Anadolu toprağında iki ‘kaplumbağa’

Belçikalı fotoğraf sanatçıları Bruno Vandermeulen ve Danny Veys, Sagalassos antik şehrinin bulunduğu Pisidya bölgesini 14 sene boyunca filmli makinelerle fotoğrafladı ve ortaya sıra dışı bir sergi ve kitap çıktı. Sanatçı Veys “Bu ülke çok zengin topraklara sahip” dedi.

Anadolu toprağında iki ‘kaplumbağa’

Belçikalı fotoğraf sanatçıları Bruno Vandermeulen ve Danny Veys, Sagalassos antik şehrinin bulunduğu Pisidya bölgesini 14 sene boyunca filmli makinelerle fotoğrafladı ve ortaya sıra dışı bir sergi ve kitap çıktı. Sanatçı Veys “Bu ülke çok zengin topraklara sahip” dedi.

Avrupalı lar 18. asırdan itibaren ya olan seyahatlerini yoğunlaştırmışlardı. Bu seyahatlerde Anadolu’dan resimler, metinler ve sonra fotoğraflar dünyaya yayıldı… Beş bin yıl öncesine uzanan Burdur’daki Sagalassos antik şehri de, o yolculukların bazılarına ev sahipliği yaptı. Mesela Kral XIV. Louis adına Paul Lucas, antik şehre geldi…

Fotoğraf sanatçıları Bruno Vandermeulen ve Danny Veys de tıpkı o seyyahlar gibi Anadolu’ya gelmiş iki Belçikalı… Sagalassos antik şehrinde fotoğrafçı olarak çalışan  ve kendilerini kaplumbağa gibi gören ikili, Pisidya bölgesini 14 yıl boyunca fotoğraflarla kayıt altına aldı ve tarihî değişimleri gözler önüne serdi. Fotoğraflar kadar onların çekim teknikleri de sıra dışıydı. Zira iki Batılı sanatçının dijital kameralar yerine filmli analog fotoğraf makineleri kullanarak çektiği enstantaneler; albümin, altın mürekkeple serigrafi baskı, jelatin gümüş lif baskı, tuz baskı gibi bir kısmı geleneksel tekniklerle basıldı. Bu eserler, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezinde (ANAMED) açılan “Geçmiş ve Şimdinin Buluşması: Fotoğrafik Bir Keşif” sergisiyle sanatseverlerle buluştu… “Tarihi değiştirilmiş manzara” mefhumuna odaklanılan fotoğraflarla antik şehir ve etrafındaki bölgedeki değişimler, ortaya kondu. Bunların yanında Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan 19. asır fotoğraf ve albümleri de sergide yer aldı.
ANAMED’de sorularımı cevaplayan sanatçılardan Danny Veys, Anadolu’nun çorak topraklarındaki fotoğraf hikâyelerinin başlangıcını şöyle anlatıyor: Sagalassos Arkeolojik Araştırmaları Projesi’nde keşfedilen arkeolojik nesneleri fotoğrafladık. Bu vesileyle antik şehirde zaman geçirdikçe çevrede dolaşmaya başladık. Bu bize ilham kaynağı oldu.  Arazi boştu ve hayranlık uyandırıcıydı. 1.500 metre yükseklikte harabeler arasında fotoğraf çekmek inanılmaz bir şeydi.

“Fotoğraf çekmiyoruz, fotoğraf yapıyoruz” diyen Danny Veys, “Zaten tarihe ve analog fotoğrafa alaka duyuyorduk. Bu tarz yerleri ziyaret etmek de bizi çok etkiliyordu. İkisi bir araya gelince yeni bir yol bulduk. Benim daha çok analog fotoğraf geçmişim vardı. Bruno da geleneksel baskı metotlarına ilgi duydu. Konuştukça, harabeleri ve manzaraları nasıl fotoğraflarız diye düşündükçe analog şekilde çekilip geleneksel olarak basılan bu eserler ortaya çıktı” ifadelerini kullanıyor.

Veys sözlerine şöyle devam ediyor: Fotoğrafın dijitalleşmesiyle birlikte her şey çok şey süratlendi. Analog fotoğraf ise tam tersi olarak bizi yavaşlatıyor ve daha çok şey görme fırsatı veriyor. Yaptığımız iş, kaplumbağaların hayatlarına çok benziyor. Analog kameralarımızı sırtlayarak çekimlere gidiyoruz. Vakit geçirip manzarayı anlamaya çalışıyoruz. “O görüntüyü hangi baskı tekniğiyle daha iyi fotoğrafa yansıtabiliriz” diye bir derdimiz de oluyor.

Fotoğrafçı Veys “Bu ülke çok zengin topraklara sahip. Hâliyle biz yürürken ne olduğunu bilmediğimiz çok şeyle karşılaşıyoruz. Bizim için her yer yeni. Fotoğrafı çektiğimiz yerlere araziye ve gün ışığına göre değişiyor. Bazı yerleri aradan yıllar geçtikten sonra tekrar gidip fotoğrafladık. Çünkü biz de gelişiyorduk, fotoğraf da… Her seferinde farklı bağlantılar keşfedip neyin daha önemli olduğunu anlamış oluyorduk” diyor.
Danny Veys, fotoğraf çekimleri esnasında yaşadıkları bir macerayı ise şöyle anlatıyor: Bir gün dağlık bir arazide birilerinin bize bağırdığını duyduk. Sonra yüksek rütbeli bir subay, yanında korumalarıyla bize yaklaşıp “Burada ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Biz de Sagalassos Projesi’nde çalıştığımızı söyledik. Önce bize güvenmedi ve ofisine davet etti. Daha sonra gidip kendisiyle tanıştık. Analog işlerimize çok ilgi duydu ve dost olduk.

 

KAYNAK: turkiyegazetesi.com.tr
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ