Asıl darbe batık firmalar olurdu

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 250 milyar liralık KGF kredisi ve 10,8 milyar liralık KOSGEB kredilerinin piyasayı ayakta tuttuğunu belirtti. Canikli, “Krediler o kadar etkili kullanıldı ki hiçbir firma piyasadan çekilmedi. Hepsi kurtarıldı. Firmalar batsaydı esas darbe o olurdu” dedi.

Asıl darbe batık firmalar olurdu

Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 60’ıncı Genel Kurul Toplantısı dün İstanbul’da yapıldı. Toplantıya katılan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, reel sektörü verdikleri desteği anlattı. Canikli, ülkenin atlattığı son sıkıntılı dönemde ortaya koydukları performans ve reel sektöre verdikleri katkı için bankacılık sektörüne teşekkür etti. Geçmiş dönemlerde ekonomide çekilen sıkıntıları dile getiren Canikli, devlet eliyle verilen kredilerin piyasayı rahatlattığını vurguladı.

HER ŞOKLA KARŞILAŞTIK

Bankacılık sisteminin katı tutumunun yaptıkları görüşmeler ve iş birlikleriyle giderildiğini ifade eden Canikli, bu nedenle son 1,5 aylık dönemde bankalar tarafından yaklaşık 140 milyar liralık Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredi kullandırıldığının bilgisini verdi. Canikli, toplam 10,8 milyar lira olarak tahsis edilen faizsiz KOSGEB kredisinden de 6,3 milyar liranın 257 bin KOBİ tarafından kullanıldığını açıkladı. Bankaların gösterdiği bu intibakın kendilerini sevindirdiğini dile getiren Canikli, şunları kaydetti: “Krediler reel sektöre aktarılamamış olsaydı bugün belki 10 binlerce firmanın zincirleme sıkıntıyla karşı karşıya kalması tablosunu yaşayabilirdik. Son 10 aylık süre içerisinde olabilecek ne kadar kötü hadise, olumsuz şok varsa hepsiyle karşı karşıya kaldık. Bunlar sektörün aktörlerini etkiliyor. Ancak 250 milyar lira toplam hacimli KGF destekli kredi imkanı ve 10,8 milyar lira tutarındaki KOBİ’ler için dizayn edilen KOSGEB kaynaklı kredi desteği o kadar etkili kullanıldı ki hiçbir firma piyasadan çekilmedi. Hepsi kurtarıldı. Firmalar batsaydı esas darbe o olurdu.”

FAİZDE YARIŞ UYARISI

Başbakan Yardımcısı Canikli, şu anda bütün o büyük dalgaların ortadan kalktığını ve kalıcı bir zarar görmeden gemiyi güvenli limanlara demirlemiş vaziyette olduklarını söyledi. Çok kısa sürede faiz, enflasyon ve işsizlikte de düzelmeler olacağına işaret eden Canikli, bankacılık sektörünün faizi tek başına belirlemediğini ancak sektörün bunu olumlu ya da olumsuz anlamda etkileme kapasitesi de bulunduğunu ifade etti. Canikli, “Yetersiz olan tasarrufların elde edilmesi yarışı çoğu zaman aşırı rekabete kaçtı. Burada bir yanılgı söz konusu. Sınırlı olan tasarrufun elde edilme yarışı kaynak miktarını kesinlikle artırmaz, sadece onun maliyetini yükseltir. Dolayısıyla esas itibarıyla beklentimiz, bankacılık sektöründe faiz oranlarını da artıracak şekilde mevduatta böyle bir yarışın olmaması. Bu yarış nedeniyle mevduatta aslında rasyonel olmayan 1 ya da 2 puanlık artışlar aynı oranda elbette kredi faizlerine yansıyor” diye konuştu.

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın

YÜKSEK FAİZ BİZİM DE İŞİMİZE GELMEZ

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın ise faizlerle ilgili eleştirilere cevap verdi. Nominal faizlerin yüksek olduğunu belirten Aydın, “Reel faiz oranları ise geçmişe göre önemli ölçüde gerilemiştir. Faiz oranları bankalar tarafından değil, rekabet koşullarında piyasa tarafından belirlenmektedir. Bankaların en önemli kaynağını oluşturan mevduat faiz oranları düştükçe kredi faiz oranları da düşecektir. Bankacılık sektörü de daha düşük bir faiz ortamında çalışmak istemektedir. Yüksek kredi faiz oranları sağlıklı ve duyarlı işletmelerin kredi talebinin azalması, yatırımın düşmesi, büyümenin yavaşlaması anlamına gelir. Bu nedenle bankalar faiz oranlarının yükselmesinden çekinir, çünkü kredilerin zamanında ve eksiksiz dönmemesinden endişe ederler. Kredi faiz oranlarının kalıcı olarak düşmesi bizim de arzu ettiğimiz bir durum” dedi.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ