AK Parti Sözcüsü Ünal’dan yeni ‘Bahçeli’ açıklaması
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Bahçeli’nin Davutoğlu’na yönelik sözlerine dair yeni bir açıklama daha yaptı. Ünal, “Siyasetin nezaketi çerçevesinde bunların yapılması gerektiğini tekrardan altını çizerek ifade ettik” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, MHP lideri Bahçeli’nin eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yönelik sözlerine ilişkin ikinci bir açıklama daha yaptı.
Ünal, “Siyasetçilerin eleştirilerini dile getirirken veya eleştirilere cevap verirken, siyasi nezaketi kesinlikle elden bırakmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Davutoğlu’nun, MHP Genel Başkanına yönelik eleştirilerinin de bu çerçevede ele alınmasını, cevapların da aynı doğrultuda verilmesini arzulardık. Siyasi bir eleştirinin, benzer bir üslupla cevaplandırılmak yerine, tahkir ve hakaret ile karşılık bulması kabul edilemez bir durumdur” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Ünal, AK Parti Genel Merkezi’ne gelişinde gazetecilere yaptığı açıklamada, parti genel merkezinde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında milletvekilleriyle bir toplantı gerçekleştireceklerini açıkladı.
“Pozitif gündeme dönük temennilerimiz”
“Dün akşam yazılı açıklama yaptınız. Davutoğlu-Bahçeli polemiğiyle ilgili… Bahçeli’ye destek gibi algılandı. Bir yanlış algılama var mı?” şeklindeki soru üzerine Ünal, konuya ilişkin yeni bir açıklamalar yapmaya gerek olmadığını bildirdi.
“Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu durum, aynı şekilde Türkiye bir taraftan 4 tane terör örgütüyle mücadele ederken, diğer taraftan bu konuda herhangi bir açıklama yapıp yeniden tartışma başlatmak gibi bir amacımız söz konusu değil” şeklinde konuşan Ünal, yaptıkları basın açıklamasında partilerinin meseleye bakış açısını, özellikle Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu pozitif gündeme dönük temennilerini ifade ettiklerini aktardı.
“Altını çizerek ifade ettik”
Ünal, “Türkiye’nin içinden geçtiği bir kritik süreç var, burada herhangi bir şekilde kişisel tartışmaların ya da geçmişe dönük birtakım açıklamaların ve geçmişte olmuş ya da olduğu düşünülen bazı hususların tekrardan konuşulmasının şu anda ne vakti ne de zamanı. Bizim tekrar tekrar söylediğimiz bir şey var. Siyasette nezaket çok önemlidir ve kıymetlidir. Tabii ki siyasetçi düşüncelerini ifade edecektir ama düşüncelerini açıklarken siyasetin nezaketi çerçevesinde bunların yapılması gerektiğini tekrardan altını çizerek ifade ettik” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’den MHP’ye ‘Davutoğlu’ tepkisi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “Siyasetçilerin eleştirilerini dile getirirken veya eleştirilere cevap verirken, siyasi nezaketi kesinlikle elden bırakmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Davutoğlu’nun, MHP Genel Başkanına yönelik eleştirilerinin de bu çerçevede ele alınmasını, cevapların da aynı doğrultuda verilmesini arzulardık. Siyasi bir eleştirinin, benzer bir üslupla cevaplandırılmak yerine, tahkir ve hakaret ile karşılık bulması kabul edilemez bir durumdur.” değerlendirmesinde bulundu.”Siyasetin nefasetine yakışmayan bir durum ortaya çıkmıştır”Ünal, yaptığı yazılı açıklamada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kabine değişikliğine ilişkin değerlendirme yaparken, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na göndermede bulunduğunu anımsatarak, “Bunun üzerine, Sayın Davutoğlu’nun verdiği cevaba, MHP Genel Başkan Yardımcılarının mukabil cevaplarıyla, hiçbir şekilde arzu etmediğimiz, siyasetin nefasetine yakışmayan, nahoş bir durum ortaya çıkmıştır.” ifadelerini kullandı.”Geçmişteki konular pozitif katkı sağlamaz” Geçmişle ilgili konuların tekrar gündeme getirilmesinin, ülkenin pozitif gündemine bir katkı sağlamayacağının bilindiğine işaret eden Ünal, AK Parti olarak özellikle 15 Temmuz sonrasında MHP’nin izlediği politika konusundaki takdir ve teşekkürlerini, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan vasıtasıyla her fırsatta dile getirdiklerini bildirdi.”Aynı şekilde, pek çok politikasını en sert şekilde eleştirdiğimiz CHP’nin, bir il başkanı ve milletvekilinin, Tunceli’de katledilen öğretmenimizle ilgili yaklaşımları, yine Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız tarafından takdirle karşılanmıştır.” değerlendirmesinde bulunan Ünal, şunları kaydetti:”Siyasetçilerin eleştirilerini dile getirirken veya eleştirilere cevap verirken, siyasi nezaketi kesinlikle elden bırakmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Davutoğlu’nun, MHP Genel Başkanına yönelik eleştirilerinin de bu çerçevede ele alınmasını, cevapların da aynı doğrultuda verilmesini arzulardık. Siyasi bir eleştirinin, benzer bir üslupla cevaplandırılmak yerine, tahkir ve hakaret ile karşılık bulması kabul edilemez bir durumdur.AK Parti olarak, Türkiye’nin içinden geçtiği kritik dönemde birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı daha güçlü tutmaya ihtiyacımız olduğunun her zaman bilincinde olduk.”Davutoğlu’ndan Bahçeli’ye yanıtDevlet Bahçeli: Davaları davamızdır
Davutoğlu’ndan Bahçeli’ye yanıt
AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin iddialarına resmi Facebook sayfası üzerinden yanıt verdi.Bahçeli’nin Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in kabinedeki son revizyonla birlikte bakanlar kurulundan ayrılmasına ilişkin Davutoğlu’na işaret etmesine açıklama geldi. Davutoğlu, “Bahçeli’nin parti içi meselelere dair sorular karşısında kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine şahsımı hedef göstermesi siyasi geleneğe yakışmamaktadır” dedi.Bahçeli ne dedi?Türkeş’in kabine dışında kalmasının ardından yaptığı açıklamaları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Bahçeli, “Gidişinden haberimiz yokken, gelişimizden nasıl haberi olacak? Onu Ahmet Davutoğlu ölçüsüyle birilerinin izah etmesi lazım” ifadelerini kullandı.AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, 7 Haziran sonrası seçim hükümetinde Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenmiş ve sonrasında 1 Kasım’da AK Parti’den milletvekili seçilmişti. Son revizyonla birlikte Türkeş kabine dışı kaldı.”Gündem değiştirme çabasına girdi”Davutoğlu’nun yazılı açıklaması şöyle:”MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Tuğrul Türkeş’in Bakanlar Kurulu üyeliğinden ayrılmasına dair kendisine yöneltilen bir soru üzerine her zaman yaptığı gibi nezaketsiz bir şekilde şahsım üzerinden gündem değiştirme çabasına girmiştir.Daha önce de kendi parti içi meseleleriyle ilgili sorulara defalarca şahsımı hedef göstererek cevap verdiği halde son dönemlerde gösterdiği sorumlu tavrı göz önünde bulundurarak cevap vermemeyi tercih etmiştim. Ancak bugünkü açıklaması, Sayın Bahçeli’nin parti içi sorunlarını şahsımla ilişkilendirmeyi bir alışkanlık haline getirdiğini gösterdiği için değerli kamuoyuna bazı hatırlatmalarda bulunmak gereği duyuyorum.”Sorumsuz açıklamaya rağmen…”7 Haziran 2015 genel seçimlerinin siyasi partileri koalisyon kurmaya zorladığının ortaya çıktığı ilk saatlerde, Sayın Devlet Bahçeli’nin sonuçların resmi olarak açıklanmasını bile beklemeden, AK Parti ile hiçbir iş birliğine yanaşmayacağını açıklaması aziz milletimizin hafızasında tazeliğini korumaktadır. Bu sorumsuz açıklamaya rağmen AK Parti, Türkiye’yi hükümetsiz bırakmama sorumluluğuyla MHP ile koalisyon kurmak üzere girişimlerde bulunmuş ancak Sayın Bahçeli çelişkili ve muğlak açıklamalarla kamuoyunu haftalarca meşgul ettikten sonra işbirliğini reddetmişti. Nitekim CHP ve MHP ile yürütülen koalisyon görüşmelerinin olumlu bir netice vermemesi üzerine Anayasal Geçiş Hükümeti kurma gereği ortaya çıkmış ancak CHP ve MHP yönetimi anayasaya aykırı bir şekilde hükümete üye vermeyi de reddetmişti.Uzlaşmaz tutumun berraklaşmasına katkıda bulunduSayın Türkeş, anayasal ve kamusal sorumluluk bilinciyle hükümette yer alma önerimize olumlu cevap vererek Sayın Bahçeli’nin uzlaşmaz tutumunun berraklaşmasına katkıda bulunmuştu.Türkeş’e teşekkürSayın Bahçeli’nin göstermekten imtina ettiği devlet adamlığını gösterdiği ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanan ve Başbakanlığımda kurulan 63. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde görev aldığı için buradan bir kez daha Sayın Türkeş’e teşekkür ediyorum.Sayın Bahçeli’nin engellemek için her türlü girişime destek verdiği o geçiş hükümeti sayesinde ülkemiz 1 Kasım seçimlerine suhuletle ulaşmış ve ardından tekrar istikrarlı bir yönetime kavuşmuştur. O gün biz de Sayın Bahçeli gibi ülkeyi yönetme sorumluluğundan kaçsaydık bugün çok farklı bir Türkiye’yi konuşuyor olabilirdik.Sayın Bahçeli, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası gösterdiği kararlı desteği o gün de gösterebilse idi şüphesiz tarih kendisini çok daha farklı yazardı Dördüncü parti konumuna gerilemiştir7 Haziran akşamı verdiğimiz sözün bir gereği olarak o akşamdan 1 Kasım’a kadar geçen sürede Türkiye’nin bir saniye bile hükümetsiz kalmaması, insanımızın bir an bile ülkemizin geleceğinden endişe etmemesi için gösterdiğimiz çaba ortadır. Sayın Bahçeli takdir etmese de milletimiz bu çabalarımızı görerek siyasi tarihimizdeki en büyük desteklerden biri ile partimizi yine tek başına iktidara getirmiştir. Bahçeli ise uzlaşmaz tavrının karşılığını sandıkta görmüş ve MHP parlamentoda dördüncü parti konumuna gerilemiştir.Hal böyle iken Sayın Bahçeli’nin kendi parti içi meselelere dair sorular karşısında kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine şahsımı hedef göstermesi, insani olgunluğa, siyasi ahlaka ve öncülüğünü yürüttüğü siyasi geleneğe yakışmamaktadır. Sayın Bahçeli’den beklenen, nezaketten ve siyasi olgunluktan yoksun tavırlar yerine kendi sorunlarıyla yüzleşme cesaret ve erdemini göstermesidir.”
Devlet Bahçeli: Davaları davamızdır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Bahçeli’nin açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:İsrail’in Filistinli Müslümanlara yönelik tahammülsüz ve tahakkümcü yaklaşımı son günlerin en sıcak en can yakan konusudur. İsrail, büyük bir vicdan suçuna imza atmıştır. Mescid-i Aksa’ya çıkan yollarda, Kudüs’ün farklı noktalarında Filistinli kardeşlerimize canice ateş açılmıştır. Siyonizm bir kez daha Kudüs’te vahşi bir komplonun hazırlayıcısı olmuştur. Bunu yaparken de yüce dinimizin kutsallarına zarar vermekten geri durmamıştır. Mescid-i Aksa’nın kısıtlamalara maruz kalması İsrail’in karanlık niyetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Düşmanca muamele sadece Müslümanların değil, aslında tüm insanlığın nezdinde nefretle yankı bulmalıdır.İsrail, insan haklarını çiğnemiştir ve bu konuda sicili oldukça kabarıktır. Din ve vicdan hürriyetini baskı altına, hatta askıya almıştır. İsrail’in yöntemi terörden farksızdır.”İslam alemi sığ gündemlerin kumandasında”Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa inancımızın üç büyük değeridir. Her biri eşsiz ve paha biçilmez manevi hazinedir. Bunların herhangi birisine karşı yapılacak saldırı, aslında tüm Müslümanları hedef almış sayılmalıdır ve de öyle sayılacaktır. Ne var ki İslam alemi sığ gündemlerin kumandasında, gündelik hedeflerin kuyruğundadır.”Türkiye doğru noktadadır”İsrail’le açık veya gizli ilişki içinde olanlar Batı Şeria, Gazze ve Kudüs’te olanlara ilgisizdir. Bu ilgisizlik bir nevi siyasi hesaplaşmaların, çıkar kavgalarının mahsulüdür. İsrail büyük mescitlerimizden ibadete kapatabilmektedir. Arap Birliği nerededir? İsrail’i kınamaktan neden acizdir? Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan vasıtasıyla Türkiye tarafını göstermiştir. Kaldı ki İsrail’in Harem-i Şerif’e karşı sergilediği kaba, hırçın ve saygısız, onur kırıcı dehşeti ülkemizde infialle karşılaşmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail vandallığını gündeme getirmiştir. Bu açıdan Türkiye doğru noktadadır. ABD, Rusya, BM ve AB’den oluşan Ortadoğu dörtlüsü Kudüs’teki gerginlikte bir pozisyon belirlemiştir ama bir sonuç doğurmamıştır.İsrail’den geri adım: Mescid-i Aksa’da arama dedektörleri kaldırıldı”Davaları bizim davamızdır”Müslüman Türk milleti oynanan oyunların farkındadır. Kudüs’te dini ve etnik temizlik yapmak için her köhnemiş ve karanlık yolu deneyen siyonizm zihniyeti, muhakkak mahcup ve mağlup edilecektir. Filistinli kardeşlerimizin davaları bizim davamızdır.Video: Kudüslü çocuk Yahudilere haykırdı!Provokasyon uyarısı Türkiye’deki sinagoglara yapılacak en ufak saldırı, elimizi zayıflatmakla kalmayacak, din ve vicdan hürriyetine darbe olacaktır. Bunu da doğru göremeyiz. Bu yüzden son günlerde medyaya yansıyan bazı müessif hadiseleri endişe ile izlediğimi özellikle belirtmek isterim. Musevi vatandaşlarımızın dini tercih ve inanç haklarına gelebilecek zayiat, bilinsin ki Türkiye’ye yakışmayacak, Türk milleti ile bağdaşmayacak bir çirkinliktir ki buna da asla onay veremeyiz.”Ha YPG ha SDG ha FETÖ ha PKK”YPG, isim değiştiriyormuş, yeni adıyla ‘Suriye Demokratik Güçleri’ olacakmış. İsmin ne önemi var, kaldı ki bu değişiklik malumun ilanı da değildir? İsim değişikliği, cinayet ve ihanetleri nasıl örtecektir. Terör her yerde, terörist her isim altında terörist ve şerefsizdir. Ha YPG ha SDG ha FETÖ ha PKK, bunlar arasında en küçük eylem ve emel farklılığı yoktur.Soru-Cevap- CHP’nin söylemlerinin ciddiye alacak hiçbir yönü yoktur. Gidişinden haberimiz yokken gelişimizden haberi nasıl olacak. Onu Ahmet Davutoğlu öyküsü ile birileri izah etmesi lazım. – YPG’ye silah yardımında bulunan bir ülkeye Türkiye bağımlı kalamaz. O alternatifler de şu an için Rusya’da S-400’lerdir. – HDP sokaktan başka yerde ne zaman bulunmuştur ki şimdi sokağa iniyor.
KAYNAK : Yenişafak