Antalya’da 4 bin 130 dekar arazi daha suya kavuştu

DSİ Genel Müdürü Murat Acu, “Çalışmaları tamamlanan Antalya Geyikbayırı Karadere Barajı ve Sulaması Projesi kapsamında 4 bin 130 dekar araziye daha su verilmeye başlandı” dedi.

Antalya’da 4 bin 130 dekar arazi daha suya kavuştu

Turizmin yanı sıra tarımda da Türkiye’nin önde gelen kentlerinden olan Antalya’da yapımı tamamlanan Geyikbayırı Karadere Barajı ile 4 bin 130 dekar araziye daha su verildi.

Devlet Su İşleri Genel Müdürü Murat Acu, yaptığı yazılı açıklamada, gerçekleştirilen yatırımlarla toprakları suyla buluşturmaya devam ettiklerini belirtti.

Türkiye’nin “sebze ve meyve ambarı” Antalya’da tarımın gelişmesindeki etkenlerden en önemlisinin su olduğuna dikkati çeken Acu, Akdeniz Gelişim Projesi (AKDENİZGEP) kapsamında bulunan Antalya’da 2003-2019 arasında tamamlanan ve tamamlanacak projelerle 3,1 milyon kişiye ilave içme suyu temin edilmesi ve 676 bin 200 dekar zirai alanın sulamaya açılmasının hedeflendiğini kaydetti.

Ayrıca sulamaya açılan alanlardan 756 milyon lira gelir artışı elde edileceğini vurgulayan Acu, “152 yerleşim yerinin ve 335 bin dekar arazinin taşkınlardan korunması, HES’lerin kurulu gücünün 248,72 MW’a çıkarılması ve 923,6 milyon kWh yıllık hidroelektrik enerjisi üretimi öngörülüyor” bilgilerini aktardı.

Anadolu’nun en bereketli coğrafyalarından birisinde bulunan Antalya’nın, tarih boyunca kültürün, mimarinin ve sanatın merkezi olduğuna işaret eden Acu, çalışmaları tamamlanan Antalya Geyikbayırı Karadere Barajı ve Sulaması Projesi kapsamında 4 bin 130 dekar araziye daha su verilmeye başlandığını bildirdi.

Antalya’nın sadece Türkiye’nin değil birçok ülkenin de adeta meyve ve sebze ambarı olduğunu vurgulayan Acu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Tamamlanarak mümbit toprakları sulamaya başlayan Geyikbayırı Karadere Barajımız Antalya ili Doyran beldesinin 22 kilometre kuzey batısında yer almakta olup, rezervuar ve sulama alanı Sinandeğirmenleri mevkisinde. Karadere Barajı aynı zamanda yangın söndürme amacına yönelik de hizmet verecek. Bu projenin tamamlanmasıyla ülke ekonomisine yıllık 6 milyon 208 bin lira katkı sağlanması hedefleniyor. “

Sulu tarımın modern sistemler kullanılarak yapıldığında son derece verimli neticeler alındığını kaydeden Acu, zirai üretimi artırarak çiftçiye kazanç sağlamak, sulanmadık toprak bırakmayarak toprakları daha verimli hale getirmek için çaba gösterdiklerini belirtti.

Bitkileri yeniden canladıran damla geliştirildi

Sakarya Üniversitesi Teknokent bünyesinde, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümünden Prof. Dr. Salih Zeki Yıldız öncülüğünde kurulan Tarım Kimya ve İleri Teknolojileri Şirketi (TARVİT) önemli bir başarıya daha imza atarak bitkilere hayat veren bir bitki damlası üretti.Türkiye’ye ithal edilen yeni nesil mikrobesi gübrelerinde, fenolik bir proses uygulandığını ve bu uygulanan proseste fenol denilen zehirli malzemelerin toprağa verilmemesi gereken bir malzeme olduğunu, buna karşı alternatif bir malzeme üretmek için yola çıktıklarını belirten Prof. Dr. Salih Zeki Yıldız, “Türkiye’ye gelen yeni nesil mikrobesi gübrelerinde fenolik bir proses uygulanıyor. Bu uygulanan proseste fenol kalıntıları oluyor. Fenol de, bildiğimiz zehirli bir malzeme ve toprağa verilmemesi gereken bir malzeme. Buradaki kontrolsüzlük ve denetimsizlikten belki bunlar Türkiye’ye ithal edilebiliyor ve bu şekilde Türkiye’nin bir çıkmazı var. Bizim yaptığımız gübre ise buna tamamen alternatif bilinen, güvenli, uzun yıllardır kullanılabilen ve fakat etkinliği yeni yapmış olduğumuz çalışmalar ile çok daha yukarı çıkarılmış bir gübre durumunda. Bunları Türkiye’nin büyük gübre sanayilerine, küçük gübre kullanıcılarına herkese şu anda açık durumda, kullanıma sunmuş durumdayız” dedi. TARVİT olarak faaliyet alanlarının, ülkemizde halen tarım sektöründe tüketilen organik ve inorganik makro ve mikro bitki besin elementlerini, toz ve sıvı humik ve fulvik asitler, aminoasitler, deniz yosunları, özel nitelikli damlama gübrelerinin üretim ve ar-ge çalışmalarının yapıldığını ifade eden Yıldız, “TARVİT Tarım Kimya ve İleri Teknolojileri şirketi olarak iştigal ettiğimiz diğer bir konu ise, mikrobesi elementlerini Türkiye’de yapabilmek, sentezleyebilmek ve piyasaya sunabilmek bununla ilgili çalışmalar yapmaktayız. Piyasada bilinen, Türkiye tarafından ithal edilebilen molekülleri yeni bir yöntem ile hazırlamayı ve bunların sanayisini geliştirmeyi planlayan çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.Bitkilerdeki bazı zararlı yapıları öldürebilecek yapıda tasarladıkYeni nesil mikrobesi element veya gübrelerine alternatif olabilecek sıvı bir formülasyon yaptıklarını ve bu formülasyonun bitkilerdeki bazı zararlı yapıları öldürebilecek yapıda tasarladıklarını ifade eden Salih Yıldız, “Etilendiamin tetra asetik asit denilen bir kimyasalı kullanarak çok daha etkin ve etkinliği yeni nesil mikrobesi element veya gübrelerine alternatif olabilecek bir formülasyon yaptık. Bu formülasyonumuzda sıvı. Sıvı formda çok daha stabil bir molekülü yakalamış durumdayız. Özellikle oksijeninde şelatlama ajanı olarak bulunduğu bir molekül. Bu özelliği ile karşımıza şöyle bir unsur çıkıyor; bitkiler tarafından çok kolay alınabiliyor ve içerisindeki oksijen ile birlikte bitkilerdeki bazı zararlı yapıları da öldürebilecek bir yapıda tasarladık. Yapmış olduğumuz laboratuvar ve saha denemelerinde bunlarla ilgili çok güzel ve etkili sonuçlar aldık” şeklinde konuştu.Yeni nesil bir formül olarak ortaya koydukDaha öncelerde kullanılmasına rağmen son zamanlarda kullanılamaz hale gelen molekülü yeniden aynı etkinliğe sahip, yeni nesil bir formül olarak ortaya koyduklarını söyleyen Yıldız, “Bu bahsetmiş olduğumuz moleküller daha öncelerden kullanılmış fakat etkinliğinin düşük olması, özellikle Türkiye’deki toprakların pH’larının yüksek olması sebebiyle bitkilerde çok fazla etkinlik yapamaması, bitkilerde şelatlama bahsettiğimiz metalleri şelatlama ajanları olarak zayıf kalması sebebiyle, özellikle de yapraktan kullanılamaması nedeniyle son zamanlarda kullanılamaz hale gelmişti. Onun yerine yeni nesil gübreler söz konusuydu, ancak bu yapmış olduğumuz çalışmayla yıllardır bilinen; iyisi artısı – eksisi bilinen bu molekülü yeniden aynı etkinliğe sahip, yeni nesil bir formül olarak ortaya koyduk” ifadelerini kullandı.Dünyada da kullanılabilir hale sunuyoruzTürkiye’de yeni bir formülasyon ile yeni bir unsur olan maddeyi dünyada da kullanılabilir hale sunduklarını belirten Yıldız, “Bunların kullanım oranları sitelerimizde de belli. Bitkinin türüne göre, dönüm başına 200-250 gram gibi kullanılıyor. Bunlar zaten özellikle enzimatik bitkilerdeki, enzimatik faaliyetleri düzenlemek için kullanılan ve bitkini topraktan almış olduğu mikrobesi elementleri olarak biliniyor bunlar. Türkiye’deki toprakların pH düzeyinin yüksek olması sebebiyle, bu mineraller topraklarda var olsa bile bitkiler bunları bu topraklardan alamıyorlar. Şelat bileşikleri bu işe yarıyor, bunları bitkilerin alabileceği hazır halde tutuyor toprakta. Dolayısıyla son zamanlarda bu yeni nesilde, etkinliği yüksek olan malzemeler hazırlanıyor, bunlar dünya literatüründe patentleşmiş durumda, dünyada bunları üreten ülkeler var. Bu ülkeler ile birlikte Türkiye’de şimdi yeni bir formülasyon ile yeni bir unsur olarak bunu hatta Dünyada da kullanılabilir hale sunuyoruz. Bununla ilgili çok güzel geri dönüşümlerde aldık, katıldığımız fuarlarda özellikle kendi bölgemizdeki; Orta Doğu ve Asya ülkelerinden çok teveccühlü yaklaşımlar aldık. Bunların kullanılabilirliği konusunda da bizden çok pozitif sonuçlar beklediler” dedi.Prof. Dr. Salih Yıldız, yurt dışında da ihracat yapmayı düşündüklerini, yurt içindeki deneme ve siparişlerinin devam ettiğini de sözlerine ekledi.

Türkiye bal üretiminde dünyada ikinci

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bal arılarının bitkiden bitkiye konarak yaptığı tozlaşmayla ekosistemin devamlılığını sağladığını, arılar olmadan ekosistemin olamayacağını ifade ederek, Türkiye’de arıcılığın, çok fazla sermaye ve tarım arazisine gerek duymadan yapılabileceğini vurguladı.Kırsaldan kente göçü önleyecek faaliyetler içinde arıcılığın da bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, yatırım tutarının düşük kalması ve yatırım için gerekli ekipmanların yurt içinden karşılanabiliyor olması dolayısıyla arıcılıkta dışa bağımlılığın bulunmadığını bildirdi.Doğal yapı ve nektar kaynakları bakımından zengin Türkiye’nin, büyük arıcılık potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Bayraktar, bitki çeşitliği bakımından da çok geniş bir yelpazeye sahip olunduğunu kaydetti.Bayraktar, arıcılığın Türkiye’de dev sektör haline geldiğini belirterek, 1,5 milyon tondan fazla dünya bal üretiminin yüzde 30,6’sını Çin’in ürettiğini, Türkiye’nin, Çin’in ardından yüzde 6,85’lik pay ile ikinci sırada bulunduğunu, Türkiye’yi yüzde 5,35 ile ABD, yüzde 5,03 ile İran, yüzde 4,96 ile de Rusya’nın izlediğine dikkati çekti.”Kovan başı verim çok düşük”Geçen yılın verilerine göre arıcılıkla uğraşan işletme sayısının 84 bin 47 olduğunu, 7 milyon 900 bin 364 kovanda 105 bin 727 ton bal üretildiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:”Türkiye’nin arıcılığa her yönden uygun olması, arıcılığın gelişimini olumlu yönde etkilemiş, 2000-2016 döneminde kovan sayısı 4,3 milyondan 7,9 milyona, bal üretimi ise 61 bin tondan 106 bin tona yükselmiştir. Buna karşın, hala kovan başına bal verimi ortalama 13,4 kilogramla düşük kalmaktadır. Çin’de bu rakamın, 50,1 kilogram olduğu düşünüldüğünde ülkemiz verimindeki yetersizlik net olarak görülmektedir.”Ramazan öncesi gıda fiyatları belli olduÇayda hasat zamanıGulik otu geçim kaynağı oldu

Kırsal kalkınmaya ilk çağrıda 853 milyon lira hibe

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Başkanı Ahmet Antalyalı, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPARD) ikinci döneminin ilk proje çağrısına 8 bin 789 başvuru aldıklarını belirterek, “Bunlardan bin 639 projeyi desteklenmek üzere seçtik. İlk çağrıda 16 farklı sektörü destekliyoruz ve vatandaşlarımıza 853 milyon lira hibeyi bugün itibarıyla kullandırmaya başlıyoruz. Buradan yaklaşık 1,4 milyar liralık yatırım gerçekleşecek” dedi.TKDK, IPARD desteklerinde ikinci döneme başladı. IPARD II Programının birinci çağrısı sonucunda ilk imzalar atıldı. 2014-2020 yıllarını içeren ikinci uygulama döneminde tarım sektörünün ve kırsal alanların sürdürülebilir kalkınması için desteklenen sektörlere yenileri eklendi, hibe oranları artırıldı.Antalyalı, yaptığı açıklamada, Kurumun, IPARD I Programında verilen hibelerle 2,3 milyar avroluk bir yatırım gerçekleştirildiğini ifade etti. Bu program sonucunda 57 bin kişiye istihdam sağladıklarını dile getiren Antalyalı, yaklaşık 10 bin 650 yatırımcı ile sözleşme imzaladıklarını kaydetti.Antalyalı, IPARD-II Programı dahilinde 5 yıl içerisinde yaklaşık 1 milyar 45 milyon avroluk kaynağı yararlanıcılar ile buluşturacaklarını belirterek, “Bu dönemde yararlanıcı sayımızı 20 bine, yeni istihdam sayısını da en az 110 bine çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu. IPARD II’nin ilk proje çağrısında 8 bin 789 proje başvurusu aldıklarını, aralarından bin 639 projeyi desteklenmek üzere seçtiklerini ifade eden Antalyalı, “Gönül ister ki tüm projeleri destekleyelim ama kaynaklar sınırlı, istekler sınırsız. İlk çağrıda 16 farklı sektörü destekliyoruz ve vatandaşlarımıza 853 milyon lira hibeyi bugün itibarıyla kullandırmaya başlıyoruz. Buradan yaklaşık 1,4 milyar liralık yatırım gerçekleşecek.” ifadelerini kullandı.Tarımsal işletmelerin fiziki yatırımlarına 811 milyon lira hibeBu desteklerde lokomotif alanın “tarımsal i̇şletmelerin fiziki varlıklarına yönelik yatırımlar” olduğuna dikkati çeken Antalyalı, bu alanda 536 proje desteklediklerini, 811 milyon liralık yatırım gerçekleştirileceğini ve 553 milyon liralık hibe verileceğini söyledi.Antalyalı, özellikle Milli Tarım Projesi çerçevesinde de kırmızı et üretimini öncelikli sektör gördüklerini, bunun ilk adımı olarak 291 projeye 300 milyon lira destek vereceklerini dile getirerek, şunları kaydetti:”Aynı tedbir kapsamında 173 süt üretimi, 65 kanatlı eti ve 7 yumurta tavukçuluğu projesi desteklenecek ve söz konusu sektörlerde toplamda 256 milyon liralık bir kaynağı yararlanıcılarımızla buluşturacağız. Gıdada sanayi entegrasyonunu sağlamaya yönelik özellikle ‘Tarım ve Balıkçılık Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması ile İlgili Fiziki Varlıklara Yönelik Yatırımlar’ tedbiri gıda enflasyonu açısından da çok önemli. Gıda fiyatlarının düzenlenmesi için çok önemli yer tutan soğuk hava depolama tesislerine yatırım tutarı yaklaşık 93 milyon lira olan 35 tesis kurulacak, söz konusu projelere yaklaşık 47 milyon lira hibe sağlanacak. Aynı tedbir altında 22 süt işleme, 8 et işleme, 1 kanatlı eti işleme, 2 su ürünleri işleme yatırımı da uygun bulundu ve bunların hepsinin sözleşmelerinin imzalanma süreci kısa zamanda bitecek.””Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve İş Geliştirme Yatırımları” tedbirinin de istihdam açısından çok önemli olduğunun altını çizen Antalyalı, hacmi daha küçük projelerin desteklendiği söz konusu tedbirde de toplam yatırım tutarının 201 milyon lira olduğunu, bin 35 projenin sözleşme imzalamaya hak kazandığını ve söz konusu yatırımlara 100 milyon liranın üzerinde hibe sağlanacağını vurguladı. Antalyalı, bu kapsamda Kurumun, bitkisel üretimin çeşitlendirilmesi ve bitkisel ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması sektöründen 575, arıcılık ve arı ürünlerinin üretimi, işlenmesi ve pazarlanması sektöründen 256, zanaatkarlık ve katma değerli yöresel ürünler sektöründen 57, kırsal turizm sektöründen 75, kültür balıkçılığı sektöründen 6 projeyi destekleyeceklerini bildirdi. Antalyalı ayrıca, IPARD-II Programının yeni sektörlerinden olan makine parkları ve yenilenebilir enerji yatırımlarını da bu tedbir kapsamında desteklemeye başladıklarına işaret ederek, “İlk çağrı sonucunda 22 makine parkı ve 44 yenilenebilir enerji yatırımı sözleşme imzalamaya hak kazanmıştır. Bu tedbir kapsamında 75 projenin desteklendiği kırsal turizm sektörüne de 56 milyon lira aktarılacak.” ifadelerini kullandı.”İlk çağrı sonucu yapılacak yatırımlarda 10 bin kişi istihdam edilecek”Söz konusu programı 42 ilde uyguladıklarına dikkati çeken Antalyalı, ilk çağrıya en çok Elazığ, Sivas, Ankara ve Afyon’dan başvuru geldiğini söyledi. Amaçlarının kaynakları tüm iller arasında adil bir şekilde dağıtmak olduğunun altını çizen Antalyalı, “Tüm vatandaşlarımızı programımızı takip etmeye ve kendi projelerini de Kurumumuza sunmaya davet ediyorum” dedi.Antalyalı, ilk çağrı sonucu verilecek hibelerle 10 binin üzerinde kişiye istihdam sağlanacağına dikkati çekerek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın istihdam seferberliği çağrısı yaptığı bu dönemde bu yatırımların önem arz ettiğini düşünüyoruz. Elimizden geldiğince biz de kurum olarak buna katkı sağlamaya çalışıyoruz.” diye konuştu.”Benim için hayaldi, inşallah gerçekleştireceğiz”IPARD II kapsamında yatırım desteği alan ve projesinin sözleşmesine imza atan Abdülkadir Kocaoğlu da Ankara Haymana Büyükağaç Köyü’nde yatırım yapmak için Süt Üreten Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar tedbirine başvurduğunu anlattı. Kocaoğlu, “Yatırım tutarım yaklaşık 2 milyon lira, 1 milyon 250 bin lira civarında hibe alacağım. 49 baş sağmal süt sığırcılığı için başvurdum. Benim için hayaldi, inşallah gerçekleştireceğiz. Kendi çabalarımızla kapalı ahır sistemiyle yapıyorduk şimdi daha düzgün AB standartlarına uygun bir tesis yapacağız.” değerlendirmesinde bulundu.Kocaoğlu, köylülerin bu tür programlardan çok fazla haberdar olmadıklarına dikkati çekerek, bu programların tanıtımının daha çok köylülere yönelik yapılmasını istediğini vurguladı.”Günlük süt kapasitesi 800 kilogram olan bir işletme kuracağız”Destek almaya hak kazanan Sütana Hayvancılık Şirketinin sahibi Müjdat Ayar da 2015 yılında yem bitkileri üretimine başladıklarını belirterek, 50 dönüm üzerinde yonca ürettiklerini söyledi. IPARD II programına süt işleme tesisi için başvurduklarını vurgulayan Ayar, “1 milyon 320 bin liralık bir yatırımımız var, toplam 775 bin lira hibemiz açıklandı ve bunun için bugün sözleşme imzalayacağız. 48 baş sağmal hayvan ve genç hayvanlarımızla birlikte toplam 105 baş hayvanımız var. Günlük süt kapasitesi 800 kilogram civarında olan bir işletme kuracağız. Yatırımımıza hemen başlayacağız” dedi.Kırsal yatırım desteği göçü tersine çevirdiKırsal kalkınma için organik tarım

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ