Azer Şelte Erzincan Uluslararası film festivalini anlattı

Sinema ve dizi oyuncusu Azer Şelte Ağustos ayında yapılacak Erzincan Film Festivali’ni anlattı.

Azer Şelte Erzincan Uluslararası film festivalini anlattı

Sinema ve dizi oyuncusu Azer Şelte ile Ağustos ayındaki Erzincan Film Festivali’ni ve yeni projelerini konuştuk. Şelte, genç yönetmenlere “Oyunculuk eğitimi almalarını, Türkiye’de yönetmenlerin çoğunun oyunculuk gözünün eksik olduğunu” vurguladı

Öncelikle Erzincan’da uluslararası bir film festivali kimin fikriydi?

 

 

Aslında uzun süredir aklımda olan bir fikirdi. Çünkü Erzincan tarihiyle, kültürüyle, insanıyla bu festivale çok hazır bir şehir. Bu şehir, çok sayıda siyasetçi, sanatçı çıkarmış, çok sayıda şenliğe, festivale ev sahipliği yapmış, çok sayıda misafir ağırlamış. Doğunun çok gelişkin bir turizm merkezi ve benim memleketim. Ama bunları torpil olsun diye söylemedim tabi ki 🙂  Bu nedenlerle Erzincan’da bir film festivali yapmak, yani yedinci sanat dediğimiz ve dünyaya, toplumlara, yaşamlarımıza etkisi yadsınamaz olan sinema ile ilgili bir festivali Erzincanıma taşımamak olmazdı. Fakat ilk defa bu tip bir festivali Erzincan ile buluşturacaktık ve hem özel hem de az önce saydığım nedenlerden ötürü Erzincan’da festival yapmak çok iyi bir hazırlık gerektiriyordu, bunun için de fikirlerimin önce olgunlaşması sonra da çok iyi bir şekilde somuta dökülmesi lazımdı. Öncelikle festivalde de bizimle beraber olacak sanatçı dostum Başar Alemdar ile fikrimi paylaştım ve pratiğe geçme yolunda adım atmaya başladık. Ardından  daha önceden Uluslararası Siirt ve Bingöl Kısa Film festivallerin yapımcılığını yapan, bu iki şehrimizde beraber çalıştığım dostum Baran Mayda  ile Erzincan’da uluslararası bir festival yapsak nasıl oluru konuştuk. Kendisi aynı zamanda film yapımcılığını da sürdürdüğü için programı çok yoğundu, ama çocukluğa varan arkadaşlık hatırımız ve yapmak istediklerimiz ortak bir payda da buluşunca sağ olsun beni kırmayarak Erzincan Kısa Film Festivali için girişimlere başladık. Bu şekilde aralıksız olarak bir senedir her günümüzü festival ve ihtiyaçları konusunda düşünerek geçirdik ve bu noktaya geldik. Tabii ki yalnızca bu işi biz, yani tek başımıza yapmadık. Erzincanımıza kültür-turizm alanında katkı sağlayacak her türlü faaliyetin önünü açan, ne zaman arasak desteklerini esirgemeyen Erzincan Milletvekilimiz Burhan Çakır’a ve Festivalimizin olgunlaşma  sürecinde  bizlere tüm gücüyle desteğini sunan, yanımızda olan İstanbul Milletvekilimiz Serkan Bayram’a Erzincan’a uluslararası boyutta böyle bir festival kazandıracak olmalarından ötürü  buradan teşekkürlerimi sunarım.  

Burada neyi hedeflediniz?

 

 

Bahsettiğim  festivallerin, yani Siirt, Bingöl festivallerinin ilk ortaya çıkış noktasında arkadaşım Baran Mayda’yı kutlamıştım. Çünkü sanatın her bireye, her eve dokunmasını sağlama fikri ile İstanbul’daki rahatını bozup şehir şehir gezme derdi taşıyordu. Bu fikirleri olgunlaştıran ve bizi bu çalışmalarımızda hedefe ilk adımı attıran, hiç yalnız bırakmayan Prof. Dr. Yasin Aktay hocamızın da katkılarıyla sinema sanatını, oyunculuk sanatını, yönetmenlik sanatını herkese ulaştırma yolculuğuna çıkmış bulunduk. Tam bu noktada şunu da belirtmem gerekir ki bizim festivallerimiz sadece özel davetlilerden oluşan film festivalleri değil. Atölyelerin, seminerlerin söyleşilerin olduğu, öğrencilerin ve halkın katılım gösterdiği, buralarda beraber ürettiği, beraber çoğalttığı festivaller. Çok sesli, çok kültürlü. İnsanları tanımadıkları bir konuda suçlama, küçük görme refleksinin yerine, onları sanatla tanıştırmak, en azından bunu hedeflemek daha akılcı galiba 🙂 Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü her festivalden sonra çok güzel yorumlar,  çok güzel hatıralar biriktiriyoruz. 

Festivallerin bir şehre katkısı sizce nedir?

İnsanı diğer canlılardan ayıran sadece düşünmesi, konuşması ya da emek üretmesi değil. Bunların yanında gelen en önemli diğer olgu da güzellik yasasına göre üretiyor olması. Bir şehrin ya da toplumun güzelliği bilim, sanat ve felsefe ile beraber gelişir. Toplum bunlarla güzelleşir. Buna ister ruh güzelleşmesi deyin, ister kültür güzelleşmesi deyin, isterseniz de medeniyet deyin. Burada ki iki kavrama birazdan ayrıca değineceğim. Ama bu üç olgudan biri olmazsa diğeri de olmaz. Dolayısıyla aslında ikinci soruda eksik kalan cevabı da burada tamamlayayım. Her Şeyden önce sanatın, estetik bir bilinç olarak aklın tümelliklerinde sadece dünyayı anlamaya yönelik bir gayesi yoktur. Sanat da tüm gücüyle değişir ve değiştirir. Yani temelde değişimi hedefler. Toplumların değişimi için tezlerde değişkenlik gösterse de, bazen bireysel değişimler toplumsal değişimlere, bazen de toplumsal değişimler bireysel değişimlere yol açar. Kültür bir birikimdir, medeniyet ise her şeye rağmen bir arada yaşayabilmedir. Biz kültürleri medeniyete değiştirmeliyiz. Son dönemde sanat ve spor alanında müthiş gelişimler gösterdik. Ama bunları bir araya getirirsek asıl amaca ulaşırız. İşte o zaman şehirlerimiz, yalnızca kültür şehri olmaktan çıkıp medeniyet şehrine ulaşır. Bu yüzden ben şahsım adıma bu tip faaliyetleri çok önemsiyorum. 

Erzincan misal bir altın portakala dönüşür mü?

İlk soruda söylediğim gibi Erzincan buna çok hazır bir şehir. Geleneksel Doğa Sporları Festivali, Kemaliye Kültür Festivali , Bal Festivali, Üzüm Festivali, Yayla Şenlikleri ve aklıma gelmeyen daha bir çok festival ve şenliğe ev sahipliği yapıyor. Kültürel birikim olarak bu tarz faaliyetlere çok açık ve hazır. Bunun sinema ayağı için de ilk adımı biz attık. Öncelikle mevcut birikime katkıda bulunup sonra çoğaltarak, her yıl daha iyisini mutlaka şehrimize ve ülkemize kazandırmamız gerekir. Altın Portakal’a dönüşmesi gerekir mi? Bence gerekmez . Bu festivallerin hepsi ülkemize ait. Bizi bir yapan her şehrimizin kendine has güzellikleri. Erzincan festivali, Altın Portakal’a dönüşmeden kendi dokusunda, kendi tadında uluslararası bir boyutta çok önemli bir festivale dönüşecektir.

Bundan sonra planladığınız bir proje var mı?

Festival hazırlık süreci devam ederken bir yandan da yine Kültür Bakanlığı destekli çekimleri Antalya’da gerçeklesen Mendilim Kekik Kokuyor adlı sinema filminde oynadım. Muhtemelen Mart ayında vizyonda olacak. Kültür Bakanlığı’nın bu gibi projelere verdiği destekler çok önemli. Bunu da ayrıca kutlamak gerekiyor. Yine Erzincan’a ait bir belgesel projemiz var. Bunun yanında  tiyatro oyunu projemiz var. Şu an hali hazırda prova halindeyiz. Bu oyunu yine İstanbul dışı illerimizde  oynayacağız. Umarım ki herkes severek izleyecektir.

Kendinizde bir oyuncu olarak genç sinemacılara tavsiyeniz nelerdir? 

Oyunculuk öğrensinler . Şaka yapmıyorum. Türkiye’de yönetmenlerin çoğunun oyunculuk gözü eksik. Bu yüzden sahne kurgulayamıyorlar. Oyunculuk gözü için oyuncu olmaya da gerek yok. Çünkü çoğu kaliteli oyuncununda oyunculuk gözü yok . Oyuncu gözü yaşamın içinde gelişir. Yaşamı bilerek gelişir . Toplum içinde kalarak gelişir. Al Pacino ben Güney Bronx luyum, korumaya ihtiyacım yok der. Bizde bu kusur gibi görülür. Oysa o onun gerçeğidir. Sınırları aşmalısın denir. Sınırlar aşılamıyorsa, bu da sınırın aşılmadığı gerçeğidir,  sen de o zaman o çizgideki gerçeği oynarsın. Yönetmen, karakter eksenleri çizerken toplumsal ve bireysel her gerçeği iyi analiz etmeli, bilmeli, empati yeteneği çok gelişkin olmalıdır. Günde oturup on film de izlese bunlar gelişmediyse oyuncu gözü gelişmez ve hikaye kuramaz. Ben genelde festivallere gitmelerini, tiyatro seyretmelerini, kitap okumalarını tavsiye ederim ama bunlardan çok daha önemlisi yaptıkları tüm edebi ya da sanatsal faaliyetlerin yaşamda bir estetik çizgiyle örtüşmesidir. Estetik sanıldığı gibi tek bir anlamı olan kavram değildir. Varoş bir mahallede duvara yazılmış Müslüm Gürses sözü ile çok daha farklı bir yerde duvara çizilmiş 3 boyutlu resim aynı gerçekliğin farklı estetik bakışları olabilir. Biri diğerinden üstün demek de değildir bu. Yani her şey aslında gerçeği iyi gözlem ile başlar. Unutmasınlar ki ütopik fikirleri ortaya atmış tüm filozoflar gerçeği çok iyi analiz etmişlerdir. 

Röpörtaj için çok teşekkür ederim. Buradan da sizin aracılığınızla 26-30 Ağustos tarihleri arasında düzenleyeceğimiz Uluslararası Erzincan Kısa Film Festivali’ne tüm halkımızı davet ediyorum.

 

KAYNAK : Haber7

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ