21. yüzyılın vebası: Kanser

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de her yıl 96 bini erkek, 67 bini kadın olmak üzere yaklaşık 163 bin kişiye kanser tanısı konuyor. En sık görülen kanser türü olarak erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanseri öne çıkıyor.

21. yüzyılın vebası: Kanser

Türkiye’de her yıl 96 bini erkek, 67 bini kadın olmak üzere yaklaşık 163 bin kişiye kanser tanısı konuyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığından alınan verilere göre, dünyada her yıl yaklaşık 14 milyon kişi kanser teşhisi alıyor ve 8,2 milyon kişi kanser nedeniyle yaşamını yitiriyor. Kanserde benzer seyrin devamı halinde 2030 yılında 22 milyon yeni kanser vakası öngörülüyor.
Gelecek yıllarda kanser vakalarının önemli bölümünün az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. Dünya geneline bakıldığında, erkeklerde akciğer ve prostat kanseri, kadınlarda ise meme kanseri en sık görülen kanser türleri olarak ilk sıralarda yer alıyor.
Son verilere göre Türkiye’de yılda 96 bini erkek, 67 bini kadın olmak üzere yaklaşık 163 bin yeni kanser vakası kayıtlara geçiyor.

Benlerde kanser riski

Dermatoloji Uzmanı Dr. Adnan Öbek, birçok kişide görülen irili ufaklı benlerin çoğunun zararsız olduğunu, ancak bazılarının cilt kanseri riski taşıdığını söyledi.Benler üzerindeki renk ve değişikliklerin mutlaka önemsenmesi gerektiğini kaydeden Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Adnan Öbek, bu konuda vakit kaybedilmeden uzman yardımı alınması gerektiğini ifade etti. Dr. Öbek, “Vücutta bulunan ben, eğer riskli bir durumdaysa vakit kaybetmeden bulunduğu noktadan çıkarılması gerekiyor. Benin yapısı asimetrikse, çevresinde düzensizlik söz konusuyla, açık veya koyu kahve, siyah, mavi, beyaz ve kırmızı gibi farklı renkler bulunuyorsa, benin çapı 5 milimetreden büyükse, üzerinde kanama veya kaşıntı başlamışsa, bunlar dünyada görülme sıklığı oranı en hızlı artan kanser türlerinden biri olan ‘malign melanom’ lezyonlarına işaret olabilir. Bu gibi durumlarda vakit kaybetmeden bir dermatoloji uzmanına başvurmak gerekiyor” dedi.Benlerin tem uzman yardımı şartVücuttaki benlerin temizlenmesini anlatan Öbek, “Benlerin çıkarılması işlemi lokal anestezi şeklinde, oldukça kolay işlemler olup, hastanın günlük hayatını etkilemiyor. Patoloji sonucuna bakılan hastalarda, eğer melanom teşhisi konulmuş ise ek bir cerrahi müdahale gerekebiliyor. Özellikle 50 yaş üzerindeki kişilerin, melanom için bir kez deri muayenesi olması faydalıdır” ifadelerini kullandı.Kolunuzda 11’den fazla ben varsa dikkatRenk değiştiren benlere dikkat

Tütün ve tütün ürünleri kanser nedeni

Erkeklerde en sık görülen kanser türü, akciğer ve prostat kanseri olurken, yılda erkeklerde tütün ve tütün ürünlerine bağlı gelişen yaklaşık 27 bin 700 kanser vakası tespit edildi.
Kadınlarda da en sık meme kanseri görülürken, 1 yılda yaklaşık 17 bin kadına meme kanseri teşhisi konuldu. Obeziteye bağlı gelişen kanserlerin sayısı da yaklaşık 6 bin olarak açıklandı.
Bağırsak kanseri en sık görülen 3. tür
Hem erkeklerde hem de kadınlarda bağırsak kanseri en sık görülen üçüncü kanser türü oldu. Çocukluk çağı kanserlerinde ise en sık görülen kanser türünün lösemi olduğu tespit edildi.
Kanser, 2015 yılında 49 bin 946 erkek, 27 bin 22 kadının ölümüne neden oldu. Gırtlak, soluk borusu, bronş ve akciğerin kötü huylu tümörü 20 bin 388 erkeğin, meme kanseri 3 bin 853 kadının ölümüne yol açtı.

7 kez kanser ameliyatı olan genç kanser değilmiş

Salih Murat adlı vatandaşın sağlık sorunları 2006 yılında ve henüz 16 yaşındayken başladı. Karnında başlayan ani ağrılarla başvurduğu hastanede “kolon kanseri” teşhisi konularak, onkoloji kliniğinde tedavi gören Salih Murat, bir türlü iyileşemedi. 55 kilodan 26 kiloya kadar düşen gence, ağrıları ve atakları geçmeyince bağırsağında bulunan bir kitlenin yırtılmaya neden olduğu bilgisi verildi. Salih Murat, bunun üzerine birçok kez operasyon geçirse de hiçbir tedaviden olumlu sonuç alınamadı.Salih Murat, hastalığına çare bulmak için ailesi tarafından hastane hastane dolaştırıldı. Yurt içinde birçok hastaneye başvuran, gittiği her hastanede “yapılacak bir şey kalmamış sabahı göremez” denilen genç, onkoloji servislerinde yıllarca tedavi gördü.’Hastaneler beni istemiyordu’Tedavisi süresince aşırı kilo kaybeden Salih Murat, şunları söyledi:”7 ameliyatın 4’ünde apandisit, birinde safra kesemin alındığı yazıldı. 72 saati geçen ağır ataklarım oluyordu. Ağrı başladığında kendimi evin duvarlarına çarpıyordum. Gittiğimiz doktorlar anneme ve akrabalarıma her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini bile söylemişler. Aşırı kilo kaybını gören hastaneler beni umutsuz vaka olarak görüp almak istemiyorlardı. Artık umudum kesilmişti. Ben de hastanelere gitmek istemez olmuştum. Annem, teyzem ve tüm yakınlarımın benden gizli gizli ağladıklarını biliyordum. Ben iyileşemediğim gibi daha çok acı çekiyordum. Ölümü artık kabullenmiş durumdaydım.”Bağırsak hastası olduğu ortaya çıktıSon çare olarak Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü’nün kendilerine tavsiye edildiğini anlatan Salih Murat, şöyle devam etti:“Teyzem, son bir kez de Yüksel hocamın beni görmesi için ısrar etti. Zorla gittiğim Balcalı Hastanesi’nde de aslında umudum yoktu. Değerli hocamız, önce raporlarını inceledi ve yaptırdığı çeşitli tetkiklerin ardından kanser olmadığımı söyledi. 10 yıldır kanser olduğunu bildiğim hastalığımın aslında kanser değil crohn (iltihaplı bağırsak hastalığı) ve FMF hastalığı olduğunu Prof. Dr. Gümürdülü’den öğrendim. Doktorum beni çok sıkı takip etti. Hastanede yatak tedaviye başlandığında 26 kiloydum. Gün gün kaybettiğim umutlarımı, yine gün gün yeniden yeşertmeye başlamıştım. Değerli hocam, her gün bizzat kendisi beni muayene ediyor ve hemşirelere yapmaları gerekenleri anlatıyordu.”Yanlış teşhis yüzünden 10 yılının yaşam mücadelesi vermekle ve ameliyatlarla geçtiğini belirten Salih Murat, tedavi boyunca bıçak altına hiç yatmadığını ve ağrı kesici kullanmadan doğru tedavi yöntemleri sayesinde bir yılda iyileştiğini söyledi. İkinci üniversiteyi okuyorHayatına kaldığı yerden devam etmek isteyen Salih Murat, şimdi özel bir şirkette çalışıyor ve ikinci üniversiteyi okuyor. Doktorunu sürekli ziyaret eden Salih Murat, “Bazı geceler 10 yıllık hayat mücadelem gözümün önünde canlanıyor. O anda içimden doktoruma mesaj yazmak geliyor. Cep telefonuma sarılıp defalarca teşekkür duygularımı kendisine iletiyorum. Allah ondan razı olsun” diye konuştu.’Ailesel geçiş yoksa kanser düşünelemezdi’Tedaviyi gerçekleştiren Prof. Dr. Gümürdülü ise Salih Murat kendisine geldiğinde öyküsünü dinlediğini ve ardından tetkiklerini yaptırdığını belirterek, “Hastamız crohn hastası idi. Zaten hastalığın belirtileri 16 yaşında görülmüş. Bu yaşta ailesel bir geçiş yoksa kanser hastalığı düşünülemezdi” dedi.Prof. Dr. Gümürdülü, crohn hastalığının, gastrointestinal sistemin (Gastrointestinal Sistem. Vücudun çiğneme, sindirim, emilim ve boşaltım olaylarının gerçekleştiği ağızdan anüse kadar olan bölümü) herhangi bir yerinde oluşabilen iltihabi bir hastalık olduğunu vurguladı. Crohn hastalığında tedavinin, hastalığın lokalizasyonuna, şiddetine ve komplikasyonların varlığına göre düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Gümürdülü, şöyle devam etti:“Tedavi, tedaviye alınan cevap, hasta uyumu ve yan etkiler değerlendirilerek her hastaya farklı bir uygulama ve değerlendirmeyle yapılmalıdır. Crohn hastalığında güncel tedavi akut hastalığın tedavisi ve elde edilen düzelmenin sürdürülmesi şeklinde iki basmakta gerçekleştirilir. Hastamız Salih Murat, tedavimize tam olarak 2 ay içinde cevap verdi ve hızla düzelmeye başladı.”Hastası Salih Murat’ta crohn ve FMF hastalıklarının aynı anda bulunmasının işi zorlaştırdığını ancak, çözümsüz olmadığını anlatan Prof. Dr. Gümürdülü,“Hastamızı şimdi rutin aralıklarla kontrol altında tutuyor, bir şikayetinin olup olmadığını soruyoruz. Hastanemizden taburcu olduktan sonra hiçbir sorun yaşamadık. Bundan sonra da yaşamayacağını ümit ediyorum” diye konuştu.


Toplum tabanlı tarama programları

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) önerisiyle Türkiye’de ilk sıralarda yer alan meme, rahim ağzı, bağırsak kanserleri için toplum tabanlı tarama programları hayata geçirildi.
Toplum tabanlı kanser taramalarında 81 ilde en az bir tane olmak üzere 28’i mobil toplam 208 Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) hizmete girdi. Bu kapsamda geçen yıl, 2 milyon 17 bin 128 kişi meme kanseri, 2 milyon 898 bin 424 kişiye rahim ağzı kanseri, 1 milyon 708 bin 25 kişi bağırsak kanseri tarama programlarına dahil oldu.
Kanser, Türkiye’de ikinci sırada ölüm nedeni”

Sağlık Bakanlığı Dr. Abdurrahman Yurtarslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Berna Öksüzoğlu, yaptığı açıklamada, kanserin dünyada sebebi bilinen ölümler arasında birinci sıra yer aldığını belirterek “Kanser, Türkiye’de de kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada ölüm nedeni” dedi.

Uzmanı uyardı: Yoğurt kanser yapıyor!

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, hazır yoğurtlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Dr. Dizdar, kanser hastalığının her geçen gün artığını belirterek, “Etrafımızda her gün birisine kanser teşhisi konulduğunu duyuyoruz. Uzmanlar, kanserdeki bu kadar yoğun bir artışı yalnızca sigara, alkol ve obezite ile açıklamanın mümkün olmadığını düşünüyor. Beslenme açısından da birbirinden çok farklı sosyal statüdeki insanlarda da kanser görülüyor. ‘Hayatınızdan çıkarın’ diyebileceğiniz neler var’ diye sorarsanız bilim adamları olarak geçtiğimiz yıllarda bunu çok tartıştık. Birinci sırada olan yoğurt hala ilk sıradaki yerini koruyor. Bizim ülkemizde yoğurt, diğer ülkelere göre açık ara daha çok tüketilen bir üründür. Yoğurt, beslenmeden öte insan vücudunun dengesinin korunması açısından da çok önemlidir” dedi. Ev yoğurdunun 9 faydasıAmbalajlı ürün yerine bunları deneyin’Bunlar yoğurt değil’ Endüstriyel yoğurtun yapay bir ürün olduğunu ileri süren Dr. Dizdar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolapta bekleyen yoğurdu haftalar boyunca üstten yemeye devam etseniz bir şey olmuyor. Bunu ben defalarca test etmiş biri olarak biliyorum. Biraz dikkat eden herkesin de bildiğini düşünüyorum. Bir ürün bu kadar çok tüketiliyorsa, bu kadar derin bir değişime gitti ise sorun var demektir. Bir gıdanın bozulma biçiminin dönüşmüş olması, ekşimenin ötesinde küflenmeyi bile atlıyor olması, içerikte çok fazla değişiklik yapıldığını gösterir. Kimse kusura bakmasın. Bunlar yoğurt değil.” Kendisinin bu konuda eleştirileri gündeme getirdiğinde bazı endüstriyel yoğurt üreticilerinden, “Hocam size bozulmayan yoğurt verdik daha ne istiyorsunuz” diyenlerin olduğunu dile getirdi. Yoğurtta büyük tehlike

Akciğer, prostat, meme ve tiroit en sık görülenler
Öksüzoğlu, kanserin bir organ veya dokudaki hücrelerin kontrolsüz ve düzensiz çoğalması ile oluşan kötü huylu tümörler olduğunu anlatarak şöyle devam etti:
“Vücudumuzdaki hücrelerin çekirdeğinde DNA olarak adlandırılan genetik bilgimizin saklandığı yapılar, hücrelerin normal fonksiyon görmesini sağlar. DNA hasarlandığında ve onarılamadığında kontrolsüz hücre çoğalması başlar. Tütün ürünleri, kimyasallar, virüsler ve aşırı güneş ışını gibi çevresel faktörler DNA hasarına ve kanser gelişimine neden olabilir. Ülkemizde erkeklerde en sık görülen kanserler, akciğer ve prostat kanseri iken kadınlarda meme ve tiroit kanseridir. Her iki cinsiyette üçüncü sırada kalın bağırsak kanserleri yer almaktadır.”

Yeni Şafak Hayat (@yenisafakhayat)’in paylaştığı bir gönderi (5 Nis 2017, 05:36 PDT)

Ambalajlı ürün yerine bunları deneyin

Günümüzde firmaların çocukların atıştırmak için aradıkları besin seçeneklerini oldukça fazlalaştırmış durumda olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Özellikle fazla miktarda doymuş ve trans yağ içeren ve gerek ambalajları, gerekse tatlarıyla çocukların ilgisini çeken minik atıştırmalıklar sağlıkları tehdit ediyor. Bu nedenle çok pratik ve kolay tariflerle çocukların elinin altında olmasını istediğiniz sağlıklı atıştırmalıkları siz hazırlamalısınız” diye konuştu. Aslıhan Küçük, çocuklar için sunulacak sağlıklı atıştırmalıklar için şu önerilerde bulundu:Peynir topları: Çocuğunuz peynir yemekten hoşlanmıyor ve sizde bu konuda bir türlü başarılı olamıyorsanız bu tarif tam size göre. Ezine beyaz peyniri çatal yardımıyla ezin. İçine kurutulmuş domates, çörek otu, ince kıyılmış maydanoz ve ince çekilmiş ceviz içini koyup birazda zeytinyağı ekleyin ve yoğurun, sonra küçük toplar halinde yuvarlayın. Peynir toplarını isteğe göre çörek otu, susam veya ince kıyılmış dereotuna buladıktan sonra üzerine kürdan batırdıktan sonra peynir toplarınız yemek için artık hazır.Fırında baharatlı cips: Çocuğunuz cips yemekten bir türlü vazgeçmiyorsa ona ev cipsi hazırlamaya ne dersiniz? Patatesleri dilimleyici ile ince dilimler şeklinde kesin. Bir kapta su içerisinde yarım saat kadar bekletin. Patatesleri iyice kurulayın ve zeytinyağı, pul biber, nane ve çok az tuz ile harmanlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine patatesleri yayın. 200 °C yaklaşık 45 dakika pişirin.Kahvaltı yapan çocuk şişmanlamıyor Şeftalili milkshake: Süt grubu besinler protein, kalsiyum, riboflavin ve B12 vitamini başta olmak üzere birçok besin ögesinin önemli kaynağıdır. Süt grubu besinlerde bulunan kalsiyum kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında önemli rol oynadığı gibi, içerdiği kaliteli protein her yaş grubunda vücudun çalışması; çocukluk döneminde büyüme, yetişkinlikte ise doku onarımının sağlanması için gereklidir. Çocuklarınızın sıcak yaz günlerinde hem sağlıklı hem de meyve suyu yerine içebilecekleri en güzel içecektir milkshake. Tadının güzel olması hem de vitamin deposu olması sebebiyle içeceğimizi çocuğunuzun çok seveceğinden emin olabilirsiniz. Bir bardak süt ve yarım şeftaliyi mikserle çırpın. İçerisine bir top vanilyalı dondurma ve bir tatlı kaşığı bal ilave edin. Köpürene kadar mikserden tekrar geçirin. Çocuğunuzun afiyetle hüpleteceği içeceği artık içmeye hazır.Lezzet topları: Çikolata sevmeyen çocuk var mıdır? Evde çocuklarınız için hazırlayacağınız çikolata topları mutfağınızın vazgeçilmezleri arasına gireceğine emin olabilirsiniz. Lezzet toplarının içerisine kaju kullanmaya ne dersiniz? Kaju içerisinde oleik yağ asitleri ve B grubundan vitaminler bulunmaktadır. Çabuk yorulan çocuklarınızın halsizlik ve yorgunluğunu önlemek için kaju tüketmesi onları daha dinç kılacaktır. Yüksek oranda çinko içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendirip, büyüme ve gelişmeyi olumlu desteklediğini de hatırlatmakta fayda var.Et yemeyen çocuklara dikkat!

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ