Antarktika’daki çalışmaların Türkiye için önemi nedir? Doç. Dr. Özsay açıkladı

Antarktika’da araştırma yapan Doç. Dr. Burcu Özsoy, “İklim değişikliğinin tüm dünyayla beraber bizi de etkiliyor. Bu araştırmaların neredeyse tamamı bize insanın çevreye etkisi ve küresel iklim değişikliğinin takibi konusunda fikirler verecek.Türkiye de değişen iklime uyum sağlamak ve gelecek projeksiyonlarını görerek buna uygun stratejiler geliştirmek üzere çalışmalar yapıyor.” dedi.

Antarktika’daki çalışmaların Türkiye için önemi nedir? Doç. Dr. Özsay açıkladı

Dünyanın önündeki en büyük tehditlerden bir tanesi küresel ısınma. Peki, küresel ısınma durdurmak için nasıl önlemler alabiliriz? Kutuptaki buzulların tamamı ne zaman erir? Kutuplar neden bu kadar hızla eriyor? Antarktika’da araştırma yapan Doç. Dr. Burcu Özsoy, tüm merak edilenleri aksam.com.tr’ye anlattı.   Aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’a konuşan Antarktika’da araştırma yapan Doç. Dr. Burcu Özsoy, 2100 yılına kadar buzulların tamamen eriyebileceğini vurguladı. Özsoy, “Karalar üzerindeki buzulların tamamının erimesinin ise deniz seviyesini küresel düzeyde 70 metre arttıracağı tahmin ediliyor. Temmuz ayı içerisinde sadece Grönland’da eriyen 197 milyar ton buzulun, deniz seviyesini 2 mm arttırdığı da başka bir tahmin.” ifadelerini kullandı.   Türk Bilim insanları Antarktika’da bilimsel çalışmalar yürütüyor. İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi’nde kuzey kutbunu incelediniz. Bölgede neler gözlemlediniz? Çalışmaların Türkiye için önemi nedir?   Türk bilim insanlarının 1967 yılından beri bireysel girişimlerle Antarktika’da (Güney Kutup bölgesi) çalışmalar sürdürmekte olduğunu biliyoruz. Ancak ulusal düzeyde yapılan ilk sefer 2017 yılında Cumhurbaşkanlığımız himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız uhdesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (PolReC) koordinasyonunda yapıldı. Bu tarihten beri de 3 ulusal sefer icra edilerek Türk bilim insanlarının Antarktika’da çalışmalar yapması sağlandı.   “KUZEY KUTBUNDA 880 DENİZ MİLİ KAYDETTİK”   Arktik (Kuzey Kutup bölgesi) bölgeye yapılan ilk sefer temmuz 2019’da icra edildi, yaklaşık bir ay süren ilk Türk Arktik Bilimsel Seferi (TASE) kapsamında 7 bilim insanı 14 bilimsel proje ile ilgili örneklemeler, gözlemler ve ölçümler yapmak üzere 880 deniz mili mesafe kaydetmiştir. Yapılan araştırmalara bakıldığında, mikro plastikten, planktonlara, organik kirleticilerden deniz buzlarına kadar geniş bir yelpaze görüyoruz. Bu araştırmaların neredeyse tamamı bize insanın çevreye etkisi ve küresel iklim değişikliğinin takibi konusunda fikirler verecek.   “TÜRKİYE DEĞİŞEN İKLİME UYUM SAĞLAMAK ADINA STRATEJİ GELİŞTİRİYOR”   Her ne kadar orta enlem ülkesi olsak da iklim değişikliğinin tüm dünyayla beraber bizi de etkilediğini görebiliyoruz. Bu değişikler tatlı su kaynaklarının ve tarım arazilerinin azalması, ekstrem hava olaylarının yaşanması gibi güncel hayatımızı ve geleceğimizi etkilemektedir.   Türkiye de değişen iklime uyum sağlamak ve gelecek projeksiyonlarını görerek buna uygun stratejiler geliştirmek üzere çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaları yapmak, tahmin edileceği gibi hem iklim şartları hem de coğrafi zorluklar sebebiyle büyük fedakârlıklar ve çabalar gerektiriyor. Bizler de bu bir aylık süreci, tamamen motive olarak, karşımıza çıkan engelleri tecrübe, bilgi ve çabayla aşarak başarıyla tamamladık.   “2100 YILINDA DENİZ BUZLARININ TAMAMEN ERİYECEĞİ TAHMİN EDİLİYOR”   İklim değişikliği dünyanın önündeki en büyük tehditlerden bir tanesi. Kutuplarda buzlar hızla eriyor, en son olarak Gröland’da temmuz ayında 197 milyar ton buz eridi. Bunların önüne nasıl geçebiliriz?   İklim değişikliği maalesef hepimizin artık evinde otururken bile hissedebildiği, görebildiği seviyelerde. Ancak bu değişikliklerden en çok etkilenen alanlar ise insan nüfusunun en az ve hatta 0 olduğu kutup bölgeleri. Son buzul çağından veri buzlarla kaplı olan kara parçaları ve yine Arktik Okyanusu ve Güney Okyanusunda oluşan deniz buzları, tıpkı birer ayna gibi güneşten gelen ışınları geri yansıtarak dünyanın ısı bütçesini dengelemekte, ayrıca büyük okyanus akıntı sisteminin çalışmasını ve iklimlerin oluşmasını sağlamakta.   “DENİZ SEVİYESİ KÜRESEL DÜZEYDE ARTACAK”   Son yıllarda erime hızı artan buzullar, denize karışarak deniz suyu seviyelerinde artışa sebep olmakta, deniz buzlarının erimesi ise daha fazla güneş ışınının soğrulmasına neden olmaktadır. 2100 yılına kadar deniz buzunun tamamen eriyeceği, tahminlerden, bilimsel modellerden bir tanesi. Karalar üzerindeki buzulların tamamının erimesinin ise deniz seviyesini küresel düzeyde 70 metre arttıracağı tahmin ediliyor. Temmuz ayı içerisinde sadece Grönland’da eriyen 197 milyar ton buzulun, deniz seviyesini 2 mm arttırdığı da başka bir tahmin.   “GERİ DÖNÜŞÜM FAALİYEYLERİ DESTEKLENMELİ”   Maalesef şu an için iklimi geri döndürecek bir teknolojimiz yok. Ancak bilim insanlarının çalışmaları var. Tabi ki her bireye düşen görevler de var. Enerji kaynaklarının verimli kullanılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha popülerleştirilmesi en temel görevimiz. Buna ek olarak özellikle ülkemizde de son dönemde yaygınlaşan geri dönüşüm faaliyetleri desteklenmeli.   “KUTUP BÖLGESİNDE FİZİKİ VARLIĞIMIZI SAĞLAMALIYIZ”   Peki, bölgedeki çalışmalara devam edecek misiniz? Hayata geçirmeye çalıştığınız yeni projeler var mı?   Dünyadaki tatlı suyun yaklaşık yüzde 70 Antarktika’da. Hidrokarbon rezervlerinin ise 1/4’ü Arktik’te. Türkiye olarak bilimsel çalışmalarımızı yürüttüğümüz kutup bölgelerinde sürekli olarak fiziki varlığımızı sağlamalıyız. Bu bize dünyayı anlamamızda katkı sağlayacağı gibi gelecek yıllarda kutup bölgeleri ile ilgili karar verici mekanizmaların da içinde olmamızı sağlayacaktır.

KAYNAK : Star.com.tr

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ