‘Ateş çemberine seyirci kalmadık’

Türkiye’nin 15 Temmuz sonrası beka mücadelesi verdiğini ifade eden MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, “MHP, ülkemizin iç ve dış tehditler bir taraftan, sayısız terör örgütünün hain saldırıları diğer taraftan, ateş çemberine alınmasına seyirci kalmadı” dedi.

‘Ateş çemberine seyirci kalmadık’

Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu, MHP’nin ‘Evet’ kararı, değişiklik yapılan maddelerin detayları, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ve terörle mücadele konularında Yeni Şafak’a özel açıklamalarda bulundu.

Evet demenizin sizce temel sebebi nedir?
MHP 1969’dan beri her dönemde olduğu gibi seyirci kalan değil inisiyatif alan, kısır çekişmeler yapan değil çözüm üreten, ateşe körükle giden değil yangını söndüren ve siyasi hesap yapan değil bu vatan benimdir diyen taraf olmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi, 15 Temmuz sonrası beka mücadelesi veren ülkemizin iç ve dış tehditler bir taraftan, sayısız terör örgütünün hain saldırıları diğer taraftan ateş çemberine alınmasına da seyirci kalmadı ve tarihi bir sorumluluk üstlendi.
MHP’nin tutumu iç ve dış güvenlik sorunlarının gittikçe ağırlaşması açısından çok önemliydi. Siz herşeyden önce bir vatandaş olarak bu durumu nasıl değerlendirdiniz?
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 11 Ekim 2016’da tarihi uyarılar ve tespitlerde bulundu. Türkiye’deki sistem tartışmalarının siyaseti tıkayabileceğine dikkat çekerek, bu durumun rejim krizine dönüşebileceğine işaret etmişti. Liderimiz, bu dönemde iç ve dış güvenlik sorunlarının gittikçe ağırlaşmakta olduğunu belirtti. Türkiye’yi içine alan husumet çemberinin giderek daraldığına dikkat çekti ve kuşatmanın kırılması gerektiğini, ülkemizin huzuruna ve güvenliğine kast eden risk ve tehditleri ortadan kaldırmanın hepimizin temel önceliği olması gerektiğini anlattı.
MHP’nin anayasa tavrı bazı kesimlerce eleştirildi. Siz bu eleştirileri nasıl değerlendirdiniz?
MHP, milli birlik ve beraberliğimizin titizlikle korunması gereken bir dönemde olduğumuzun farkında. Genel Başkanımız Bahçeli, kemikleşmiş ön yargılar ve kısır çekişmelerin bir kenara bırakılması gerektiğini söyledi. Biz de, siyasi gündemde kronik çekişme ve çatışma konusu olarak duran temel sorunları bu anlayışla ele almalıyız ve ülkemizin önünü açarak geleceğini planlamalıyız.
Sizce FETÖ-PKK-DEAŞ-DHKP-C gibi terör örgütleri ile mücadelede hangi aşamaya gelindi?
Milliyetçi Hareket Partisi terörle mücadele konusunda her türlü desteği vermiştir, vermeye de devam edecektir. Terörizmi akıttığı kanda boğmak, bu alçakları bataklıklarına gömmek bizim namus borcumuzdur. Terörle mücadele siyaset üstü bir meseledir. Milletimizin her ferdi ve her siyasi parti temsilcisi bu hususta aynı refleksi göstermelidir, birlik ve beraberlik içinde hareket etmelidir.

Hükümet sistemi hukuk eksenli olacak

Yeni anayasa niçin gerekli?

Sayın Bahçeli, milli ve demokratik nitelikte bir anayasanın mümkün olabildiğince geniş bir uzlaşmaya dayanmasını, genel sınırlama hükümlerinden daha çok genel koruma hükümlerine yer verilmesini, kuvvetler ayrılığı ilkesini, demokratik hukuk devletinin hayatiyet kaynağı ve yaşam sigortası olarak gördüğümüz devletin üç temel fonksiyonu olan yasama, yürütme ve yargının görev ve yetkilerinin dengelenmesi ve icra edilmesini sağlayacak bir anayasanın zaruri olduğunu beyan etmişti.İşte liderimizin bu tarihi çağrısına uymak, her birimizin görevi. Yeni anayasa ile Türk Milleti bir uzlaşma metnine kavuşacaktır. Tartışılan hükümet sistemi hukuk eksenine çekilecektir. Kısır siyasi çekişmeler bitecek, ülkemizin önü açılacaktır.
Değişikliğin Türkiye’ye nasıl etkileri olacak?
Ülkemizde iç ve dış güvenlik sorunları gittikçe ağırlaşmaktadır. Ülkemizin önünü açmak ve geleceğimizi planlamak durumundayız. Bu sebeple siyasi gündemde kronik çekişme ve çatışma konusu olarak duran sorunları ele almak zorundayız. İşte bunların en önemlisi ülkemizi uzun zamandır meşgul eden yeni anayasa kapsamında derinleşen hükümet sistemi tartışmaları siyaseti tıkarsa rejim krizine dönüşür. Milletimizin bir uzlaşma metnine ihtiyacı var. Yeni anayasa bir uzlaşma metni niteliğindedir.
MHP’nin görüşmeler sırasındaki önceliği tam olarak neydi?
Anayasa, devlet-millet ilişkilerini demokratik ölçülere göre düzenleyen, birlikte yaşamanın asgari kurallarını koyan ve dengeleyen kapsayıcı bir toplum sözleşmesidir. Anayasa değişikliğini bütün siyasi partiler seçim vaadi olarak milletimize sunmaktadır. Daha önce üzerinde uzlaşılan 60 maddelik değişiklik de dikkate alındığında yeni anayasa metniyle önemli ve kayda değer bir aşamaya gelinmiştir. MHP millet yararına olduktan sonra her zaman her zeminde uzlaşmadan ve konuşmadan yanadır.
Partinizin 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde gösterdiği dik duruş ve devam eden birlik beraberlik çağrısını nasıl yorumluyorsunuz?
Bu çağrı MHP’nin önce vatanım ve milletim sonra partim ve ben ilkesine uygun çizgidedir. 15 Temmuz gecesini hepimiz yaşadık. Var oluş ile yok oluş arasındaki incecik çizgiyi hep birlikte hissettik. İşte milli birlik ve beraberlik ruhu Türk milletinin bu zorlu süreci atlatmasına zemin oluşturmuştur. Vatanını-milletini seven her Türk evladının da bu çizgide olduğunu düşünüyorum. Bu doğrultuda tüm Türkiye’de “Bu ülke için bir yeminimiz var, vazgeçilmez! Vatan için EVET, millet için EVET, cumhuriyet için EVET, Türklüğün bekası için EVET!” diyeceğiz.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ