Aslansınız!

Cenevre’den dönen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ayağının tozuyla anayasa değişiklik teklifi oylamaları için Meclis’e geldi.

Aslansınız!

Teklifin 10. maddesi için oyunu kullanan Çavuşoğlu, Genel Kurul Salonu’ndan ayrıldıktan sonra Meclis koridorlarında, anlaşma olursa Başbakan Yıldırım ile birlikte Cenevre’ye gitmek üzere valizleri hazır bekleyen Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ile karşılaştı. Meclis koridorundaki Çavuşoğlu-Türkeş karşılaşmasına Kıbrıs esprileri damga vurdu. Bakan Çavuşoğlu, Türkeş’e “Garantörlükten vazgeçmedik” deyince, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş de “Aslansınız!” karşılığını verdi. Yeni Şafak’ın şahit olduğu o esprili buluşma, fotoğraf karesine böyle yansıdı. Müzakerelere ilişkin Türkeş, 5’li zirveye tüm tarafların hazır halde gelmesi gerektiğini, ancak Rum tarafında bunu göremediklerini, görüşmelerde hâlâ hiçbir maddede bir sonuca ulaşılmadığını vurguladı. Türkeş, Yunanistan tarafının da çözüm istemediğini söyledi. Rum tarafının toprak talepleri karşısında Türkeş, “Ben de şimdi şurayı burayı istiyorum diyeyim. İstemekle oluyor mu” yorumunu yaptı.

İşgal haritası

Rum tarafı sunduğu haritada, Kıbrıs’ın su ve enerji hatlarını, ticaret yollarını, verimli tarım arazilerini Rum topraklarına kattı. KKTC’nin hazırladığı haritaya dair henüz herhangi bir kulis sızmazken, Yunan tarafı kendi haritalarını sızdırarak nabız yokladı. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, haritalar için, “Bunu kabul edecek bir tek Kıbrıslı Türk çıkmaz” ifadesini kullandı. Haritalarda Maraş bölgesini çantada keklik gören Rum tarafı sahillerde aslan payını, Güzelyurt’un tamamını, Değirmenlik, Paşaköy, Vadili, Akdoğan ve Türkmenköyü bölgelerini, ayrıca Ada’nın kuzeydoğu ucundaki Karpaz’ın bir bölümünü işgal etmek istiyor. BM’nin çelik kasasında emanette bulunan haritalara ilişkin kulislere yansıyan iddialara göre Türk tarafı, yüzde 36.6’sını kontrol ettiği Ada’da bu oranın yüzde 29.2’ye kadar düşürülmesine sıcak bakıyor. Rum tarafı ise bu oranı yüzde 28’lere kadar çekmek istiyor. Rum tarafının dayattığı işgal haritasında Kuzey Kıbrıs’ın turizm bölgeleri, limanları, su hatları ile olası enerji hatları Güney Kıbrıs yönetiminde gösteriliyor. Yine Kıbrıs’ın narenciye ihtiyacının yüzde 90’ını karşılayan Güzelyurt’un tamamını isteyen Rumlar, ekonomik ve ticari olarak Ada’nın hakimi olma hayalini Cenevre’de sunduğu haritalarla tescillemiş oldu.Çöpe atGüney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, müzakere masasına daha önce ‘hayır’ dedikleri Annan Planı’nı bile geride bırakan önerilerle geldiği belirtiliyor. Türk tarafının azınlık durumuna düşürülmesi amaçlanan teklife karşı itirazlarda da AB’nin hak garantilerine sığınılıyor. KKTC, ‘tecritten arındırılmış, eşit haklara sahip AB vatandaşları olarak Ada’da birarada yaşamayı’ isterken, Rum tarafı Ada’daki nüfus oranına göre her bir Türk varlığı ve her bir metrekare Türk toprağına karşı 4 kat fazla varlık istiyor. TÜRKLERİ ‘AZINLIK’ GÖRÜYORLARHem sahil kesimlerinden aslan payı talep eden Rumlar, bununla da yetinmeyip 4’te 1 nüfus kriteri dayatmasında bulunuyor. Türk tarafı, “iki kurucu devletin olduğu bir Birleşik Kıbrıs, eşit temsil ve dönüşümlü devlet başkanlığı’ önerirken Rum tarafı ise kendisini tek devlet, Türk varlığını ise azınlık olarak görmeyi tercih ediyor. Garantörlük konusunda da AB üyeliğinden de faydalanarak Ada’daki Yunan ve İngiliz askeri varlığından hiç konu açmayıp Türk askerinin çıkarılmasını dayatıyor. Türk tarafı Rumların tüm bu talepleri için net olarak tek bir yanıt veriyor: “Kabul edilemez.”


Çok şanslıyım

9. Büyükelçiler Toplantısı’nda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kendisinin çok şanslı bir bakan olduğunu belirterek, “Dünyanın en kaliteli, en yetenekli, birikimli, vizyoner diplomatlarıyla çalışıyorum. Bunu samimi söylüyorum. Dolayısıyla arkadaşlarımızla gurur duyuyorum” dedi.

Hem yalancı hem küstah

Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini ve Türkiye garantörlüğünün Avrupa Birliği’ne devrini isteyen Yunanistan’ın dayatmaları nedeniyle akamete uğrayan Cenevre görüşmeleri 18 Ocak’ta yeniden başlayacak. Müsteşar ve yardımcıları düzeyinde devam edecek Kıbrıs konferansında Atina, sözkonusu tavrında ısrar ederse görüşmelerde bir ilerleme sağlanması mümkün görünmüyor. Kapalı Maraş bölgesiyle birlikte Güzelyurt’u da isteyen Rum Yönetimi’nin, Ada’nın yüzde 36.6’sını kontrol eden Türk tarafının bu oranı yüzde 28’lere kadar çekmesini istemesi de ayrı bir kriz konusu. Bu arada iplerin ‘şimdilik’ koptuğu 12 Ocak toplantısının ayrıntılarına Yeni Şafak ulaştı. Dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıda herhangi bir aşama kaydedilemezken, müzakerelere başta AB olmak üzere Rum tarafı ve Yunanistan’ın ayak oyunları damgasını vurdu. FİNAL OTURUMU 6 SAAT SÜRDÜEdinilen bilgiye göre, sabahki ilk oturumda tüm taraflar kendi pozisyonlarını açıkladı. İki tarafın hazırladığı haritalar BM kasasında kilit altına alındı. Sabahki toplantıya garantör ülkelerin dışişleri bakanları da katıldı. Ardından akşama kadar alt seviyede toplantılar sürdü. Akşam saatlerinde final oturumu için bakanlar tekrar müzakere masasına döndü. Final oturumu yaklaşık 6 saat sürdü. Oturuma 2 kez ara verildi. ATİNA İNGİLİZLERİ BİLE ŞAŞIRTTI Türkiye ve KKTC’nin son derece rahat tavırlar sergilediği müzakere masasında Rum tarafı ile Yunanlılar hayli gergindi. Final oturumunda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ‘teknik ekiplerin çalışmaya ne zaman başlayabileceklerini’ sordu. Türkiye ekibi, “Hemen yarın sabah başlarız” derken, KKTC “Bizim için de uygun” diye destekledi. Ancak Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafı beklenmedik bir şekilde, “Bizim için uygun değil. Biz hazırlıklı değiliz” diyerek 10 günlük hazırlık süresi istedi. Yunanistan ve Rum kesiminin bu şaşırtıcı süre talebi karşısında Guterres, “10 günlük süre çok. Hazırlanabileceğiniz en erken süreyi söyleyin” derken, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson da “10 gün neyin hazırlığı?” diye tepki gösterdi. Yunan ve Rumlara, garantörler toplantısına zaten hazırlıklı olarak gelineceğinin kararlaştırıldığı hatırlatıldı. Tepkiler üzerine Yunan heyet, 10 gün değil 6 günde karar kılarak ’18 Ocak’ tarihini verdi ve bu tarihte karar kılındı. AB BU MASADA OLAMAZ!Kıbrıs Konferansı, Türkiye, KKTC, Yunanistan, GKRY ve İngiltere’nin katılımıyla 5’li zirve şeklinde planlanmıştı. AB temsilcileri de ‘gözlemci’ sıfatıyla Cenevre’de hazır bulundu. Süreci kilitlemek için türlü yönteme başvuran Atina ve Rum kesimi, müzakere masasında bu kez AB’nin de ‘müzakereci’ sıfatıyla yeralmasını teklif etti. Yunanistan ise 5’li konferansın ‘5+1’ şeklinde yeniden formüle edilmesini istedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu taleplere tepkisi masaya damga vurdu. Çavuşoğlu, “Bu masanın etrafında 5 ülke var. Rum tarafı ve Yunanistan, ikiniz AB üyesisiniz. Türkiye ve KKTC olarak biz iki ülke de AB üyesi değiliz. Masadaki bir diğer ülke de (İngiltere) kendi isteğiyle AB’den ayrılıyor zaten. Dolayısıyla Avrupa Birliği’nin bu masada olması için bir neden yok. Bu masada kimlerin olacağı anlaşması çok önceden yapıldı. AB gözlemci olarak isterse gelir bir başka odada oturabilir. Ama masada olamaz” dedi. PARAYLA TEHDİT ETMEYİN! Bakan Çavuşoğlu’nun AB’nin masada olamayacağına yönelik sözleri üzerine AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile Çavuşoğlu arasında ‘AB parası’ tartışması yaşandı. Juncker, “Para lazım olunca bizi hatırlarsınız. AB sadece para konularında mı masada olacak?” deyince Çavuşoğlu’ndan tokat gibi bir cevap aldı: “Sayın Juncker sözlerine dikkat etsin. AB bizi parayla tehdit edemez. Eğer söz paradan açılacaksa, o zaman ben de Suriyelilerden lafı açayım. 3 milyar Avro vereceklerdi Suriyeliler için, doğru düzgün onu bile veremediler. Çok az bir miktarı geldi. AB bizi parayla tehdit edemez. Herkes kullandığı cümlelere dikkat etsin!”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ