59 milyonluk tablo

Avusturyalı ressam Gustav Klimt’in “Bauerngarten (Çiçek Bahçesi )” adlı eseri, İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen açık artırmada rekor fiyata alıcı buldu. Sotheby’s Müzayede Evi’nin Avrupa’dan sorumlu Başkanı Helena Newman, 20. yüzyılın en önemli ressamlarından biri kabul edilen Klimt’in 1907’de tamamladığı eserin 59,3 milyon dolara satıldığını açıkladı.

59 milyonluk tablo

Avusturyalı ressam Gustav Klimt’in “Bauerngarten (Çiçek Bahçesi )” adlı eseri, İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen açık artırmada rekor fiyata alıcı buldu.

Sotheby’s Müzayede Evi’nin Avrupa’dan sorumlu Başkanı Helena Newman, 20. yüzyılın en önemli ressamlarından biri kabul edilen Klimt’in 1907’de tamamladığı eserin 59,3 milyon dolara satıldığını açıkladı.

Avrupa’da en yüksek fiyata alıcı bulan üçüncü eser

“Çiçek Bahçesi”, hem Klimt’in en yüksek fiyata satılan manzara resmi hem de Avrupa’da en yüksek fiyata alıcı bulan üçüncü eser oldu. 2010’da Alberto Giacometti’nin “Walking Man (Yürüyen Adam)” adlı heykeli 79 milyon dolara, 2002’de de Peter Paul Rubens’in “The Massacre Of The Innocents (Masumların Katli)” adlı tablosu 60 milyon dolara satılmıştı.

Osmanlı ve Selçuklu motifleri CNR’da

Hediyem İstanbul, tombak sanatçısı İsmail Bülbül ile Ebced hesabı ile tasarlanmış koleksiyonerlere özel eserler hazırladı. Kalemkâr ve tombak sanatçısı İsmail Bülbül, İBB Kültür A.Ş.’nin Hediyem İstanbul markasına özel minyatür bakır miğfer, kalkan ve at alınlığı üretti. Bu üç ürünün hikâyeleri Ebced hesabı ile oluşturulan bir kompozisyonla eserlere aktarıldı. Sınırlı sayıda üretilen eserler, hiçbir teknolojik alet kullanılmadan 16. yüzyılda kullanılan aletlerle ve o dönemki uygulanış şekliyle yapıldı. Eserlerin desenleri sanatçı tarafından üretilen 300 farklı çelik kalem ve elmas kalemle işlendi.Tombakların değerini sanatçının sanatı uğruna ödediği hayat belirliyorTombak oldukça zahmetli ve riskli bir sanat dalı. Bu sanatı hakkı ile yapabilmek için sanatkârların ömürlerini adamaları gerekiyor. Tombak sanatında uygulanan kaplama veya eskitme tekniklerinde kullanılan tariflerde kanserojen maddelerin yer alması sebebiyle, birçok sanatkâr en verimli zamanında hastalanarak vefat etmiş. Tarihte tombak sanatçıların kansere yakalanma ve erken yaşta vefat etme oranı yüzde yüz iken, günümüzde gelişen tıp ve kullanılan maddelerdeki kanserojen oranlarının değişmesi ile birlikte oran yüzde kırklara geriledi. İki hükümdarlığın yükselişinin anlatıldığı miğferHediyem İstanbul’a özel olarak 26×10 cm olarak üretilen minyatür miğferin tepesindeki formlar 16 Türk devletini temsilen 16 dilimden oluşuyor. Selçuklu ve Osmanlı dönemi süsleri ile bezeli miğferde bulunan Selçuklu deseni geçmeli “Y” yükselişi temsil ediyor. Osmanlı’nın en büyük yükselişi ise Yavuz Sultan Selim Han döneminde olduğundan miğferde bu desen de kullanılıyor. İlahi desteğin sembolü kalkan26x16 olarak üretilen bakır kalkanın alt kaidesine yine 16 dilim göze çarpıyor. Kalkandaki gül bezemesi ise; Osmanlı’nın geçilemez denilen Sina Çölü’nü geçmesi, hilafeti Türklere geçirmesi, geçiş esnasında Hz. Muhammed’in orduya mihmandar olarak nasip olması sebebi ile o Sultan’a kalkan olan ilahi desteği temsilen işlenmiş. Güllerin arasında olan Selçuklu “Y” desenleri yine yükselişi temsil ediyor.Hadis ve rivayetlerle form bulan at alınlığı26×5 cm olarak üretilen at alınlığının üzerindeki desenin hikayesi Yavuz Sultan Selim ile Hasan Can arasında geçtiği rivayet edilen bir konuşmaya dayanıyor. At alınlığının aşağıya doğru akan kısmında Nal-ı Şerif (Peygamber Efendimizin ayak izi) olan formda rumiler mevcut. Üst kısmında hilal ve hilal içinde güller vardır. Bu desenler Yavuz Sultan Selim ile birlikte halifeliğin Türklere geçişini temsil etmektedir. İsimsiz sanatkârlar tarifi hep eksik verdiMilattan önceye tarihlenen kazılarda yemek kaplarında rastlanan tombağın sanata dönüşmesi ve zirveye ulaşması Osmanlı döneminde oldu. Tombak sanatçıları, edep sebebiyle ve kibre kapılmamak için eserlerine imzalarını atmadı. Bu sebeple hayatlarını erken yaşta kaybetmelerine sebep olmasına rağmen günümüze ulaşan nadide eserlerde tombak sanatçılarının isimlerine rastlanmamakta.Ebced hesabı ile tasarlanıyorEserlerin tasarım aşamasında yapılacak esere göre üzerine koyulacak kulp, menteşe, tepelik, zincir, emzik gibi kısımlar ayrıca çiziliyor. Eserin madeni ocaktan çıkarıldıktan sonra tasarlanan formun ölçülerine göre kesiliyor. Kesilen kısım tavlanarak ve demir örs üzerinde dövülerek form veriliyor. Form verildikten sonra üzerine işlenecek olan desenlerin tasarımına geçiliyor. Desenler, eser hangi medeniyeti anlatacaksa o dönemin tarzını yansıtan figür ve motiflerden seçilerek bir kompozisyon haline getiriliyor. Yapılacak kompozisyonlar genellikle Ebced hesabı dikkate alınarak tasarlanıyor, bölme ve figür sayıları bu hesaba göre belirleniyor.300 çeşit çelik kalem ve elmas kalemle işleme yapılıyorÇizilerek eser üzerine aktarılan kompozisyonların içi, işleme işlemine geçilmeden önce formu zarar görmesin diye zift veya kurşun ile dolduruluyor. Doldurma işleminden sonra kakma, oyma, işleme, ajur gibi teknikler kullanılarak eser her ayrıntısıyla işleniyor. Kakma işlemi sırasında yine sanatkârın kendi elleriyle yaptığı yaklaşık üç yüz çeşit çelik kalem kullanılıyor. Kakma işleminden sonra esere göre oyma, işleme veya ajur teknikleri uygulanıyor. Daha sonra işlenmiş desenin oyuk kalması istenilen negatif kısımları keski kalem ile sabırla tek tek vurularak objeden ayrılması sağlanıyor. Ajur işlemi de bittikten sonra eserin içindeki zift veya kurşun çıkartılıyor.On beş zehirli aşamadan geçip altınla mükâfatlandırılan sanatÇalışma altın, gümüş, bakır veya pirinç olmasına göre kalıntılarının temizlenmesi için farklı sıcaklıklardaki ateşte tavlanıyor. Kor ateş kırmızısı iken su ve keskinliği alınmış asit karışımı içerisine atılıyor. Bir veya iki saat asitte bekletildikten sonra bakır üzerindeki ilk zehirli ve kirli kabuğunu asitin içinde bırakarak, saf temiz haline dönüyor.Bakırın tavladıktan sonra asite atılan birinci zehirli katı tortusu yine kanserojen. Çalışma ateşte yumuşadığından tekrar eski gücüne gelmesi için çelik örs ve çekiçle yeniden dövülüp sertleştiriliyor. Daha sonra esere göre montaj işi başlıyor parça ve aparatlar bir araya getiriliyor. Tombaklamadan önceki son aşamada cila işlemi yapılarak bakır yüzeyi tüm kirden arındırılıyor. Böylece eser yaklaşık on beş çeşit zehir ihitiva eden aşamalardan geçerek tombaklanacak hale gelmiş oluyor. Eser son olarak tombaklanarak altın ile buluşup mükâfatını alıyor ve tombak oluyor.Sınırlı sayıda üretilen eserler İstanbul Kitapçıları’ndan ve 4. Uluslararası CNR Kitap Fuarı’ndan temin edilebilecek. Sony Dünya Fotoğrafçılık Yarışması’nda finale kalan fotoğraflar ‘Necip Fazıl Kısakürek eserleriyle yaşamaya devam ediyor’

Sahne Reis Bey’in

Necip Fazıl Kısakürek’in en önemli tiyatro oyunlarından biri olan “Reis Bey” İBB Şehir Tiyatroları tarafından seyirciyle buluşturuldu. Müziğini Mercan Dede’nin, dramaturgisini Hilmi Zafer Şahin’in, sahne tasarımını Emrah Kürekçi’nin, kostüm tasarımını Sebahat Çolakoğlu’nun, ışık tasarımını Şükrü Türen’in yaptığı oyunda; Berrin Koper, Caner Bilginer, Ceysu Aygen, Çağatay Palabıyık, Doğan Altınel, Fatma İnan, Gökhan Eğılmezbaş, Hakan Yavaş, Hasip Tuz, İbrahim Can, İbrahim Ulutaş, İskender Bağcılar, Lale Kabul, Mazlum Kiper, Mehmet Bulduk gibi oyuncular rol alıyor. İlk kez dün Kadiköy Haldun Taner Sahnesi’nde seyirciyle buluşan oyun büyük beğeni topladı.SADELEŞTİRME YOKOyunun yönetmeni Şükrü Türen, yaptığı açıklamada “Üstadın kaleminden çıkan bu eser çok farklı göndermeleri olan derinlikli bir eser. Uzun diyalogları olan 3 perdeden ulaşan bir oyun oldu. Hiçbir sadeleştirmeye gitmeden oyunu olduğu gibi sahneye koyduk. Çalışırken çok keyif aldık” dedi. Oyunun konusu şöyle: Kanunlara son derece bağlı ve kararlarında acımasız bir hakim olan Reis Bey’in hayatını bir katil zanlısıyla ilgili dava sonucu değişir.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ