300 dile çevrildi
Antoine Saint-Exupery’nin çocuk edebiyatı dünya klasikleri arasında yer alan eseri “Küçük Prens” çeviride 300’üncü dile ulaştı. İlk olarak 1943 yılında basılan “Küçük Prens” şu ana kadar 200 milyondan fazla kopya sattı.

Antoine Saint-Exupery’nin çocuk edebiyatı dünya klasikleri arasında yer alan eseri “Küçük Prens” çeviride 300’üncü dile ulaştı.
Saint-Exupery Vakfının açıklamasına göre, eser son olarak Exupery’nin ilham da aldığı Fas Saharası bölgesindeki Hassanya Arap lehçesinde yayımlandı.
Saint-Exupery’nin “Küçük Prens” kitabı 300’üncü çeviri diliyle en çok çeviri diline sahip masal oldu.
200 milyon sattı
Bir ticari şirket pilotu olarak Fas Saharası’nda da görev yapmış Exupery’nin eserinin kendisi için de bir ilham kaynağı olarak gördüğü Hassanya lehçesinde yayımlanmasının sembolik bir önemi bulunuyor.İlk olarak 1943 yılında basılan “Küçük Prens” şu ana kadar 200 milyondan fazla kopya sattı.
Ağaçtan elma değil kitap topladılar
“Herkese Kitap Vakfı” tarafından kitap okumayı sevdirmek amacıyla ilan edilen “Kitap Hediye Günü”nün ikincisi kutlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ ve Türkiye Yayıncılar Birliğince desteklenen etkinlik, Miniatürk Parkı’nda gerçekleştirildi.”Herkese Kitap Vakfı” Kurucu Genel Başkanı Bülent Şenver, yaptığı açıklamada, Türkiye’deki kitap okuma alışkanlığına dair istatistikler paylaştı. Şenver, Türkiye’deki okulların yüzde 70’inde kütüphane olmadığını belirterek, insanların yılda en az bir kere, eski yeni ayırt etmeden birbirlerine kitap hediye etmelerini arzuladıklarını söyledi.Özellikle çocukların kitaptan uzak durmaması gerektiğine vurgu yapan Şenver, “Sadece 100 kişiden 4’ü düzenli kitap okuyor. ‘Hayatımda hiç kitap okumadım’ diyenlerin oranı yüzde 39. Bu rakamı nüfusumuzla kıyasladığımızda, yaklaşık 27 milyon kişinin hiç kitap okumadığı yorumunu yapabiliriz. Bu istatistikler bize yakışmıyor. Çocuklarına kitap hediye eden ülkeler sıralamasında da 140. sıradayız. Kitap Hediye Günü işte bu yüzden çok önemli” diye konuştu.Kitaba ulaşma sorunuTürkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu da Türkiye’nin yayıncılık sektöründeki sıralamada en büyük 11. ülke olduğunu kaydetti. Türkiye’de yılda 680 milyon adet kitap üretildiğine dikkati çeken Zeynioğlu, şöyle konuştu:”Kitaba ulaşma konusunda büyük sorunlarımız var. En çok kitap okuyan kesim 7-14 yaşındaki çocuklar. Yeter ki kitapla buluşsunlar. ‘Kitap Hediye Günü’ gibi çabalar da çocuklar başta olmak üzere herkesin kitaba ulaşmasına vesile olacak şeyler. Mümkün olduğunca çok kişi birbirine kitap hediye etsin istiyoruz. En çok zamanı televizyon izlemeye ayırıyoruz. ‘Televizyon izlemeyi bırakın’ demiyoruz ama günde 20 dakikamızı bile kitap okumaya ayırsak, ne kadar çok kitap okuyacağımızı göreceksiniz.”
Hoşgeldin Küçük Prens!
Yeni Hayat adlı romanına Orhan Pamuk, “Bir kitap okudum ve hayatım değişti.” cümlesiyle başlar. Düşünelim, okuduğumuz ve hayatımıza damga vuran, yaşadıklarımıza, çevremize yeni bir açıdan görmemizi sağlayan, hayatımızı değiştiren kaç kitap okuduk. Her kitap elbette böyle değildir ama bazıları da fena halde çarpar!Fransız aristokrat, yazar ve maceracı Antoine de Saint-Exupery’nin tarih ötesi ve büyüklere çocuk olmanın/kalmanın erdemini anlatan kitabı Küçük Prens, işte tam da hayat değiştiren bir kitaptır.Öyle ki 1943 yılında yayınlandıktan sonra adeta bir fenomene dönüştü. Saint-Exupery’nin ABD’deki sürgün yıllarında kaleme aldığı, sevgiyi, bağlanmayı, dostluğu ve yalnızlığı satırlarında ince ince işlediği kitabı, hayatın basitliğini, insan olmanın yalınlığını bize şiirsel bir tatla aktarıyor. Fransızca olarak yayınlanmış kitaplar arasında en çok okunan ve en fazla farklı dile çevrilen kitap, bugüne kadar 250’den fazla dile ve lehçeye çevrilmiş durumda. Her yıl dünyada 2 milyon nüshası satılan kitabın toplamda 140 milyondan fazla satış rakamına ulaştığı ifade ediliyor. Bir anlamda B-612 gezegeninden dünyamıza, Sahra Çölü’ne düşen Küçük Prens artık yalnız değil ve dünyanın tüm dilleriyle konuşarak insanoğluna 70 yıldır mesajını ulaştırıyor. Pek çok çocuk onunla büyüdü, pek çok ebeveyn onu okuyarak, çocuk ruhlarını hatırladılar ve sahip çıkmaya devam ediyorlar.Küçük Prens, 1943’ten bugüne yalnızca basılı formatta değil, sesli kayıt, radyo oyunu, tiyatro, bale, opera, sinema ve televizyon başta olmak üzere pek çok sanatsal ve görsel formatta da sevenleriyle buluştu. Hatta Ekim 2015’te Küçük Prens’in Fransız yapımı yeni bir animasyon filmi de gösterime girecek ve ilk fragmanı da geçtiğimiz günlerde yayınlandı. TÜRKÇE’DE KÜÇÜK PRENS FURYASITürkçe’ye ilk çevirisi Ahmet Muhip Dıranas tarafından Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yayını olan Çocuk ve Yuva dergisinde 1953-54 yılları arasında yapılan Küçük Prens, o günden itibaren itibaren ülkemizde de epey ilgi görüyor. Edebiyatımızın önde gelen isimlerinin tercümesiyle bugüne kadar telif kısıtı altında tercümeleri yayınlanan kitap için 1 Ocak 2015 tarihi yeni bir milat oldu. Çünkü 70 yıllık telif hakkı koruma süresi artık doldu. Ve dileyen yayınevi kitabı artık basma imkanına sahip. Bu yeni durumun okuyucuya ilk yararı, yıllarca, bir yayınevinin kıskacı altında fahiş fiyata satılan kitaba, artık daha ucuza ve pek çok çeşidiyle ulaşılabilmek olacak. Öyle ki sadece bu yüzden uzun yıllar Küçük Prensi Türkçe tercümesini almamakta direndim ve İngilizcesinden okumayı tercih ettim.Bu yeni durum karşısında, 2015’te ülkemizde adeta bir Küçük Prens furyası yaşanıyor. Öyle ki, 30’a kadar yayınevinin 1 Ocak itibariyle kendi Küçük Prens’lerini okuyucuya sunduğu tahmin ediliyor. 2015’e kadar yılda 50 bin basılan kitap için başlangıçta 130 bin adet bandrol başvurusu yapılmış. Bu da demek oluyor ki kitap, hem geçmiş yıllarda yapılan dikkat çekici hem de yeni yapılacak ve geçmiş örneklerini “aşacak” tercümeler ile bugünün büyüklerinin ve yarının küçüklerinin hayal dünyalarını yeniden kurmaya devam edecek. Elbette burada ülkemizde daha önce klasik romanlarda rastlanan tercüme facialarına, derleme tercümelere rastlanmayacağı umudunu da taşımak istiyoruz. Sonunda iyi çeviriler yine kötüler arasından sıyrılacaktır ama özellikle ebeveynlerin bu konuda dikkatli olmasında fayda var. Şiirsel bir hikayenin, kötü tercüme ile kabusa dönüşmesini kimse istemez. TERCÜME FARKLILIKLARITercüme demişken ülkemizde bugüne kadar basımı yapılan Küçük Prens versiyonlarının kimi yerlerde ayrıştığını belirtmekte fayda var. Bunlar arasında Ahmet Muhip Dıranas’a ait Türkçe ilk çeviriden güncel çevirilere kadar geniş bir yelpaze bulunuyor. 1 Ocak itibariyle yayınevleri tarafından eski tercümelerin de piyasaya çıkmasıyla bir karşılaştırma imkanına sahip olunmuş durumda. Bu noktada Alfa Yayın Grubu, sahip olduğu 3 farklı yayınevinden 3 farklı tercüme ile çıkmayı tercih etmiş. Bu da bizi kitabın ilk yayınlandığı Ahmet Muhip Dıranas tercümesinden, güncel olan Işık Ergüden’e ve değerli edebiyatçı Selim İleri’nin geçiş dönemi diyebileceğimiz tercümesine kadar, bir Türkiye okuması yapmamızı da sağlıyor. Örneğin Işık Ergüden, Saint-Exupery’nin kitabındaki atfa sadık kalarak “bir Türk diktatör” ifadesini kullanmış. Dıranas’ta bu ifade “büyük bir önder,” İleri’nin tercümesinde ise “dediği dedik, sınırsız yetkili bir Türk başkanı” olarak tercüme edilmiş. Yine kitabın, bir şeyin gerçek halinin gözle değil hislerle anlaşılabileceğini salık veren o meşhur sözcüğün, Selim İleri tarafından, “göz göremez özdenliği,” şeklinde, Cemal Süreya ve Tomris Uyar çevirisinde ise “Gerçeğin mayası gözle görülmez” ifadesiyle, güncel Işık Ergüden tercümesinde ise “asıl görülmesi gereken gözle görülmez” olarak Türkçe’ye kazandırıldığı görülüyor. Elimdeki baskılardan en çok, Cemal Süreya ve Tomris Uyar ortak tercümesinden edebi lezzet aldığımı söylemem gerekiyor. Tabii Işık Ergüden’in tercümesinin de Türkiye’nin değişen siyasi atmosferini ve gelişen ifade özgürlüğünü anlama açısından değerli olduğunu düşünüyorum. Kitabın diğer tercüme versiyonlarını da yine heyecanla okuyacağım ve o satırlarda ne gibi keşifler yapacağımı şimdiden merak ediyorum.Kitabın Cemal Süreya’nın tercüme ettiği baskısının Ocak 2015’te yayınlanması, yazarın 25. vefat yıldönümünde, Süreya’yı anmak adına güzel bir hediye olduğunu da not olarak eklemesem olmaz. Evet, elimizde artık onlarca farklı tercümesiyle Küçük Prens var ama değişmeyen tek şey, kitabın 70 yıldır, hiçbir şeyi tek başına anlayamayan büyükler için hayatın ve sevdiklerimizin değerini anlatmaya devam etmesi. Biliyorum, yine de “Büyükler çok garip oluyor.”Kitabın künyesi:Küçük PrensA. Saint-ExuperyZeplin Yayınları
KAYNAK : Yenişafak