15 Temmuz’da askeri öğrencilere vur emri ‘Viber’den gelmiş

Ankara’da hazırlanan iddianame, askeri öğrencilerin ‘bilerek ve isteyerek’ darbe girişiminde yer aldıklarını ortaya koydu. 15 Temmuz akşamı halka ateş açan askeri öğrencilerin ‘Viber’ üzerinden gelen, “Darbe başlamıştır, direnenleri ezin” emriyle hareket ettikleri belirlendi.

15 Temmuz’da askeri öğrencilere vur emri ‘Viber’den gelmiş

15 Temmuz hain darbe girişiminde subayların ‘haberimiz yoktu’ iddiasını çökerten itiraf FETÖ imamından geldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki (KKK) FETÖ yapılanmasına ilişkin 71 şüpheli hakkında düzenlediği iddianamede, mahrem hizmetler biriminde görev aldığını anlatan K.Y kodlu imamı, şok itiraflarıyla örgütün KKK’ndaki yapısıyla ilgili önemli bilgiler verdi. K.Y, “Boğaz köprüsünün kapatıldığı, uçakların uçmaya başladığı sıralarda ‘Adi’’ kod adlı temsilci ‘Viber’dan ‘darbe başlamıştır, öğrencileri cep telefonundan arayın, direnenleri ezsinler’ diye mesaj attı” ifadesiyle, gözü dönmüş hainlerin neler yapabileceklerini ortaya koydu.

Bilgi ve belge takibi

Star gazetesinin haberine göre, lise sırasında tanıştığı FETÖ’de üniversite için geldiği Ankara’da da mahrem hizmetler biriminde “Emre” kod adıyla görev alıp, örgütün KKK yapılanmasında birim sorumlusunun hemen altında yer alacak şekilde yapı içinde yükselen K.Y.(41),Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı KKK döneminde de dinlemek istediklerini, ancak bu işi yapabilecek örgüt mensubu güvenilir bir subay bulamadıkları için yapamadıklarını belirtirken, bunun yerine, Akar’ın o dönem Özel Kalem Müdürlüğü’nü yapan ve her ikisi de darbe girişiminde aktif rol alan Albay Nuh Altınsoy ve Genel Sekreteri Ramazan Gözel’den haftalık olarak komutana gelen bilgi ve belgeler ile konuklar hakkında bilgi aldıklarını kaydetti. Örgütün KKK yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler veren K.Y.’nin ifadesindeki şok itiraflar özetle şu şekilde:

ABD’de de ilgilendim

1998 yılında üniversiteyi bitirdim. 2000 yılında bir bankada uzman yardımcısı unvanıyla işe başladım. 2000 yılı Aralık ayında Devlet Planlama Teşkilatı’na geçiş yaptım. 2002 yılına kadar mahrem hizmetlerde subayların abisi ‘öğretmen’ olarak çalıştım. Daha sonra ise tank, muhabere ve personel sınıfı öğrencilerden sorumlu müdür yardımcısı (öğretmenlerin bağlı olduğu örgüt abisi) oldum. 2005’te ABD’ye yüksek lisans yapmaya gittim,

2 yıl kaldım. Türkiye’den giden master yapan askeri öğrencilerle görüşmelere devam ettim. Gülen’le iki defa görüştüm. Görüşmeyi Süleyman B. ayarladı. Sorumlu olduğumuz subaylar, çalıştıkları yerlerle ilgili haber getiriyorlardı. Hangi birimle ilgileneceğini müdür belirliyordu. 2007-2012 döneminde kısa bir süre müdürlüğümü ‘Celil’ kod isimli şahıs yaptı. Daha sonra ‘Hamit’ kod adlı Ahmet Sakınan yaptı.

Öğrencilere mesajÖğretmenlerden aldığımız bilgileri rapor haline getirip dijital ortamda, kriptolu flash bellek içerisinde Ahmet Sakınan’a götürüyordum. Daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Şadan Sakınan’ın (FETÖ firarisi) kardeşi olduğunu anladım. Darbe teşebbüsünü televizyondan öğrendim. Öncesinde haberim yoktu. Başlangıçta ordu içinde bir kanadın bu işe kalkıştığını düşündüm. Boğaz köprüsünün kapatıldığı, uçakların uçmaya başladığı sıralarda ‘Adil’ kod adlı temsilci ‘Viber’dan ‘darbe başlamıştır, öğrencileri cep telefonundan arayın, direnenleri ezsinler’ diye mesaj attı. Bu mesaj tüm müdürlere çekilen genel bir mesajdı. Sabaha doğru aynı şekilde bir mesaj daha göndererek, Cumhurbaşkanı’nın Almanya’ya kaçtığını yazdı.

2007’den sonra arttı

K.Y itirafında, “2007 yılında Amerika’dan döndüm. ‘Celil’ kod adlı kişiyle görüşmeye başladım. Müdür yardımcılığına devam ettim. Bu dönemde Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargahıyla muhatap olmaya başladım. 2014 yılı Nisan ayına kadar burasıyla ilgilendim. 2007-2012 yılları arasında müdür yardımcısı konumundaydım. Altımda öğretmenler bulunuyordu. Öğretmenlere genelde Teğmen, Üsteğmen, Yüzbaşı, Binbaşı rütbesindeki öğrenciler bağlıydı. O tarihlerde öğrenci sayısı yavaş yavaş artmaya başladı” dedi.

Akar’ı dinleyecektik

Kara Kuvvetleri Komutanının özel kaleminde görevli öğrenci subay, sürekli ona gelip gidenleri rapor ediyordu. Fakat Komutanın görüştüğü kişilerle görüşme içeriğini bilmiyorduk. Zaman zaman temsilci Hamit isimli abiden (Ahmet S.) komutanın dinlenmesi yönünde talepler geliyordu. O dönem müdür yardımcısı arkadaşlar, bunu ilgili öğrenci subaylarla görüştük. Bu işi yapacak güvenilir kapasitede birisi bulunamadı. Bu nedenle benim dönemimde Kara Kuvvetleri Komutanı dinlenmedi. O dönem Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar idi. Belge taşımak riskli olduğu için belge getirmiyorlardı. Onlardan aldığımız bilgilerle işleyişten haberdar oluyorduk.

Adil Öksüz’ün kod adı ‘Namık’

“2015 Eylül ayında birlikte çalışmak üzere aynı konumda ‘BEY’ olarak ‘Serhat’ kod adlı şahıs görevlendirildi. ‘BEY’ Belge Enfermasyon Yöneticisi (örgüt mensubu subaylardan gelen bilgileri üst sorumlulara iletin kişi) konumundaki müdür için kullanılan kısaltmaydı. 2016 Mart-Nisan aylarında o temsilcilikten ayrıldım. ‘2016 yılı Ocak ayında TSK’daki birimlerin içerisinde yer alan birçok temsilci değiştirildi. Rıfat yurtdışına gitti. Aynı şekilde temsilcilerle birlikte birim abileri de değişti. Öncesinde birim abisi ‘Ümit’ kod adlı şahısken 2016 Ocak’ta Kara Kuvvetleri Komutanlığı birim abisi ‘Namık’ kod adlı kişi oldu. Basından takip ettiğim kadarıyla ‘Namık’ kod adlı şahıs Akıncı Üssü’nde yakalanıp serbest bırakıldıktan sonra kaçan Adil Öksüz olduğunu tahmin ediyorum. Ayrıca ‘Namık’ kod adlı şahsın ‘maviler’in (havacılar) de abisi olduğunu duydum.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ