AP’deki kadın erkek eşitliği tartışması

Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda Polonyalı üye Janusz Korwin-Mikke’nin kadın erkek ayrımcılığına ilişkin açıklamalarını da değerlendiren Çelik, “Bir demokrasi ve insan hakları okulu olarak görülen AP’de son dönemde garip şeyler olmaya başladı. Darbe girişimi sonrası Türkiye parlamentosuyla dayanışma içinde olması beklenirken tam tersi tutum içine giren AP’de nefret suçu sayılabilecek görüşler ortaya çıkmaya başladı.” değerlendirmesinde bulundu. Çelik, şunları kaydetti:

“Çok deneyimli bir parlamento üyesi, ‘kadınlar zayıf olduğu için daha az ücret almalılar, çünkü daha az üretiyorlar’ gibi bana göre doğrudan nefret suçu sayılabilecek, cinsiyetçilik yapan bir açıklama yapıyor. Daha da vahimi şu, ona verilebilecek ceza konusunda ‘kınama’, ‘oturumlara katılmama’ şeklinde bir yaklaşım ürettiklerini görüyoruz.

AP’nin maalesef demokrasi, insan hakları, cinsiyet eşitliği gibi değerlerden ne kadar uzak bir duruma düştüğünü gösteren bir şey. Türkiye ve başka ülkelerle ilgili sesleri yüksek çıkarken kendi mahallelerini ihmal etmişler, orada ciddi demokratik değerlerle ilgili sorunlar var. Bence basit bir şekilde geçiştirilmeyecek bir şey, ağır bir nefret suçu. O parlamentere ciddi bir ceza verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Le Pen’in açıklamaları

Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe Lideri ve cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen’in, Brexit benzeri bir uygulamayla Fransa’nın AB’den çıkması gerektiği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Çelik, Le Pen gibi Avrupa değerlerine düşmanlık yapanların yükselişte olduğunu, 3-5 yıl öncesine kadar marjinal olan grupların artık birinci ya da ikinci parti olmaya oynadığına dikkat çekti.

Marjinal grupların artık ana akım siyasi hareketlerin yerine geçmeye başladığını, bunun da İslamofobik, ırkçı, antisemitik yaklaşımlara karşı çıkmak yerine idare etme anlayışından kaynaklandığını dile getiren Çelik, şu değerlendirmede bulundu:

“Onların demokratik değerlerini korumak bahanesiyle yaptıklarını söyledikleri şeyler, demokratik değerleri doğrudan merkezden tehdit eden aşırı sağ akımların yükselmesine sebebiyet verecek. Tarihin uzun bir döneminden bu yana Avrupalı olan Türkiye’den Avrupa’ya şu mesajı gönderiyoruz. Kendi politik uygulamalarınızla Avrupa’nın değerlerini tehdit ediyorsunuz. Bu hem ortak geleceğimiz hem demokrasinin geleceği, istikrar ve ortak refahımız için son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Almanya örneğinde olduğu gibi bu uygulamalardan bir an evvel vazgeçilmesini istiyoruz.”

Yunanistan’a kapıda vizenin kalkması

Yunanistan’a kapıda vize uygulamasının kaldırılmasıyla ilgili bir soru üzerine ise Çelik, Avrupa Komisyonu tarafından iptal edilen uygulamanın zor bir dönemden geçen Yunanistan için kötü bir gelişme olduğunu kaydetti.

Darbeci askerleri vermeme kararı, Kardak krizi gibi kararların Yunanistan’ın Türkiye’nin dostluğunu yanlış değerlendirdiğini gösterdiğini kaydeden Çelik, “Türkiye, ekonomik krizde onlara yardımcı olurken bizzat içinde bulundukları Avrupa mekanizmaları aynı desteği göstermiyor. Yunanistan’ın bunu iyi okuması gerekir. Türkiye’nin dostluğunun ne kadar kıymetli olduğunu farketmesi gerekir.” şeklinde konuştu.

Valilik ziyaretinin ardından Bakan Çelik, tarihi Kemeraltı Çarşısı’nı gezdi, vatandaşlarla sohbet etti, Kızlarağası Hanı’nda kahve içti.

KAYNAK : STAR GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ